Burak’la geçirdiğimiz zamanın hızla akıp gitmesi üzücüydü. İnsan sevdiği yanında olunca ona 1 dakika bile baksa sanki seneler gidiyormuş gibi hissediyor.
Burak’la güzel kahvaltı yapmıştık, belkide uzun zaman sonra ilk defa bu kadar güzel kahvaltı yapmıştım. Türk yemeğinde en önemli olan şey bence Türk kahvaltısıdır.
Kahvaltımızı rahatça yaptıktan sonra Burak ödeme yapmak için garson çağırmıştı, onun o halleri o kadar güzel ve tatlı ki hayretle onu izliyordum ve bunu görmesini asla istemiyordum.
“Güzelim...” Dedi Burak gözlerimin derinliklerine kaşları çatık bakarken.
“Hı,” diyebildim başımı kaldırarak.
“Daldın gittin iyi misin?” Dedi elini alnıma götürürken.
Kendimi istemsizce geri çektim o an, çünkü rezil olmuştum.
“İyiyim ya dalmışım,” dedim saçlarımı düzeltirken.
“Evet dalmışsın ama bana.” Dedi çarpık gülüşüyle.
“Burak ya, yapma şöyle.” Dedim elimle yüzümü kapatırken.
Olmasından korktuğum şey olmuştu. Görmesini istememiştim onu dakikalardır izlediğimi. Ama izlenilmeyecek gibi değildi, çekik gözleri, damarlı elleri, dalgalı saçları.
Ona hangi ara bu kadar aşık olmuştum bilmiyordum. Onu ne ara bu kadar sevmiştim. Belki de ilklerimin sahibi olduğu içindir ona bu kadar hızla aşık olmam.
İlk öpücük, ilk sarılma. Her şeyi onda yaşamıştım o sıcaklığı.
“Kalkalım mı sevgilim?” Diye sordu.
“Olur kalkalım,” dedim yerimden kalkmaya başlarken.
Nihayet dışarı çıktığımızda havanın güzel kokusunu içime derince çektim. O kadar güzel bir kokusu vardı ki her şeye bedel. Havanın sakinliği o kokuyu vermişti bize. Hafif rüzgar esintisi tenime değiyordu. Ama üşümüyordum.
Burak’ın koluna girmem için kolunu uzatmıştı.
“Sevgilim,” dedi koluna girmem için kolunu uzatırken.
Vakit kaybetmeden hemen koluna girdim.
“Hava çok güzel değil mi?” Diye sordum yürümeye başladığımızda.
“Hem de çok güzel en sevdiğim havalardır bu havalar.” Dedi.
“Benimde...” Dedim. “Hele ki havanın bu kokusu içimi huzurla dolduruyor resmen.”
“Benim de içim senin kokunla huzur doluyor.” Dedi olduğu yerde dururken.
İlk zamanlar ki ego abidesi kişiden bu kişiye nasıl gelmişti hala şaşırıyordum. Benimle alay eden kişiyle birbirimize aşık olmamız ayrıcalıktı.
Durduğu yerde başını öne eğdi Burak. Ne yapmaya çalıştığını anlamadığım için gözlerine öylece bakabiliyordum sadece.
Burak boynuma yaklaşarak saçlarımın arasından boynumu koklayıp şakaklarıma öpücük kondurup geri çekilmişti.
“Çok güzel kokuyorsun, ciğerlerime kadar dolsun istedim.” Dedi geri çekilirken.
“Burak ya,” dedim imce çıkan sesimle.
“Sevgilim...” Dedi.
“Yapma şöyle şeyler ya, utanıyorum işte.” Dedim gözlerimi başka yerlerde gezdirirken.
“Gel buraya,” dedi açtığı kollarıyla beni kendine çekerken.
Sımsıkı sarıldı.
Nihayet arabaya binmiştik. Dakikalardır yolun ortasında sevgi pıtırcığı olmuştuk sanki.
YOU ARE READING
İntikam Yemini
Fiksi RemajaSönmeye yer arayan Mum. Bir bıçak mı İNTİKAM YEMİNİ. Yıldız vermeyi, yorum yapmayı ve takip etmeyi unutmayın. İYİ OKUMALAR :)