Şarkıyı dinleyin 🤤 qdı ğeçiyor çünkü
Mozat k397 Fantasia in D minor
_*_*_*_*_*_*_*_*_*Sekizli şubat ayının sonlarına girmişler, öğle arasındalardı, bundan sonra ki saat iki saat resim vardı ve ondan sonra iki gün tatil.
"Yarın AVM' ye gidelim mi ?" Felix bugün cuma ve yarın tatil olduğu için, böyle bir teklifte bulundu. Yanında oturan Jeongin hızla kafa salladı çünkü her gittiklerinde Felix ile volerant oynamak onun için çok eğlenceliydi.
"Fark etmez." Tabii fark etmez, Hyunjin için ikiside hoş, Jisung' un gideceğini anlayabiliyor ve Jeongin dünden razı. Kısacası tek başına Seungmin ile kalmak gibi bir şansı var.
Hyunjin, Seungmin' e çarpık ama tatlı bir bakış attı. Seungmin onun ayağına vurup, "Benim içinde fark etmez." Dedi.
"Biz geliriz." Changbin demişti, ve Jeongin burun kıvırdı. AVM diye gidiyorlar ama küçük kaçamaklar yapıyorlardı Chan ile Changbin. Ve bunu herkes anlaya biliyordu.
"Olur." Jisung ise sinemaya gitmek istiyordu. Kungfu panda 4, geç olmasına rağmen çıkmış ve fragmanı ile Jisung kendine çekmişti.
Minho ise yanındaki Jisung nereye giderse oraya gitmeye hazırdı, kafa sallamakla yetindi. Tatilin sona ermesi ve Jisung' u canlı şekilde görmesiyle, artık aklında olan planı uygulamayı geçirmişti.
Ne onu yanlız bırakıyor, ne de bunaltıyordu. Sadece eskisinden daha fazla konuşuyor, çaktırmadan soru sorarak onu daha iyi tanımaya çalışıyordu. Jisung ise Minho' nun yakınlığı ile daha rahhatı, onu ara sıra utandırsada Minho sığınak gibiydi.
Zorlanmadan aklından geçenleri ona anlatıyor, bazen tam ve doğru cümle kuramasada onu dikkat ile dinleyen büyüğü ile mutlu oluyor içi içine sığmıyordu.
O ışıltılı gözleriyle Minho ile konuşurken, Minho dünyadan soyutlaşıyor, etrafta sadece Jisung' un neşeli sesini duyuyor ve küçük Bedenini görüyordu. Küçüğe olan ilgisi her geçen dakika daha çok artarken, kalbinde olan tatlı, hoş meltem onu gülümsetiyordu.
Ve bu hoşluk bir anda ortaya çıkan korkunç ısı ile Minho' yu sinirlendirsede, gardını bırakmak gibi bir hamle yapmıyordu. Jisung kurtarılmayı bekleyen bir prens gibiydi ve Minho onu kendi kolları arasına alana kadar, kötü canavar ile savaşmayı bırakmayacaktı.
"Saat kaçta gidelim ?" Felix sormuştu tekrar. Şubat ayında oldukları için hava hâlâ soğuktu. "Öğleden sonra olsa olur mu ?" Jisung sormuştu çünkü soğuk hava onun bedenine iyi gelmiyordu.
Her ne kadar terlemek yerine üşümeyi seçsede, o durum sadece zor zamanlarında geçerliydi. Şu an zorunlu bir durum yoktu ve ricasının kabul olmasını diliyordu.
"Tabii, öğleden sonra bir iyimi ?" Chan kırmamamıştı Jisung' un isteğini. Küçük olan mutlu bir şekilde kafa sallamış yemeğini yemeye devam etmişti.
Minho, onun yanağına doldurduğu yemeğe kıkırdadı ve kendi yemeğine odaklandı. Ne kadar sevsede, bunun dozunu aşmamaya dikkat etmeye çalışıyordu. Zordu ama oluyordu bir şekilde.
Yemeklerini yemişler, resim atölyesine ilerlemeye başlamışlardı. En arkada yürüyen Minho ile Jisung yanyanaydı.
"Ne çizmeyi düşünüyordun Minho ?" Jisung yanında yürüyen bedene sordu. Okul açıldığından beri en çok Hyunjin' in çizdiği resimleri beğeniyordu ve ikinci sırada Minho vardı.
"Bilmiyorum, galiba uzun süre kağıda boş boş bakacağım. " Jisung onun cevabına kıkırdayınca, büyüğün kulaklarına yine o güzel melodi doldu. Kafasını Jisung' a çevirdi, "sen ne çizmeyi düşünüyorsun ?"
![](https://img.wattpad.com/cover/365836480-288-k295259.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kısasa Kısas |Minsung✓✓
FanfictionJisung lise için Busan' dan Seul' e annesinin ısrarları ile gider. Oraya gittiğinde kalacağı yurdun iki bloğu vardır. Her iki blok da birbirleri ile anlaşamazlar. Ve Jisung sanki bunu gidermek için gelmiştir. O anlaşmazlıkları hiç fark etmez çünkü h...