Ellerini önünde birleştirip dizlerinin üstüne koymuştu. Öne doğru eğilip dupduru gölü izlerken Turuncuyla son yaşadığı olayları düşünüyordu.
Turuncusu ona ilk kez sarılmıştı...
O an sanki zaman durmuş gibiydi, kalbi atmıyor, nefes almayı unutmuş gibi soluksuzca duruyordu. Bir an kendine gelip oda Turuncusuna sıkıca sarılmıştı. Tuhaf bir şekilde o an hiç bitmesin sonsuzadek sarılı kalsınlar istemişti. Turuncuyla ilgili bu zamana kadar bilmediği tek şey vardı onuda öğrenmişti: kokusu...
Evet, Turuncunun kokusu onu o kadar büyülemişti ki, farkında olmadan derince içine çekmişti. Lavanta kokuyordu Turuncu. Alper çiçekleri hiç sevmemesine rağmen Turuncudan hiç ayrılmak istememiş, gözlerini kapatıp anı hissetmişti.
Galiba yeniden Turuncunun ona sarılması için ömründen 5 yıl verirdi...
Aslında Alper hemde korkmuştu, Turuncu ona 'bırak beni!' Diye bağırınca afallamış ne olduğunu çözmeye çalışıyordu, Turuncu ondan rahatsız mı olmuştu?
Turuncu o an kriz geçirir gibi olduğunda napacağını bilememişti, yaklaşsa daha da korkardı, yaklaşmasa kendi kötü olurdu. Sonunda yaklaşıp teselli ettiğinde deli gibi ağlamaya başlamıştı.
Alper dayanamıyordu Turuncunun ağlamasına. Bir tek göz yaşına her yeri yakar, kül ederdi. Yıllar önce o herif Turuncuya dokunmaya çalıştığındada ilk önce kendi onu dağıtmış sonra polise iade edip şahitlik yapmasıyla 15 yıl hapis cezası almasını sağlamıştı.
Hep korumaya çalışmıştı onu ve her zamanda koruyacaktı...
Peki neden?
🫀⛓️
3 yıl önce
Otobüsün camına başımı yaslayıp akıp giden yolu izlerken kulağımda kulaklığım vardı ve en sevdiğim müzisyen olan Billie Eilishin 'no time to die' şarkısını dinliyordum.
Otobüs durunca indim ve evin yolunu tuttum. Ev denebilirse tabi...
Ev neresiydi?
Benim evim nerdeydi?
Ev yaşadığımız yer miydi?Hayır, ev bizim kendimizi huzurda ve güvende hissettiğimiz yerdi...
Bense galiba evsizdim...Nefesimi derince içimi çektim ve titrek elimle kapıyı bir iki kere tıklattım. Kapı açılınca önümde babam denilen herif durmuştu. Beni kolumdan tutup içeri savurmasıyla kendimi yerde buldum.
Hızla üzerime gelip saçlarıma asıldı ve başımı sertçe duvara vurmaya başladı. Dişlerimi sıktım ve her gün yaşanan bu işkencenin bitmesini bekledim.
"Seni o***pu!!! Her gün bu kadar geç gelirsenn her gün yakarım seni anladın mı benii!!!" İyrenç tıslamasıyla kulağıma bağırıp bıraktı. Elimi alnıma dokundurdum ve elimin kana bulandığını gördüm...
Ah ne şans ama...
Aniden birinin beni kendine çekip sarıldığını gördüm. "Helinim, annecim iyi misin? Özür dilerim annem, çok özür dilerim, seni yine koruyamadım!" Annemin bu kelimeleriyle sol gözümden bir damla yaş aktı, annemse hıçkırıklara boğuldu ve birden ayağa kalkıp babama saldırdı.
"Seni pislik herif! Kocaman kız oldu, hala ona vuruyorsun! Hiç utanmıyor musu-"
"Kes sesini Hazal! İstediğim gibi davranırım karışamazsın!"Annemin kolundan tutup çekmek istedim ama durmadı "o benimde kızım anlıyor musun?! Bu zamana kadar sustum, ama bir daha ona vurursan, durmam polise giderim, Hakan!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~İntikam Acıdan Doğar~
Short StoryAnnesinin ve ablasının intikam ateşi ile yanan Alper Sancak uzun yıllar sonra aniden ortaya çıkar... Düşmanın kızıyla yaptığı anlaşmayla intikamları uğruna yoğun bir savaşa başlarlar...