Bölüm 9 [Defne'den]

45 4 5
                                    

Hayata küçük yaşta atılmak zordur. Heleki hayatı hayat gibi değilde, zindan gibi yaşayanlara daha fazla zordur. Hayat herkese adil olsaydı ağlamak denilen şey olmazdı. Bazı insanlar bazı insanları ağlarken görünce 'Aaa ne kadar acizsin' diyerek bakıyorlar. Ama ağlamak ruhun gıdasıdır. Ağlamak olmasaydı ruhumuz fazla mutlu olmayı kaldıramazdı. Heleki mutluluğa uzak olanlar için çok ağır gelirdi.

Volkan'ın evinden gelir gelmez kendimi yatağa atmam ani bir hızla oldu. O kadar yorgun hissediyordum ki kendimi, sanki günlerce çuval taşımış gibiydim. Hatta üzerimdeki kıyafetleri bile çıkarmadan öylece yatakta uyuya kalmışım. Gözlerimi açtığımda başımda bu defa annem değil babam dikiliyordu.

"Günaydın kızım,"dedi yüzüme tebessümle bakarken. Sanırım babamı uzun zamandır böyle 32 dişli tebessüm ederken görmemiştim. Babamın tebessümüde böyledir işte.

"Günaydın babacım,"dedim uykulu çıkan sesimle. "Ahhh," karnıma birden giren ağrıyla, o an kedi gibi ciyakladığım için babam korkmuş olmalı ki, anında yanımda oturup iyimiyim diye kontrol etmeye başladı.

"Yavrum iyimisin? Ne oldu babam bi yerin mi ağrıyor?" Telaşlı sesiyle sorular soruyor diğer yandan elleriyle iyimiyim diye kontrol ediyordu.

"Baba iyiyim, sadece yüz üstü yatınca karnım ağrıyor, birşey yok yani korkma hemen,"dedim. Korkmaması için yataktan hemen doğruldum .

"Bak gayet sağlamım, taş gibiyim taş,"dedim babamın elmacık yanaklarını sıkarken, bi yandanda gülüşüyorduk. Onu gülümseyerek görmek benimde 32 dişimi açmama sebeb oluyor. En son ne zaman 32 dişli güldüm yada güldük hatırlamıyorum bile. Annemin Kapıdan bizi izlediğini gördüm, oda bizim mutluluğumuzla mutlu oluyordu işte. Öylece kapıya yaslanmış gülerek bizi izliyordu.

"Annecim, bize katılmazmısınız?" Dedim anneme tebessümle bakarken. Annem fark etmesede annemin gözlerinden damlaların aktığını gördüm. Hemen ellerinin tersiyle gözlerindeki yaşları silip yanımıza geldi.

"Vayy sen mi uyandın baban mı uyandırdı?" Dedi şeytani gülümsemesiyle. Anlıyorum ki benimle alay ediyordu.

"Yazıklar olsun anne ya, bu zamana kadar hiç kendim uyanmadım sanki?" Diye sordum anneme alt dudağımı büzerek. Sanki 4 yaşındaki kız çocuğu gibi yatağıma çekildim,dizlerimi göğsüme çekip ellerimle kelepçeledim.

Babam dayanamamış olsaki hemen beni teselli etmek için yanıma geldi koca kollarıyla beni göğsüne bastırdı.

"Aa yapma hanım, kızımla uğraşma artık,"dedi anneme kızar gibi yaparak. Annem sahteden yanıma yanaşıp elleriyle yanaklarımı avcunun içine aldı.

"Oyy benim bebeğim," dedi dudaklarını büze büze. Evin tek evladı olmanın dezavantajları diyebilirim. Ne kadar büyüsende gözlerinde her zaman 2 yaşında oluyorsun.

"Anne abartma ya kocaman kız oldum," dedim sahteden, aslında onlarında bebekmişim gibi davranmaları hoşuma gidiyordu. Sadece belli etmemeye çalışıyordum işte.

Annem ve babam aralarında konuşurlarken morallerinin bozulacağını bilsemde, mecbur konuya girmek zorundaydım. İki öksürükle boğazımı temizleyip hiç uzatmadan konuyu açtım.

"Şu bizim meseleye bugün iş yerine gitmekle başlasak mı?" Dedim ve anında anneminde babamında suratı düştü. Annem sesizliğini korurken babam boğazını temizleyip ayağa kalktı.

"Bu işe sen karışmasan olmaz mı? Diyeceğim ama o kadar inatcısın ki ne desemde sana fayda etmeyecek değil mi?" Dedi pencereden dışarıyı izlerken ve konuşmaya devam etti.

"Birlikte iş yerine gitsekde fayda etmez ki. Çünkü o katta herhangi bir güvenlik kamerası dahi yok," dedi, derin bir nefes aldım. Bunu duymak beni korkutsada beni asla caydıramazdı. Babamın karıncayı dahi ayağını basmamak için kenarlardan giden adam nasıl olurda birini öldürebilir ki? Bende ayağa kalkıp babamı rahatlatmak için yanına gidiyorum. Başımı omzuna koyup destek verircesine söze atlıyorum.

İntikam YeminiWhere stories live. Discover now