ÖLÜMÜN EŞİĞİNDE

22 18 7
                                    

           Yazarın anlatımı...
  
     2 araba aceleyle hastaneye yaklaşıyordu.İlk araba durduğunda Kuzey kucağında Duyguyla beraber hastaneye koştu.Doktorlar ne olduğunu sorduğunda "Kapalı alan fobisi var.Yaklaşık yarım saattir nefes almıyor.Nabzı çok düşük, lütfen, lütfen doktor bey kurtarın onu"dedi Kuzey.
     Semih beyler de hastaneye vardıklarında son sürat Kuzey ve Nerminin yanına gittiler.Kerimin aklında hep şu cümle yankılanıyordu 'ya hoşlandığı ve ona emanet edilen kadına bir şey olursa'.Bu ihtimali düşünmek bile istemiyordu.Hiç kimse istemiyordu.
       Çünkü Duygu ne kadar suskun ve içine kapanık olsa da bir o kadar da çok zeki,eğlenceli ve saygılı bir kızdı.Doktorlar koridorda koşuşturmaya başladığında ters giden bir şeyler olduğunu anlamışlardı .
         Büyük pencereden baktıklarında doktor şok aletini bir birine sürtüp Duygunun kalbinin üzerine bastırdı.Hemşire başını iki yana salladı.
           Hastanenin koridorunda koşarak Duygunun olduğu odaya yaklaşan Ayan ve Atakan büyük bir ümitle her kese bakıyordu.Yasemin hanım da gelmişti ve o da içinde Duyguya sonsuz teşekkür etmekle  meşguldü.Çünkü Duygu kendini feda edip o maskeyi Banuya vermeseydi,işler daha kötü bir hal ala bilirdi.
             Doktor bağırdı yanındaki hemşireye "Arttırın.Böyle olmaz,böyle ölemez.O daha çok genç!".Galiba Duygu için gerçekten de söylediği gibi:yolun sonuydu.
            Doktor bu sefer en yüksek dereceye arttırmasını istedi hemşireden.En yüksek şokla kalbine bastırdılar Duygunun.Ama nafile.Doktor büyük bir üzüntüyle başını salladı.Ve dedi "Ölüm saati 14.47".Hastaneyi inletecek kadar yüksek bir sesle bağırmaya başladı kızlar.Atakan "Hayır, hayır kapatmayın o örtüyü nefes alamaz.Acı çeker.O ölmedi,ölemez!O bizi bırakmaz"dedi.Pencereye vurarak.Sonra yanındakilere döndü "Bilmiyor musunuz o inatçıdır.Tamam kendinden nefret eder ama hayat doludur.O bu kadar çabuk vazgeçmez".
          Her kes ama her kes yere çökmüş ağlıyordu.Kapı açıldı ve Duygunun cansız bedenini sedyede dışarı çıkardılar.Kuzey gelip o beyaz örtüyü açtı ve "Duygum, güzelim sen vazgeçemezsin.Bize inatçılığınla kök söktürdün yıllarca.Şimdi bizi böyle yarım bırakıp gidemezsin.Duydun mu gidemezsin!"dedi ve kalbinin üzerine hafifçe vurdu.
         Hemşireler Duyguyu götürürken Banu geldi ve başını Duygunun kalbinin üzerine koydu."Baba,abi yaşıyoy.Kalbi dıp dıp ediyoy"diye bağırdı.Kuzey zaten bir an olsun Duygunun elini bırakmamıştı,Atakan da aynı şekilde.Atakan hızla kafasını kalbine koydu Duygunun."Ya...Yaşıyor! Doktor yaşıyor!" Dedi o da.
         Şuan her kes gözünü bile kırpmadan Duyguyu izliyordu.Bir tek Kuzey Kerim'i gözleriyle öldürmekle meşguldü.Kerim kendisine bakan Kuzeyin farkındaydı ama şuan tek düşündüğü şey hoşlandığı kadındı.
         Bir süre sonra Kerim Kuzeyin bakışlarından rahatsız oldu ve Kuzeye "Ne bakıyorsun Kuzey.Bir şey mi söyleyecektin?"dedi.Kuzey ayağa kalktı ve Kerim'in tam önünde durdu "Sen ne halta yarıyorsun lan!Eğer Duyguya bir şey olsaydı o büroyu senin başına yıkardım!"dedi.Ayan kuzeninin kolundan tuttu ve ona sımsıkı sarıldı."Kuzey senin sayende.Senin sayende Duygu yeniden aramıza döndü"dedi Ayan."Benim sayemde mi?"diye şaşkın şaşkın sordu."Evet,bu çok nadir rastlanan bir durum.Kalbi duran birinin kalbine öyle vurmakla onu hayata döndüre bilirsin"Kuzey kocaman gülümsedi ve o da kuzenine sarıldı.
          O sırada Duygunun odasından bir bağırış çağırış sesleri geldi.Sorun şu ki bu ses Duyguya aitti.

       Duygunun anlatımı...
   
    Gözlerimi açtığımda yine ve yeniden hastanede olduğumu gördüm.'Ne yani cehennemde değil miyiz'dedi iç sesim.İç sesimi susturdum ve etrafıma bakmaya başladım.Allahım ben bu hastanelerden ne zaman kurtulucam ya.
     Bir anda sinirlerim bozuldu ve hemşireye bağırdım "Lan benim burda ne işim var!"dedim.Hemşire elini omuzlarıma koyup arkaya doğru ittirdi."Bırak lan beni,bırak!" Hemşirenin elini ittim ve kalkmaya çalıştım.Lan ben neden hep soluğu hastanede alıyorum.
       Sonra içeri üç tane doktor girdi."Duygu hanım sakin olun.Bakın az daha ölüyordunuz sizin kurtulmanız inanın bir mucize.En az bir hafta kendinizi yormamaya özen gösterin"dedi genç doktor."Ben hiç bir şey istemiyorum anlıyor musun doktor,hiç bir şey istemiyorum!"dedim.
         Aniden boynuma saplanan iğneyle gözlerim karardı ve yatakta eski pozisyonuma döndüm.

       3 saat sonra...
  
    Artık her şeyi daha net hatırlaya biliyordum.Bir öncekinden daha bilinçli bir şekilde.Bu hayatta hep kendi yaptıklarımın değil başkalarının yaptıklarının bedelini ödedim ben.Ama bu son zamanlarda yaşananlar daha anormal bir hal almıştı.Her hafta en az bir gün hastanede oluyorum.
       Kafamı iki yana salladım ve düşündüm 'acaba her şeyin sorumlusu ben miyim?'diye.Ama yok,hiç bir sonuca ulaşamadım.Biraz daha biriyle konuşmazsam kafayı yicem."Doktor!Doktor,buraya bakın bir aloo" dedim.İçeri az önceki doktor girdi."Buyrun Duygu hanım.Nasıl yardımcı olabilirim?" Dedi."Ben çıkmak istiyorum" doktor biraz daha yaklaştı yatağa doğru."Ama Duyg-..."lafını kestim "Bakın doktor bey ben çıkmak istiyorum diyorum.Lütfen.Birde benim yakınlarım burda mı?" Diye sordum.Doktor gülümsedi "Evet hepsi burda.Sizin için çok endişelendiler.Hatta Kuzey bey sayesinde hayattasınız" dedi."Ben vazgeçtim, sadece Kuzeyi çağırır mısın"dedim.
           Bir az sonra Kuzey içeri girdi.Gözleri ıslaktı.Çok bitkin görünüyordu."Kuzey iyi misin?"diye sordum.Yanıma gelip yatağa oturdu."İyi mi?Sen ne olduğunun farkında mısın Duygu?Az daha ö-..."cümlesini bitirmeden bana sımsıkı sarıldı ve yanağımdan öptü."Ben çok özür dilerim.Anlamıyorum neden böyle olduğunu,bana bak Kuzey bir daha ne olursa olsun beni hastaneye getireni döv tamam mı?"gülümsedi ve kafama hafifçe vurdu."Kuzey teşekkür ederim.Hayatımda olduğun için, hayatımı kurtardığın için ,beni Ayandan ayırmadığın için.Her şey,her şey için teşekkür ederim"
          Bazı anlarda kelimeler kifayetsiz kalır.Ve bu an benim kendi içimde yaşadığım bir an.Ben az kalsın ölüyordum.Ve bir şans eseri hayata tutunmuşum.Bundan sonra söz hiç bir işimi yarım bırakmayacağım.Çünkü inanın hayat çok kısa.Zamanın nasıl geçtiğini,nasıl sizi yerle bir ettiğini çok sonradan fark ediyorsunuz ve o zaman artık her şey için çok geç olmuş oluyor...
      Hayatın ve ya birilerinin sizi ele geçirmesine,sizi harap etmesine izin vermeyin.Ne kadar zor zamanlarınız olursa olsun hep savaşın.Savaşmayı hiç bırakmayın.Çünkü bu hayat güçlülerin deyil savaşanların meydanıdır.

______________________________________________

    Bir bölümün daha sonuna geldik.Gerçekten de hayat çok kısa arkadaşlar.Genç,güzel zamanlarınızın kıymetini bilin.Pişman olacağınız hiç bir şey yapmamaya özen gösterin.Ve hayatınızı kendi tercihlerinizle donatın:)
      Bölüm hakkındaki en ufak fikrinizi bile yorumlarda belirtmeyi unutmayın.Yorumları okudukça inanın çok mutlu oluyorum 🥹
       ⭐ Basmayı ve vote atmayı lütfen unutmayın 🫠
        Keyifli okumalar dileriz 🫠

GEÇMİŞTEN GELEN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin