Kısasa Kısas |Minsung✓✓

~25~

_*_*_*_*_*_*_*_*_*_*_*_

Mayıs 20

Jisung' dan

Kendimi daha iyi hissediyorum. Yasım bitmişti ve artık kabullenmiştim. Yinede, gece aklıma geldiğinde midem bulanıyor, tekrar geri uyumakta zorlanıyorum. O kadar da olacak tabii, çünkü bu kalbime oturdu ve kalkmıyor, yarası ve ağırlığı ile dolaşıyorum.

"Günaydın." Seungmin ben banyodan çıktığımda söyledi. Ona gülümsedim ve aynı şekilde karşılık verdim. Onları çok seviyorum, beni mutlu etmeye çalışıyorlar ve başarıyorlar da. Jeongin artık kalktığı her sabah, bana sarılıyor sonra tuvalate koşuyor. Hyunjin ile Seungmin kendi halerinde takılıyor ve çok komikler. Ara sıra Hyunjin köle olarak kullanıyor Seungmin, ㅋㅋㅋㅋ.

Pijamdan kurtulmak için dolaba gittim. Koyu yeşil, kapşanlu, kalbimin üstünde balonlar var arkasıda da aynı bolanlar daha büyük. Altıma siyah kumaş bir pantolan giydim. Hava oda arkadaşlarım için sıcak ama bana göre normal, ılık belkide hafif soğuk. O yüzden kazak giymek daha iyi. Burada nezle olmak ve tekrar iyileşmek zor.

Yatağımı toplarken, Jeongin uyandı. Bana sarıldı, sonra lavoboya koştu. Ona güldüm, kesikle çok iyi arkadaşlarım var. Buradan ayrılmak istemiyorum ama sinek tayfayıda özlüyorum, hyungu ve orada olan arkadaşlarımıda. Keşke burdakileri oraya götürebilsem ya da oradakileri buraya getirebilsem... Şimdi bunu düşünme zamanı değil. Tekrar mutluyken, üzgün geçen günlerin acısını çıkartmalıyım.

Bu gün cuma, belki yarın dışarı çıkmak iyi olur. Evet bence bu düşünmeye değer. Hazırlanıp odadan çıktık, yolda her zaman olduğu gibi Changbin' i de aramıza kattık. Changbin hyungum gibi, beni Beomgyu' dan koruyor. O beni seviyor, bende onu seviyorum.

Beomgyu ise beni ısırmaya çalışıyor, ona sinirliyim, elimde olmayan bir şey için bana kızıyor. Bir kaç kere daha yanağımı ısırmıştı ama Changbin o morartmadan üstümdem çekti hep. İnatçı keçi hep yanımda Minho olmadığı zaman onun yerine oturuyor. Minho' nun yanımdan ayrılmaması istiyorum, çünkü o kurtarıcı! O beni tek Beomgyu' dan değil, kedilerden ve yağmurdanda koruyor.

O beni seviyor, bende onu seviyorum.

Minho çok iyi biri, ben ne dersem kabul ediyor. Ara sıra robot olduğunu düşünüyorum, ㅋㅋㅋㅋ. Bazen donup kalıyor, sorduğumda aklının başka yere gittiğini söylüyor ama bence gözleri açık uyuyor ! O komik. Onun yanındayken karnımda kelebek olmaya çalışan tırtıl oluyor ve beni gıdıklıyor, beni güldürüyor bu his. Tek Minho başarıyor bunu o yüzden onun yanından ayrılmak istemiyorum.

Yemekhaneye geldiğimizde onlar kahvaltılarını ediyordu. Bizde yemek alıp yanlarına yerleştik. "Günaydın." Chan herkes adına söylemişti sanki. O tam bir dede çünkü yaşlılar gibi herşeyin düzgün olmasını, kendisinin dinlenmesini istiyor. O tam bir lider.

Minho' nun yanına yerleştim, bana günaydın dedi ve bende ona dedim. Herkes sakince sohbet ediyordu, kendi halinizdeydik kısacası. Bu alıştığım bir durum, sesiz bir ortam.

Çok geçmeden ayaklanmıştık. Saat 08:20 sayılırdı, sınıfa varmak beş dakika anca sürer. "Nasılsın?" Ben yine Minho ile arkada yürüyordum. "dünden, daha iyi." Ona gülümsedim o da bana, tekrar Minho ile rahatça konuşabilmek çok iyi. Yine karnımı tırtıllar gıdıklıyor! Bu hissi seviyorum, başka şeyleri düşünmemi engelliyor.

Sınıfa girdik, ben her zaman olduğu gibi cam kenarına oturdum, Minho' da yanıma. Zil çok geçmeden çaldı, öğretmenin gelmesini beklerken kafamı sıraya koyup, Minho' ya baktım. O da bana, gülümsedim. O da kafasını sıraya koydu, yüzlerimiz yanyanaydı. "Tai Yi hoca hep geç kalıyor." Ona aynen anlamında kafa salladım. Daha çok çalıştım ama onun anladığını biliyorum. O beni hep anlıyor.