San yeonjun için endişelensede ses çıkarmadı. Bu kavga zaten çıkacaktı kaçmanın manası yoktu."Seni bizim şoför bıraksın."
"Sağol san benim yüzümden senin de başın derde girdi. özür dilerim."
"Senin suçun değildi ben de haddimden fazla içtim."
San dudağını yaladı derin bir nefes alıp konuştu.
"Yeonjun biz beraber büyüdük. 8 yaşından beri benim en yakın arkadaşımsın bir şey olursa bana gel olur mu?"
Yeonjun sana sıkıca sarıldı ve dolan gözlerini kırpıştırıp şakacı bir ses tonu ile konuştu.
"Salak başıma ne gelicek, gelirse ilk senim haberin olur ama"
San burukça gülümsedi. Yeonjun onun için çok önemliydi. Onun en yakın arkadaşıydı. 2. Sınıfta yeonjunun sanı dövmeye çalışan çocuğu dövmesiyle yakın arkadaş olmuşlardı. Yeonjun çocuğu dövdüğü için 1 hafta uzaklaştırma bile almıştı. Ondan önce de babaları tanışıyordu ama bu kadar yakın değillerdi.
Yeonjun ona el salladı ve arabaya binip korkulu rüyası olan choi malikanesinin önüne geldi.
Kocaman bir evdi. 15 odası ve 3 tane salonu vardı. Bembeyaz bir evdi. 3 katlıydı en alt katta evin havuzu bulunuyordu. Bahçe ise çok büyüktü arka bahçede bir sürü çiçek vardı. Taştan bir yol tüm evin çevresini dolanıyordu geri kalan yerler genelde çimdi.
"Bunu yapabilirsin yeonjun güçlü dur."
Yeonjun zili çaldı. Yanına anahtar almayı unutmamalıydı çünkü zili çalarak eve girmek çok dikkat çekiciydi.
Kapıyı hizmetçi teyze açtığında yeonjun gülümsedi.
"Babam evde mi?"
Yeonjun eve girmeye çalışırken hizmetçi teyze önüne geçti.
"Babanızın eve girmenize izin vermiyor."
Yeonjun başta anlamadı ve kadının yüzüne boş bakışlarla baktı anladığında ise sinirlice kah kah attı.
"Klasik babam işte evde mi kendisi?"
"Hayır ama babanız yarım saate gelir."
"Misafiri eve almamak kabalıktır yalnız."
"Özür dileriz küçük bey ama bu Babanızın emri."
Kadın çok ciddi olsada yeonjun "küçük bey" lafını duyunca güldü komik olan şey ise bunu şaka anlamında değil ona normal hayatta da öyle demeleriydi. Aslında buna pek takılmazdı ama öfke patlaması yaşadığı için ona her şey aşırı komik geliyordu.
"Peki peki EFENDİNİZİ ben bahçede bekliyorum gelince de lütfen haber verin KÜÇÜK EFENDİYİ bekletmesin."
Kadın yeonjunu kafasıyla onayladı. yeonjun arka bahçede ki çiçeklerin arasındaki fıskiyenin hemen yanında olan oturma alanlarına geçti.
"Bizim evde amma büyükmüş amk!"
Yeonjun telefonunu sabahtan beri sosyal medya hesaplarına bakmamıştı açtığında ise yüzlerce mesaj görmüştü. Genel olarak bu yaşanan olay hakkındaydı. Yeonjun bir kaç tanesine yanıt verdi ardından oturduğu alanda yatar pozisyona geçti ve gözlerini kapattı.
"Sen babanı böyle mi bekliyorsun!?"
Yeonjun gözlerini ovaladı. Göğsünde duran telefondan saatine baktı. Ardından sert alanda yatmaktan acıyan beli ve kafasını tuttu ve acıyla inledi.
"Ben de canım babamın beni evde bekleyeceğini umuyordum ama görüyorum ki beni eve bile almıyor."
Yeonjun ayağa kalktı ve umursamaz bir tavırla etrafa baktı.
"Sen bizim ailemizin adını 5 paralık ettin! İş yerinde herkes bana öyle bir bakıyordu ki!"
"Kov o zaman patron değil misin!?"
"Bu sorunun çözümü bu değil yeonjun! Ne oldu sana niye böyle yaptın yetiştiremedik mi seni niye böyle yapıyorsun?!"
"Sen o fahişe ile evlendiğinde ailemizin adını 5 PARALIK ETMİYORSUN AMA BEN EDİYORUM ÖYLE Mİ?! SEN BENİ NE ZAMAN ANLADIN!? NE ZAMAN!? SÖYLE! BEN SENİN OĞLUNUM OĞLUN HATIRLATABİLİR MİYİM?"
Yeonjun yutkundu ama devam etti.
"SEN BENİ YETİŞTİREMEDİN! YETİŞİREMEDİN! ANNEM BÖYLE DEĞİLDİ O BENİ SEVERDİ YETİŞTİREMEDİK DEĞİL! YETİŞTİREMEDİN!"
Yeonjunun dediği son kelimelerle başı sertçe yana düşmüştü.
"O SESİNİ ALÇATACAKSIN?!"
"Bana vurdun vurdun bana vurdun!"
Yeonjunun sesi kesik kesikti.
"Annen hakkında doğru konuşacaksın!"
" O benim annem değil!"
"doğru dürüst hareketler yapıp doğru dürüst konuşmayı öğrendiğinde eve girebileceksin!"
"Burası benim de evim kimin evinden kimi kovuyorsun?!"
"Burası benim evin küçük bey! bu gördüğün ve senin sahip olduğun her şey senin üstündeki kıyafetler Bile benim paramdan alındı."
Yeonjun hafif esintili hava da giydiği kısa kolu tişörtü sıyırdı ve fırlatttı. Elindeki cekette babasının parası ile alınmıştı ama onu da verirse donacaktı.
"Pantalonum özel tasarım san 16. Yaş doğum günümde almıştı."
Babası bir şey demedi. Yeonjun cebindeki cüzdanını babasına doğru fırlattı.
"Senin paranı istemiyorum! senden hiç bir şey istemiyorum."
"Peki o zaman neyle yaşamayı düşünüyorsun!"
"Sen bazı şeyleri unutuyorsun baba dünyanın en ünlü kahve şirketi olan kang şirketi dedemin."
"Onlar benim ortaklarım!"
"Bu şirketin dedemin olmadığını göstermez! annem ölmeden önce 1 milyar won bana bıraktı."
Babası daha fazla konuşmadı ve oradan hızlıca ayrıldı.
Yeonjun sinirle ceketi üzerine giydi.
Babasının içeri girmesini bekledikten sonra kapıyı çaldı.
"Efendim sizi almamız imkansı-"
"Kamp aletlerimi verir misin? lütfen."
Kadın iç çekti ve kafasını salladı. Bir kaç dakika sonra 3 4 kişi kamp aletlerini kapıya bıraktılar
"Küçük bey lütfen bundan Babanızın haberi olmasın."
"Tabiki olmaz bir tabak ramen karşılığında babamı beklerken acıktım."
Yeonjun kadına en şirin gülüşlerinden birini bırakmıştı Kadın derin bir iç çekti ve eve doğru ilerledi.
Yeonjun ise çadırı açmış çok zaman kaybetmeden kurmaya geçmişti.
Aslında san da rahat bir uyku çekebilirdi ama inadı inattı aynı Babası gibi.
Yeonjun seslice homurdanırken bir anda kafasını kaldırdı ve onu camdan izleyen beomgyu ile karşılaştı.
Yeonjun kendinden emin bir tavırla ona doğru bakıp güldü ardından sağ gözünü kırptı. Beomgyu ise utançla içeri girdi.
Yeonjun yorulsa da çadırı kurmayı başardı içeriye uyku tulumu serdi. Hava karardıkça soğuyordu bu yüzden elini çabuk tutmalıydı.
Yeonjun soluklanmak için telefonunu açtı.
Beomgyu(üvey)
Sana git yeonjun.
Hasta olucaksın....
Selam bildirim gelmiyor galiba
Kaldırıp kaldırıp tekrar yayınlamak zorunda kalıyorum:(Oy ve yorum atmayı unutmayın
Oy ve yorum gelme oranına göre daha hızlı bölüm atıyorum. Bu yüzden lütfen Oy ve yorumlarınızı esirgemeyin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Müzik Dinler Misin?🎼🎧~Yeongyu
Fanficaynı anda aynı şarkıyı dinleyenleri eşleştiren bir uygulamada tanışan Choi Beomgyu ve Choi Yeonjun'un hikayesi...