"Kızım ne bu surat ne oldu?"
Babamın sesiyle bütün dikkatim yok olmuştu.
"Hı... Efendim baba?" Dedim gözlerimi ne kadar süredir ayırmadığımı bilmediğim, çatalım ve kaşımdan gözlerimi ayırarak, babama döndüm.
"İyi misin? Ne bu halin?" Diye sordu.
"İyiyim baba, biraz başım ağrıyor." Dedim elimdeki çatalı tabağın içine koyarken.
"Gördüğün kabusu mu kafana takıyorsun?" Diye sordu başını eğerek gözlerime bakarken.
"Hayır anne ben iyiyim." Diye geçiştirdim.
Ne diyebilirdim ki, gördüğüm rüya mıydı? Gerçek miydi? Bilmiyordum. Ama hayatımda gördüğüm en korkunç kabus olabilirdi. Bunun olma ihtimali yoktu. Böyle bir şeyi yaşamak asla istemiyordum. Annem ve babamın akılları bende kalmaması için sofrada yalandan da olsa tebessüm ederek, soğumuş çayımdan yudumladım.
"İlaç vereyim mi?" Diye sordu annem.
"Ay yok anne, iyiyim ya. Biraz uyursam daha iyi olur," dedim.
"Ne uyuması kızım uyanalı zaten ne kadar oldu ki?" Dedi şaşkın gözlerle gözlerime bakarak.
"Neyse ben odama gidip biraz uğraşayım. Belki Anıl'ı ararım gelmesi için." Dedim masadan ayrılırken.
Ölü bedenimi zorla sürükleyerek odama geldim, kendimi hızla yatağa attım. Gözlerimi kapattığımda, gözlerimi kapatmamla açmam bir olmuştu, çünkü nedensizce gördüğüm kabus gözlerimde canlanıyordu.
Kafamı dağıtmak için Anıl’a ihtiyacım olduğunu anladığımda, hızla gözlerimi odanın köşelerinde gezdirmeye başladım. Telefonumu nereye koyduğumu bile bilmiyordum.
Kapının tıklama sesini duyunca olduğum yerde kalıp odaya girmesi için seslendim.
"Anne..." Dedim soran gözlerle. "O elindeki de ne?"
"Bilmiyorum kızım sana gelmiş," dedi elindeki kargo paketini bana uzatırken.
"Tamam," dedim paketi hızla alarak.
Annem odadan çıkar çıkmaz, paketi açmaya koyuldum. Paket kutuydu hızla kutuyu da açtığım da içinden telefon çıktığını görünce ufak çaplı bir şok yaşayıp telefonu incelemeye koyuldum.
Sağa sola çevirdim sanki hiç telefon görmemişim gibi.
'İyi de kim aldı ki?" Diye sordum sesli konuşarak.
İçinden düşen notu görünce hızla yere düşen notu elime alıp, okumak için zarfından çıkardım.
Notu görünce, tekrar tekrar okudum.
Bu da neydi? Bu kimin oyunuydu.
Vücudum titremeye başlamıştı. Kalbimin hızla atıyor olması artık beni korkutmuyordu. Not bir el yazısı ile yazılmıştı.
NOT:Telefon sana hediyem, ama içindeki sürpriz asıl hediyem. Sevdiğin adamın gerçek yüzü.
Yazıyordu...
Telefon son model bir telefondu. Peki ama bu kimin oyunuydu. Kabuslar, olaylar ne zaman gülmeyi hak edecektim.
Neden her gün farklı olaylar yaşıyordum? Ben bu kaosun ortasına nasıl düşmüştüm ki?
Hızla kendi telefonumu aramaya koyuldum. Yatağımın içine bakmak için yorganı bir hışımla yere savurdum.
Telefon tahmin ettiğim gibi yatağın içindeydi.
YOU ARE READING
İntikam Yemini
Teen FictionSönmeye yer arayan Mum. Bir bıçak mı İNTİKAM YEMİNİ. Yıldız vermeyi, yorum yapmayı ve takip etmeyi unutmayın. İYİ OKUMALAR :)