Kısasa Kısas |Minsung✓✓

~7~

_*_*_*_*_*_*_*_*_

Beomgyu kendi sırasında hızla kalkıp bizim taraftaki en ön sıraya doğru ilerlemeye başladı. Hongjoong' u sırasından kaldırıp tek dizini oturağa koydu, iki elini Jisung 'ların sırasına dayayıp, Jisung' a hafif eğildi.

Ayakta duran Chan, Yeosang ve Seungmin işi Beomgyu' ya bırakmış olacaklar ki yerlerine geçtiler. Artık tek ayakta olan, Chan' ın sırasına yaslanmış olan Hongjoong.

"Bu seni ilgilendirmez ! Sen küçük burnunu bizim işimize sokma yeter !." Ne boş yaptı. "Başka bir sınıfın ağzından bu konu hakkında bir şey duyarsam, işler çok uzar. Anladın mı ?"

Jisung hafifçe geri çekilip kafa salladı. Kabul etmek gerekirse Beomgyu' nun böyle bir çıkış yapacağını kimse düşünmezdi. Ama çok fevri bir çocuk olduğu için şarşırmamıştık. Daha doğrusu şaşırtmamıştı.

"Anladın mı ?" Beomgyu, geriye kaçan Jisung' a tekrar yaklaşıp sordu. Yüzü o kadar sinir bozucu duryor ki... İnsanın vurupta oturtası geliyor. On beş dakika önce, Jisung sayesinde herkesten yirmi dolar koparıp zengin olan çocuktan eser yok.

"Ta- tamam." Ben hâlâ Jisung' un, korkuyor mu, şaşkın mı yoksa tedirgin mi olduğunu  anlayamadım. Ama
şu an Beomgyu 'ya ' siktir git' dememek için kendimi zor tutuyorum.

"SİKTİR GİT !"

Hadi canım sende !

Başımı hemen Felix' ten tarafa çevirdim. Felix kaşalarını çatmış Beomgyu' ya bakıyordu. Beomgyu ise şaşkın ve iri gözleri ile Felix' e. Aslında bende şaşkındım, hatta tüm sınıf şaşkındı.

Üç ders uyudum ama bu üç derste Felix bu sincap çocuk ile bu kadar samimi mi oldu ? Vay be, Chan tek beni değil Felix' ide  bozdu...

"Ne ?" Hongjoong, Beomgyu yüzünden ayakta dikilirken sordu. Sesi kısık çıkmıştı ve yüz hatlarının gerildiği belli oluyordu.

"Siktir git dedim." Felix gözlerini Beomgyu' dan ayırmadan tekrar söyledi, ama bu sefer yüksek sesle ve hızlıcada değil, yavaş yavaş ve kalın sesi ile konuşmuştu.

Jeongin, Felix' ten tarafa bakıp, ona sinir bozucu tek kaş kaldırma hareketini yapıp tekrar önüne döndü. Felix onu görmezden gelip konuştu "şaka dozunu aştın."

Hongjoong, Felix sözünü bitirdiğinde, bir hışımla Beomgyu kendi sırasına postaladı. Niki tekrar önüne döndüğünde herkes sesiz bir şekilde zilin çalmasını bekliyordu. Galiba şu an derse girmeyi beklemek en iyi seçenek. Telefonum titreyince, sınıf gurubundan geldiğini anlamamak aptallık olurdu.

11/E

(A) Beomgyu:
Felix ?

Felixie:
Boemgyu?

Hongjoong:
Bu neydi şimdi

(A) Hyunjin:
Ne olduda böyle tepki verdin ?

Çok mu samimi oldunuz ?

(A) Jeongin:
Ne güzel Boemgyu hallediyor du.

(Felixie aktif değil)

Felix telefonu masanın üstüne sertçe koydu, telefonun çatlayıp çatlamadığını merak ettim. Kafasını sıraya koydu. Felix okul saati içinde asla uyumaz, gözlerini kapatır ama uyumaz, yani şu an da sadece sesiziliği dinliyor.