Bölüm 34. Kanayan Toprak

1.2K 109 70
                                    


Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın,
Sevgilerimle💓🍭



Bölüm 34. Kanayan Toprak


Aldanma cahilin kuru lafına, kültürsüz insanın kulu yalandır

Hükmetse dünyanın her tarafına, arzusu hedefi yolu yalandır.

Aşık Veysel


Panik ve korku çekilmez bir duyguydu evet, fakat daha kötüsü de vardı; sürekli tetikte durmak. Bu iki duygu tarih boyunca hayatta kalmak için kritik bir rol oynardı. Tehlike altında kalan vücut tüm bedeni tetikleyerek savaş ya da kaç der, Piraye'nin buna yeni taktiği ise yaşandı ve bitti demek olacaktı. Hayatının son aylarında bir ömre sığacak olaylar yaşayan Piraye el açıp Allah'a sığındığı gibi kendi kaderindeki çizgiyi kendi seçebilirdi.

Kocasının rahatça çıkıp gezebilirsin dediği anda bile tedirginlik yakasını bırakmamıştı Piraye'nin. Şimdi ise bu konuda ne kadar haklı olduğunu anlıyordu. Hani Fatih ona zarar veremezdi? Öyleyse neden saçlarını yeniden kavrayıp yamacında durabiliyordu?

Attığı çığlıkla boğazı tahriş olan Piraye'nin ağzını kapatmak için saçlarını bıraktı Fatih. Arkasında durması bile ona en büyük korkuyu salıyordu zaten bir şey söylemesine gerek yoktu. Bu korku kadının içinde bir balon gibi şişmeye başlarken aslında adamın özgüvenini ve gücünü de şişiriyordu. Ancak bir iğne darbesiyle patlayabileceği o an aklına gelmiyordu. 

Güç yalnızca doğru zamanda ve doğru yerde önemli bir hamleydi.

Siyah sarmaşıklarımı ruhuna ekemedim ama tohumlarımı rahmine ekeceğim güzel kadınım...

Zihninde çınlayan bu cümle midesini ağzına getirirken korkusunu geri plana atmaya çalıştı Piraye. Bir şey olmayacak, sakin ol, yaşandı ve bitmesini istiyorsun evet o parmaklarını yeniden kapatacaksın sakin ol ve yap şu hamleyi, seni buradan bir tek sen kurtarabilirsin Piraye, tercihlerini değerlendir. Ya Fatih'in ağlarına takılacaksın ya da ona ağ atacak örümcek sen olacaksın. Karadul örümceği çiftleştikten sonra erkeği öldürür ve kuvvetli bir zehre sahiptir. Onu etkisiz hale getir, zehrini salgıla, şimdi!

Derin bir nefes alan Piraye kendi içindeki mahkemede bir karar vermeye çalışırken Fatih'in yüzündeki gülümseme gittikçe genişliyordu. Kendi ayaklarıyla ona gelmişti ve şimdi onun olacaktı. Piraye'yi kendisine doğru çevirip o güzel gözlerini görmek istediği anda bileğini sıkan parmaklarını gevşettiği an elinde hissettiği acıyla anlık olarak bağırdı.

Piraye evden getirdiği küçük meyve bıçağını bilekliğiyle destekleyip koluna zaten takmıştı ve yapması gereken tek şey sıkılan bileklerini rahatlatan bir tutuş ve bıçağı oradan çıkarabilmekti. Eli, onu görmek için gevşeyen Fatih, nasılsa artık elimde bir şey yapamaz düşüncesine girdiği için fırsat verdiği ilk anda darbeyi yedi. Bu hamleyi beklemediği için de geri çektiği eliyle saniyeler kaybederken Piraye elindeki kör bıçağı bileğinden daha kolay çıkardı ve oracıkta yüzüne bir çizik atıp koşmaya başladı.

Kör bıçak, işlevini yitirmiş bir dansçının sahnede sendelemesi gibi, her kesiğinde sahibine hayal kırıklığı ve tehlike vadeder. Tıpkı orantısız güç kullanıp bileğini zedeleyen Piraye gibi.

Meyveyi anca soyan bu bıçağın işine yaracağına akıl sır erdiremezken kendini savunmak için yaptığına da akıl sır erdiremiyordu. Zedelenen bileği yüzünden elinden attığı bıçağın çelik kısmına değen parıltı ise sanki gökyüzüne onlardan bir iz bırakmak ister gibi yansıyordu. Fırsatını bulduğu o saniye yeniden bir tazı gibi kaçıp koşmaya başlarken yakalanmamak için arkasına bakmamaya çalıştı. Fatih ise arkasında kızgın bir boğa gibi kalmış elini yanağına atarken bağıra çağıra koşmaya çalışıyordu.

Pamuk ŞekerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin