Saat sekiz buçuk gibi uyandım. Bugün Pınar teyzelere-Demir'in annesi- kahvaltıya gidecektik. Dün, pazartesiye göre daha iyi geçmişti. Geri kalan dosyaları halledip Sinan Bey'e teslim etmiştim. Elif ile muhabbet etmiştim. Ateş'i sadece okulda görmüştüm. Bahçede bir köşeye oturmuş sigara içiyordu. Yanına gitmek istediğim için hemen uzaklaşmıştım oradan. Şirkete gitmeden Burak'la karşılaşmıştım. Biraz muhabbet etmiştik. Başka biri olsa sapık falan derdim ama Burak daha farklıydı. Sadece tuhaf davranıyordu.
Yataktan kalkıp duş almaya gittim. Odama döndüğümde dolabımın karşısına geçtim. Pınar teyzelerden sonra şirkete geçecektim. Dar bir kot pantolon seçip yatağın üstüne attım. Dizlerimde ve dizlerimin üstünde hafif yırtıkları vardı. Üstüne sarı sıfır kol gömlek çıkardım. Giyinip aynanın karşısına geçtim. Saat ve birkaç bileklik taktım. Saçlarımı düzleştirdim. Makyajımı yapıp ayakkabılarıma bakmaya gittim. İki günde gördüğüm kadarıyla şirkette bütün kızlar şık giyiniyordu. Krem rengi önü açık topuklu ayakkabımı giymeye karar verdim. Odamdan telefonumu ve çantamı alıp balkona çıktım. Demir birazdan burada olurdu. Balkonda beklemekten vazgeçip içeri girdim. Ayakkabılarımı giyip çıktım evden. Asansör gelince bindim. Yavuz'u gördüm.
"Günaydın Bade." dedi.
"Günaydın.."
Ateş şu an bizi görse delirirdi herhalde. Onu çok özlemiştim. Dün Defne aramıştı. Ateş'in moralinin çok bozuk olduğunu söylemişti. Ben de aramızda geçenleri anlattım. Abisinin tarafında olacağını sanmıştım ama beni haklı bulmuştu.
"Bade?"
Yavuz seslenince ona döndüm. Zemin kattaydık. İndim asansörden. Apartmanın dışına çıkınca bir köşede beklemeye başladım.
"Birini mi bekliyorsun?" diye sordu Yavuz.
Yanımda olduğunu bile fark etmemiştim. Başımla onaylayarak konuştum.
"Bir arkadaşımı bekliyorum."
Başını salladı.
"Görüşürüz o zaman ."dedi.
"Görüşürüz." diyerek geçiştirdim.
Kötü bir niyeti yoktu, farkındaydım. Ateş ile kavgamız yüzünden onunla konuşmak istemiyordum. Demir'in arabası önümde durdu. Bindim.
"Günaydın canım."
"Günaydın."
Pınar teyzelerin evi buraya biraz uzaktı. Aklıma gelen şeyle Demir'e döndüm.
"Demir?"
"Efendim canım?"
"Sen Ateş'i nereden tanıyorsun?"
"Ateş Yıldırım mı?"
"Evet."
"Aynı sınıftayız."
"Aynı sınıfta olduğunuzu biliyorum. Farklı bir tanışıklığınız var mı diye sordum."
"Kuzenimle çıkmıştı."
"K-kuzenin mi?"
"Evet. Özge'yle çıktılar. Çok uzun sürmedi. Ateş, Özge'yi hiç sevmedi zaten." dedi.
Özge'yi tanıyordum. Birkaç kez karşılaşmıştık.
"Özge Ateş'i sevdi mi peki?"
"Çok sevdi. Ama farkındaydı sevilmediğinin."
Bir şey demeden dışarıyı izledim. Bozulmuştum. Ateş'in birçok ilişkisi olduğunun farkındaydım. Acaba küs olduğumuz için onlardan birine gider miydi? Demir'in sesiyle daldığım düşüncelerden kurtuldum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK'IN ATEŞ'İ
Genç Kurgu"Gidemezsin. Bana inanana kadar gidemezsin!" "Bırak!" deyip kolumu çekmeye çalıştım. Ateş'in yanından arkaya baktım. Defne korkulu gözlerle bizi izliyordu. "İstemiyorum. Bırak artık peşimi." dedim sona doğru kısılan sesimle. Sevdiğin kişiden kaçmak...