Bölüm 8 [Defne'den]

56 5 4
                                    

Gözlerim kapanıyordu. Dizlerim titriyordu. Hatırladığım tek şey Volkan'ın, "Defne," diyerek koşarak yanıma gelmesiydi. Önce dizlerim ıslak yerle buluştu, sonra Volkan beni tuttu, kendine sardı. Onu göremiyordum ama sesini duyuyordum.
"Defne iyimisin? Defne aç gözlerini." Diyordu korkmuş şekilde, sonra gözlerimin kapandığını hissettim. Gözlerimi açtığımda oda karanlıktı. Başımı kaldırdığımda Kapıdan gelen loş ışık gördüm sadece. Gözlerimi etrafta gezdirdirdiğimde gördüğüm Volkan'ın koltukta uyuyor oluşuydu. Ayağa kalktım tutunarak başım hala dönüyordu. Üzerimde hastane kıyafeti vardı. Kıyafetlerim yağmurda ıslandığı için çıkarmış olmalılardı. Volkan'ın yanına gidip hafifçe dokunarak onu uyandırmaya çalıştım.

"Volkan...Volkan,"dedim sessiz şekilde ama Volkan bir anda yerinden sıçradı.

"Çok özür dilerim korkuttum mu seni?" Dedim telaşlı sesimle.

"Ah hayır uyuya kalmışım. Neden kalktın Defne? Sen iyimisin gel otur şuraya." dedi uykulu sesiyle, kolumdan tutup koltuğa otururken sorusuna cevap verdim.

"İyiyim teşekkür ederim," dedim utanarak. Konuşmaya devam ettim.

"Sana çok mahcup oldum Volkan benim yüzümden hastanelerdesin." Dedim mahcup şekilde başımı öne eğerek.

"Saçmalama Defne, biz arkadaş değilmiyiz? Bugün olmayacakta ne zaman olacak. Senin iyi olman daha önemli." Dedi koluma dokunup beni desteklercesine. Gözlerim saate kaydı o an, saat 03:45 geçiyordu. Telaşla ayaga kalktım.

"Annem, babam çok merak etmiştir," dedim gözlerim telefonumu ararken. Biranda Volkan ayağa kalktı.

" Ben hallettim Defne," dedi. " Nasıl hallettin," dedim şaşkınlıkla.

"Annen aradı, bende bir hemşireden rica edip annen'le konuşmasını istedim. Kız arkadaşınmış gibi yani. Senin arkadaşında kalacağını, ders çalışacağınızı biliyor." Dedi. Ona minnetle bakıp elimi Volkan'ın omzuna koydum.

"Teşekkür ederim sana çok borcum oldu. Annem pek inanmamıştır ama olsun," dedim tebessümle.

" Neden inanmasın inandı bence, ama neden öyle dedin ki yani." Dedi gözlerime bakarak.

"Hiç arkadaşım olmadı, hatta evinde kalacak yakın derecede bile hiç arkadaşım olmadı." Dedim. Şaşkın şaşkın baktı.

"Sen çok farklısın," dedi gözlerimin derinlerine bakarak. Gülümsedim öylece.

"Yani daha önce bunu söyleyen olmadı ama bilmiyorum öyle olabilirim galiba." Dedim.

"Doktor yağmurdan dolayı üşütüp bayıldığını söyledi. Serumdan sonra da gidebileceğini söyledi." Dedi volkan oturduğu yerden kalkarak, konuşmaya devam etti.

"Bu saaten sonra evine gidemezsin... Bugün bende kalırsın yarın okula beraber gideriz. Ne dersin?" Dedi. Bir anda ne diyeceğimi bilemeyip.

"Sana çok fazla yük oldum Volkan ben eve giderim sorun olma-" derken sözümü böldü.

"Yük olmak falan duymayalım bir daha, ben hemşireyi çağırıp geliyorum hemen," dedi kapıya doğru giderken. Telefonumu bulmaya çalıştım ama bulamadım. Hemşirenin sesi kulaklarıma erişti.

"Şöyle oturun serumunuzu çıkaralım," dedi hemşire sevecen bir tavırla, onu onaylarcasına işaret ettiği yere oturup kolumu uzattım, serumu çıkartıp.

" Geçmiş olsun," deyip odadan ayrıldı. Volkan'a dönüp telefonumun nerede olduğunu sordum hemen.

" Volkan telefonumu bulamadım Nerede acaba?"

"Aa pardon cebimdeydi... Al bakalım," dedi telefonumu uzatıp.

"Arabaya gidelim ne kadar erken gidip dinlenirsek sabah o kadar dinç uyanırız." Dedi beni kaldırmaya çalışarak.

İntikam YeminiWhere stories live. Discover now