29

39 3 0
                                    

29: Kahve

.

Haneul grip olduğu için bugün okula gelmemişti. Ben de bugün Jimin'le birlikte oturmuştum ve şu an yemekhanede yemek yiyorduk.

"Kampta şişe çevirmece oynarken Taehyung'un öpmesini söylediklerini kız değil mi o? Neden Taehyung'la birlikte?"

Jimin'in söylediği şeyle birlikte bakışlarım ışık hızında Taehyung'a dönerken Taehyung'un o kızla karşılıklı oturduğunu görmek sinirden gözlerimin dolmasına neden olmuştu.

Ne yapıyordu bu çocuk?

"Bir şeyler konuşuyorlar sanırım."

Jimin konuşmaya devam ederken yumruklarımı sıkıyordum. Benimle konuşması için o kadar çabaladığım Taehyung, neden başka biriyle gülümseyerek konuşuyordu?

"Nereye?"

Jimin'in arkamdan seslenmesine aldırmadan tepsimi bırakıp yemekhaneden çıkmış, ardından biraz hava almak için bahçeye yönelmiştim.

Bir şey kalbime batıyormuş gibi hissediyordum. Taehyung'u başka biriyle görmekten nefret ediyordum. Üstelik o kız ne alakaydı? Taehyung'un onunla konuşacak neyi vardı ki?

Yanımda hissettiğim beden sinirli bakışlarımın ona dönmesine neden olduğunda gördüğüm tanıdık yüz sinirimin yumuşamasına neden olmuştu.

"Neden yemeğini bitirmeden kalktın?"

Taehyung'un sorduğu soruyla birlikte alayla gülmüştüm.

"Doydum. Sen neden bitirmedin, baya mutlu görünüyordun?"

Diye sorduğumda bana karşılık vermeden gözlerime bakmaya devam etmişti.

"Sen beni kıskanıyorsun musun?"

Diye aniden sorduğunda sinirim yerini şaşkınlığa bırakmıştı.

"Neden kıskanayım seni, kıskanmıyorum."

Diyerek kendimin bile inanmadığı bir yalan söylerken elimin boynuna gitmesine engel olamamıştım. Ben normalde çok iyi yalan söylerdim, şimdi neden stres olmuştum?

"Yalan söylüyorsun."

Taehyung'un boynumdaki elime giden bakışları nedeniyle elimi hızlıca boynumdan çekmiştim. Stres olduğumda boynuma dokunduğumu fark etmiş miydi?

"Neden buradasın?"

"Bilmem."

Diyerek belirsiz bir cevap verdiğinde bakışlarımı yüzünden çekmiştim.

Taehyung kafamı çok fazla karıştırıyordu.

Cho Hee'yle gülümseyerek konuşup yemek yerken yemeğimi yarım bıraktığımı fark edip peşimden geliyordu, üstelik onu kıskandığımı anlamıştı. Neden beni önemsiyormuş gibi hissettiriyordu?

Gözlerimi etrafta dolaştırmayı bırakıp yeniden Taehyung'un yüzüne çevirdiğimde karşılaştığım duygusuz bakışlar aklımdaki tüm soru işaretlerini gidermek için yeterli olmuştu.

Taehyung'un beni önemsediği falan yoktu. O sadece aramızdaki saçma anlaşmaya uyduğunu kanıtlamak için yanıma gelmiş olmalıydı.

"Ben sınıfa gidiyorum."

Diyerek yanından kalktığımda hızlı adımlarla okula girmiş ve onu geride bırakmıştım.

"Sen iyi misin?"

Jimin beni görmez koluma dokunarak endişeyle yüzümü incelerken kafamı sallayıp onu onaylayarak zorla gülümsemiştim.

"İyiyim, bir sorun yok."

The Show Must Go On | Kim TaehyungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin