Geceyi aydınlatan ay'mıydı? yoksa yıldızlar'mıydı karanlığı süsleyen?
Ay'ın ışığında, karanlığı süsleyen bir gecede yürümek istemedim.
Karanlıkta, tek başıma yürümek daha cazip geldi bana her zaman.
Geceyi seviyorsam yıldızların ve ay'ın altında olmak değildi, karanlık'tı bana geceyi sevdiren...Gözlerimi açtığımda etraf çok karanlıktı,bir ışık vurdu yüzüme,gözlerim kamaştı ellimi ışığa doğru verdim gözlerimi koruyup ayağa kalktım.
Bir yüz bellirdi karşımda tanıdık tı bu oydu silahımı çıkardım bellimden hızlıca ona doğru tuttum bütün oda aydınlandı birden, etrafa baktığımda bütün silahlar bana doğrultulmuştu
Tekrar o'na baktım,tetiğe bastım gözümü kırpmadan ateş ettim. tekrar bastım tetiğe olmuyordu. Boştu silah.Yere attım silahı çoktan bana doğrulmuştu silahını.
Ellinden aldım silahı bir hışımla ona doğru doğrutum silahı,ellim titremeye başlamıştı anlamsızca ter içindeydim ve birden tetiği çektim...
Silah patlamasıyla uyandım birden nefes nefeseydim ter içindeydi her yerim.Bu kezde aynı rüyaydı.
Banyoya gittim yüzümü yıkadım.
1 yıl olmuştu Tabura gitmeyeli. İzin günlerinde bile taburdan ayrılmayan Lavin 1 yıl'dır izindeydi.
Yüzümü yıkadıktan sonra odama geçip pantolan ve siyah deri ceketimi giydim saçımı at kuyruğu yapıp evden çıktım.
Motor kullanıyordum bi süredir anladım ki benim hızımı ancak motor alabiliyordu. Kaskımı taktım ve gitmeye başladım.
Arabalarım arasından geçip hızlandıkça hızlanıyordum.
Bir çiçekçinin önünde durdum.
Motordon inip kaskını çıkardım.
Çiçekçiye girip bir buket beyaz gül alıp çıktım.Motora binip babamın yanıma gittim
Mezarlığa gelmiştim, üzerinden ne kadar zaman geçse de her buraya geldiğimde kalbim yavaşlıyordu nefesim daralıyordu her nefes aldığımda.
Buketi ellime alıp babamın mezarına doğru gittim.
Buketi mezarın başına koydum.
Sulamaya başladım."Baba yarın tabura geri dönüyorum.
Uzun zamandır bu günü bekliyordum.
Ben bi askerim hep buna göre yaşadım.
askerlikten başka bir hayat yaşayamazmışımda zaten.1 yılı nasıl Geçirdim bilmiyorum bile, hani demiştin ya her insan kendi sınırlarını bellirler diye,
işte benim sınırım ne bilmiyorum
Kendime bir sınır koyamadım asla hızlandıkça dahada bastım gaza,Ama sen farklıydın, hep sınırların vardı onlara göre yaşadın her zaman.
Ayağa kalktıp Göz yaşımı sildip"Eee binbaşım bende böyle bi askerim işte dedim gülerek baba asla pişman değilim yine olsa yine tereddüt etmeden tetiği basıp kafasına sıkardım.
göz yaşalarım tek tek toprağa damladı sildim göz yaşımı bu son ağlayışımdı söz veriyorum bir dahaki sefere ünüformamla daha güçlü bir komutan olarak geleceğim yanına binbaşım. Asker selamı verip ayrıldım ordan.
Motoruma binip poligon'a gittim izin sürecimin çoğu zamanını ordaydım. silahı bırakamıyordum.
Oraya vardım motordan inip kaskını çıkardım içeri girdim. Elime silahı aldım içimde tekrar doğan bir huzur vardı gülümsememi durduramadım.
Hedef aldım, odaklandım ve ateş ettim.12'dendi gülümsedim birkaç tane daha atış yaptıktan sonra acıktığımı fark ettim poligondan çıkıp matorla lokantaya gittim. Bir masaya oturdum menüden yemek sipariş verdim yemeğim geldikten sonra telefonumdan haberlerle bakmaya başladım.
iki askerimiz şehit olmuş yazıyı gördükten sonra kaşığı bıraktım şerefsizler diye mırıldandım.
Iştahım kaçmıştı hesabı ödeyip çıktım.Matorla biraz dolaştıktan sonra eve döndüm. Sabah erkenden tabura gidicektim. Üniformama kavuşmak için sabırsızlanıyordum.
Sabah 6.30 gibi kalktım banyoya girip yıkandım saçımı kurutup dişimi fırçaladım.
Saten siyah pantolonumu giydim üstüne siyah takım ceketini giydim saçımı topladım arkadan spor ayakkabı mı giyip çıktım.Derin bir nefes aldım ve taksiye binip tabura gittim.
Sonunda gelmiştim buranın havası bile farklıydı işte sonunda Taburun önündeydim benim hayatım buradaydı girecek ve üniformama silahıma kavuşacaktım 1 yıl hiç geçmeyecek gibiydi ama sonunda evimdeydim.Derin bir nefes alıp taburun girişine doğru ilerledim. Kapıda duran nöbetçi askerler beni görünce selam verdiler.
Hemen gidip ünüformamı giydim ve albayın odasına gittim.Kapıyı çaldım "gel!" Demesiyle içeri girdim yüzbaşı Lavin Ateş! Emret Komutanım! Dedim yüksek ve kalın sesle askeriyede sesim hep kalındı.
"Dönmüşsün" dedi "Evet bitti sonunda dedim "nasıl dinlenebildin mi bari " dedi albay,babam şehit olduktan sonra en büyük desteği o vermişti bana.
"Daha kötü olamazdım albayım" dedim güldü "hadi gel otur şöyle dedi"
Gidip oturdum. "Yeni görev yerin belli oldu "Sabırsız bi şekilde sordum heycanlı heycanlı "neresi komutanım?"
"Türk silahlı kuvvetleri komutanlığında özel bir time dahil olucaksın" dedi"Yarbay seni özel olarak istedi. Burdan gideceğin için üzülmedim diyemem ama senin adına mutlu oldum."
Gözlerim parladı heyecanlı bir şekilde ayağa kalktım asker selamı verdim "sağol!" Dedim yüksek sesle müssadenizle diyip odadan çıktım.
Yeni görev yerim belliydi artık...
2 gün sonra....
Yeni taburuma gitmek için heyecanlıydım tekrar göreve çıkmak için can atıyordum resmen.
Üstümü giyinip çıktım hemen.Artık karanlıkta yürüyebilirdim. Sadece silahım ve ben...
Taburun önüne gelmiştim. Yüzümde oluşan gülümsemeye şaşkınlıkla bakan kapı nöbeçilerine kimliğimi gösterip girdim.
İçeri girerken görevden dönmüş timi gördüm uzaktan da olsa. heyecanım dahada artmıştı onları böyle gururlu ve asaletli görünce.
Timin önünde duran onlarla konuşan bir askeri gördüm asker kafasını bana çevirdiğinde uzaktanda olsa birbirimize baktık.
Bi an ki mutlulukla Asker selamı verdim asker sadece kafasıyla onaylayıp time geri döndü. bende ellimi indirip içeri girdim.
Merhaballaarr!!!! Bu ilk asker kurgum ve de ikinci kitabım. Yazım hatalları için kusura bakmayıınnn .
Umarım beğenirsiniz. Yazmak için heyecanlıyımm.
Yorum yapmayı ve yıldız vermeyi unutmayıınnnİYİ OKUMALARRRRRRRRR
Tiktok hesaplarımız bölümlerle ilgili sahneler paylaşıyorum takip edinnTiktok hesaplarııı
@luluriim
@aurora_xxeinstagramm
@lulurillim
🔥
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐀𝐘𝐍𝐈 𝐑Ü𝐓𝐁𝐄
ActionBana emir verme Komutan!. Ben senin askerin değilim. dedim bağırarak. dahada sinirlenmişti yumruğunu dahada sıktı sözlerime karşı. Tim bizi izliyordu dikkatlice, gözlerini gözlerime kilitlemişti , kırpamadım gözlerimi. kaskatı kesilmişti, gözleri...