Sabah yedide uyandım. Kalkıp banyoya girdim. İşlerimi halledip çıktım. Buz mavisi dar pantolonumun üstüne beyaz kolsuz şık bir gömlek giydim. Gömleğin beline çok ince bir kahverengi kemer taktım. Saçlarımı tarayıp balıksırtı ördüm. Makyajımı yapıp toprak tonlarındaki dolgu topuk ayakkabılarımı giydim. Kitaplarımı ve telefonumu alıp odadan çıktım.
Okula geldiğimde derse girdim.Dersim bittiğinde çıktım binadan. Kampüsteki bir kafeye gittim, oturdum. Diğer dersimin başlamasına bir saat vardı. Defne geldi aklıma. Dün ayıp olmuştu. Aramaya karar verdim. İlk çalışta açtı.
"Efendim canım?"
"Okulda mısın?"
"Evet birazdan çıkmayı düşünüyordum. N'oldu?"
"İşin yoksa Grand Cafe'ye gelsene."
"Kampüsteki değil mi?"
"Evet."
"Geliyorum." deyip kapattı.
Defne'yi beklerken kitap okumaya karar verdim. Birkaç sayfa okuduktan sonra Defne geldi. Birer kahve sipariş verdik. Benim hediye ettiğim bluzu giymişti. Çok yakışmıştı.
"Defne ya dün için kusura bakma. Gitmem gerekti."
"Önemli değil canım. Abim söyledi zaten."
"Ne söyledi?"
"Acele bir işin çıktığını ve seni bırakacağını söyledi." dedi gülümseyerek.
İmalı bakıyordu. Utandım. Kahvemden içtim.
"Ee, ne yaptınız abimle?" dedi sırıtarak.
"Bir şey yapmadık Defne."
"Bana hiç öyle gelmedi."
"Defne!" dedim uyararak.
' Ben masumum' der gibi ellerini kaldırdı gülerek. Dün biraz yakınlaşmıştık ama aramızda hiçbir şey yoktu. Olamazdı.
"Defne abinle aramda hiçbir şey yok. En fazla arkadaş oluruz."
"Ama abim..."derken sözünü kesip,
"Defne lütfen." dedim.
Sanırım fazla bağırmıştım. Bozulmuştu. Üstüme gelindiğinde böyle tepkiler veriyordum.
Biraz daha konuşup kalktık."Dersin bitince alışverişe gidelim mi?" diye sordu.
"İşe gitmem gerekiyor. Ama sekiz gibi çıkacağım işten. İstersen akşam yemeği yiyebiliriz?"
"Süper olur. Ben gelir alırım seni."
"Tamam. Görüşürüz."
"Görüşürüz. İyi dersler."
Sınıfa giderken Demir'i gördüm. Partiden beri konuşmamıştık. Birkaç defa mesaj atmıştı ama cevap vermemiştim. Demir'i görmezlikten gelip sınıfa girdim.
Dersin bitmesine on dakika kala dersten çıktım. Başım ağrıyordu. Soğuk bir duş almadan geçmezdi. Sarp'ı aradım. Dördüncü çalışta açtı paşa.
"Hiç açmasaydın paşam." dedim sitemle.
"Araba kullanıyordum ufaklık."
"Tamam neyse. Ben bugün işe birazcık geç kalabilirim onu haber verecektim."
"Neden? N'oldu?"
"Endişelenme ya. Başım çok ağrıyor. Biliyorsun soğuk duş almadan zor geçer."
"Tamam ufaklık. İstersen gelme hiç işe, dinlen iyice."
"Patronların bir tanesisin. Ama geleceğim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK'IN ATEŞ'İ
Teen Fiction"Gidemezsin. Bana inanana kadar gidemezsin!" "Bırak!" deyip kolumu çekmeye çalıştım. Ateş'in yanından arkaya baktım. Defne korkulu gözlerle bizi izliyordu. "İstemiyorum. Bırak artık peşimi." dedim sona doğru kısılan sesimle. Sevdiğin kişiden kaçmak...