Uyandığımda saat on buçuktu. Derse geç kalmıştım. Daha önce hiç derse geç kalmamıştım, demek ki huzurlu bir uyku bana iyi gelmiyormuş. Telefonuma baktım. 7 cevapsız arama vardı. Sessize aldığım yetmiyormuş gibi titreşimi de kapatmışım. Ateş ve Sarp aramıştı. Sarp'ı boş verip, Ateş'i aradım.
"Bade neredesin sen? Okulda da yoksun."
"Sakin ol ya, uyuyakalmışım.."
"Ah be güzelim! Çok merak ettim yurda geldim.."
"Ne? Burada mısın?"
"Evet.."
"Tamam bekle beni, seni içeri almazlar. Hazırlanıp geliyorum."
"Tamam canım bekliyorum."
Hemen kalktım yataktan. Banyoya koşturup günlük rutin işlerimi hallettim. Su yeşili elbisemi giydim. Üzerinde pembe-mavi desenleri vardı. Dizimden dört parmak falan kısa olduğu için Ateş kızmaz diye düşünüyordum. Saçlarımı kendi haline bırakıp hafif makyaj yaptım. Beyaz spor ayakkabılarımı giyip çıktım odadan.
Ateş arabasına yaslanmış beni bekliyordu. Yanına gittiğimde direk sarıldı.
"Seni gerçekten çok merak ettim Bade'm.."
Beni merak etmişti. Benim için endişelenmişti. İçimden tekrarlayıp duruyordum. Geri çekilip yüzüme baktı.
"Neden gülüyorsun?" diye sordu.
Kaşlarını çatmıştı.
"Şey.. Beni merak etmiş olman hoşuma gitti." dedim utanarak.
"Seni ne kadar çok sevdiğimin farkında değilsin.." diye fısıldadı yanağımı okşarken.
Sustum. 'Çok sevmek için erken değil mi ?' diye soramadım. Aklım almıyordu. Aklımdan bu düşünceleri defedip Ateş'ten uzaklaştım.
"Şey, odama gelir misin eşyalarım biraz ağır da.." diye sordum çekinerek.
"Gelirim tabii." dedi.
Kapıdaki görevliye yaklaşıp durumu anlattım. En başta itiraz etse de kabul etmişti. Yurda erkek girmesi kesinlikle yasaktı. Ateş'e dönüp onay verdim. Beraber odama çıktık. Ateş'in ne giydiğini yeni fark ediyordum. Elbisemdeki mavilerin renginde bir tişört giymişti. Uyumlu görünüyorduk. Bu hoşuma gitmişti.
Eşyalarımın hepsini arabaya taşımıştık. Bu yurdu çok sevmesem de ayrılıyor olmak hüzünlendirmişti beni. Yavaşça arabaya bindim. Arabayı çalıştırınca başımı cama çevirip yolu izledim.
Eve geldiğimizde evin önünde Defne'yi gördüm. Arabadan indiğimi görünce koşup sarıldı. Ben de kollarımı sardım ona. Ateş'in sesi bizi ayırdı.
"Ben de buradayım Defne.." dedi yalancı bir sitemle.
Defne hemen abisine sarıldı. Çok tatlıydılar. Ben abime en son ne zaman sarıldığımı bile hatırlamıyordum.
"Abini düşünüyorsun, değil mi?" dedi Fırat.
İrkildim birden. Onun geldiğini bile fark etmemiştim. Yavaşça başımı sallayıp gülümsedim.
"Hadi çıkalım eve." diye seslendim.
Eve girdiğimizde direkt camları açtım. Eşyalarımı seçtiğim odaya götürdük. Salona döndüğümde Ateş ve Fırat sessizce bir şeyler konuşuyordu.
"Hayırdır? Ne konuşuyorsunuz?" diye girdim odaya.
"H-hiç.. Hiçbir şey." dedi telaşla Fırat.
"Fırat?" dedim kaşlarımı çatarak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK'IN ATEŞ'İ
Teen Fiction"Gidemezsin. Bana inanana kadar gidemezsin!" "Bırak!" deyip kolumu çekmeye çalıştım. Ateş'in yanından arkaya baktım. Defne korkulu gözlerle bizi izliyordu. "İstemiyorum. Bırak artık peşimi." dedim sona doğru kısılan sesimle. Sevdiğin kişiden kaçmak...