İNTİKAM ACISI

30 22 36
                                    

      "Vay be!Yemin ederim estin geçtin yine ya.Hayran olmamak elde değil" bir taraftan telefonla konuşmak,diğer taraftan da Kıvançı dinlemek çok zordu.Çünkü onun söylediği en ufak şeyleri bile aklıma kazımaktan hiç vazgeçmedim.Şimdiyse ben davet için bir kaç telefon görüşmesi yaparken o elini avcuna yaslamış hayranlıkla beni izliyordu.

     "Aslında çiçek olarak Beyaz papatya ve lavanta olsa çok iyi olur.Beyaz ve mor uyumu şirketin mimarisine de uyar.Rica ederim,sizi de bekleriz.Şevval hanıma selamlar" Ortamın dizaynını da ayarladıktan sonra geriye sadece müzikler ve davetliler kalmıştı.

     Yaklaşık iki saate yakındır bu işlerle uğraşıyordum ve Kıvanç hiç sıkılmadan bu iki saatte beni izlemişti.Seri adımlarla ofis koltuğuma ulaştığımda bilgisayardan sanatçıları araştırmaya başladım.

     Klavyenin üzerindeki ellerim biri tarafından alındığında farkında olmadan çattığım kaşlarımla elimi tutan kişiye,sevdiğime baktım."Yeter artık iki saattir uğraşıyorsun.Kalk gidelim bir hava alalım" dediğinde çok haklı olduğunu tutulan boynumdan ve sızlayan omzumdan anladım."Tamam,gidelim.Kahretsin ya,neden acıyor şu lanet omzum!" Sinirimi bilgisayardan çıkararak ayağa kalktım."Çok mu acıyor?Dur ben senin için ağrı kesici,sakinleştirici almıştım onu vereyim" diyerek elini cebine attığında bir ilaç şişesi çıkardı.

     Hızla elinden kutuyu alıp içinden üç tane çıkardım ve susuz içtim."Napıyorsun ya!Bir taneyle bile insan kendinden geçiyor napıyorsun?!" Omuz silkip kapıya doğru yürüdüm ve asansör kullanmadan aşağı kata indim.

     Gördüğüm manzara sakinleştirici içmeme rağmen sinirlerimi arşa çıkarmaya yetmişti.Fulya hanım Gayenin kolundan tutmuş bağırarak bir şeyler söylüyor,Gayeyse sessizce ağlıyordu.

      Arkamdan gelen Kıvanç kulağıma yaklaşıp "Güzelim,bir sakin.Önce bir anlayalım bakalım ne oluyor" sesi yatıştırıcı bir etki bıraksa da sert ve kararlı adımlarla Gayelerin yanına ilerledim.

     Gayenin kıpkırmızı kızaran yeşil gözleri daha fazla sinirlenmeme sebep olurken,Fulya cadısı kafasını kaldırıp bana baktı.Derin bir nefes aldım ve Fulya hanımın Gayenin kolunu sımsıkı tutan eline uzandım.

      Fulya hanımın bileğini sert ve tıpkı onun yaptığı gibi sımsıkı tutarken yüzümdeki gülümseme biraz daha büyüdü."Ne yapıyorsun sen?Bırak bileğimi acıtıyorsun!" Dediğinde Gayeye baktım.Ağlaması durmuştu ve bana büyük bir minnetle bakıyordu."Gayecim iyisin değil mi?Yoksa,birilerinin bileği çok fena kırılacak" dedim yüzümdeki gülümsemeyle.

     Gaye de benim gibi gülümsediğinde "Duygu hanım çok teşekkür ederim.İyiyim sadece biraz canım acıdı" dedi.Tüm çalışanların gözü bizim üzerimizdeyken ben sert bakışlarımı Fulya cadısına çevirdim.Ve biraz daha sıktım bileğini."Sizi uyarmıştım.Bir daha o eliniz bu şirketteki herhangi birine temas ederse,en ufak bir hakaret duyarsam sizi buna pişman ederim.Bu şirket bir aile şirketi ve burdakiler benim gözümde çalışan değil ailemizin bir üyesi.Ve unutmayın ki sözleşme henüz imzalanmadı.Eğer ben o sözleşmeyi imzalamazsam burda bir işiniz kalmaz." Son kez bileğini sıktığımda sert bir şekilde kolunu geri bıraktım.

      Bana dikkat kesen çalışanlarıma döndüm ve "Bakın arkadaşlar,en ufak bir aksaklık istemiyorum.Davet harika olmalı.Bu arada baylar ve bayanlar davetimizin konsepti çiftler" durdum ve göz kırparak gülümsedim."Anladık herhalde bir birimizi" hepsi birden 'anladık patron' deyince elimle hepsine öpücük attım ve Gayeye döndüm.O da Kıvanç ve Fulya hanım gibi beni izliyordu.

     Gayenin gözlerinde fazla oyalanmadan elimle nazik bir şekilde kolundan tutup kendime çektim.Kolu baya kızarmıştı.Fulya hanıma döndü gözlerim bu sefer."Yaptığınızı beğendiniz mi?" Dedim.O da o sırada bileğini ovmakla meşguldü."Şimdi söyleyin ne oldu burda?" İkisine bakarak konuştuğumda Fulya hanım  Gayeyi gözleriyle kesiyordu resmen.

GEÇMİŞTEN GELEN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin