Bölüm 4: Havuç Hanım

48 6 79
                                    

Merhabalarrr ilk önce şunu söylemek istiyorum, arkadaşlar hikayeyi 20 den fazla kişi okuyor şu anlık🫠 ama hiç oy ve diğer kişilerden yorum yok:/ bunu gördüğümde hevesim kırılıyor, lütfen kitabı okuyorsanız oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın, yoksa benim de bölüm yazmaya hevesim kalmayacak😶

⛓️

Odama çıkıp kapıyı kapattım ve arkasına yaslanıp düşünmeye başladım. Acılarını saklamayı çok iyi bilen, yeri geldiğinde o acıları bir kenara bırakıp intikamını alevlendiren bir ekiple çalışıyordum, bu gerçektende çok iç açıcıydı. Ben geçmişte pek takılıp oyalanmayı sevmezdim, hayatı akışına bırakırdım. Bu yüzden bir intikamım olsa da onu almayı düşünmezdim ve üstelik intikam alacağım kişi kendi öz babamsa bunu yapacak cesareti asla bulamazdım...

O yüzdendir ki böyle şeylerin peşinde koşturup durmazdım, ama ayağıma gelen fırsatı da değerlendirmeyecek kadar da aptal değildim.

Her ne kadar Çiğdem beni öyle gösterse de...

Ama aklıma takılan bir soru beni rahatsız ediyordu: Bu Alperin ne işine yarayacaktı?

Yani benim babamdan intikam almam onu neden bu denli ilgilendirmişti? Sonuçta o kendi intikamını alacaktı, ama benim intikamımdan ona neydi ki? Düşününce başkası olsa bunu asla yapmazdı, hatta 'o benim düşmanımın kızı, burada olanları hemen ona yetiştirir' diye de düşüne bilirlerdi, ama o tüm geçmişini anlatacak kadar güvenmeyi seçmişti bana...

Ama neden?

Aniden kapının açılmasıyla az daha yere yapışmıştım. Girenin Carl olduğunu gördüm, beni öyle görüp yine telaşa kapıldı.

"Efendim, iyimi siniz? Lütfen çok özür dilerim, ben sadec-" dediğinde güldüm bu çocuk çok garipti. "Ya endişelenme, hem düşmedim daha drama bağlama lütfen" dediğimde yine yüzü kızardı. Başını önünü eğdi ve oradan bana bakmaya başladı.

Yaa ben bu çocuğu yerim...

"Sen neden bu kadar tatlısın?" Diye kendimi tutamadım. Söylediklerimle afalladı. "Silah falan kullanabiliyor musun? Seni öyle görmek biraz şaşırtırdı beni,"
Başını kaldırdı ve göğüslerini şişirip hevesle anlatmaya başladı. O an Çiğdemin kapıya yaklaştığını gördüm. Konuşmak istediğim an bana sus işaresi yaptı, bende başımı salladım. Ama Carl anlatmaktan beni görmedi bile.

"Ben çok iyi silah kullanırım, biliyor musun? Bıçağı hedefe atmaktada çok iyiyimdir. Ayrıca seni kaçırmayada gelmiştim," dediğinde yüzümü astım.

Bunu fark edince "yani sana zarar vermeyi düşünmemiştim bile," diye yumuşacık bir sesle açıklama yapınca kıkırdadım. İnsanları üzmeyi sevmiyor olmalıydı. "Ayrıca bilyor musun yumruk ve tekme atmaktada iyiyimdir, istersen sana hemen göstere bilirimde," dediğinde hemen başımı salladım,

Kesinlikle benim üzerimde denesin istemiyordum...

"Tamam sen bilirsin" dedi ve devam etmeye başladı.
"Bir defasında parktaydık ve bize zorbalık yapmak istemişlerdi. Sonrasında ben Çiğdem zarar görmesin diye öne atıldı-"

"Yok artık arkadaş! Bu kadarda değil!" Çiğdemin sesiyle ikimizde irkildik, ben burada olduğunu bildiğim için pek korkmadım. Ama Carl...

"Deli misin sen!? Yoksa aklını mı kaçırdın?!" Arkama saklanıp oradan Çiğdeme bakıyordu. "Asıl sen! Neden her şeyi büyütüp o şekilde anlatıyorsun!? Silah kullanmayı herkes bilir akıllı!" Bana baktığında "yani buradaki herkes," diye açıklama yaptı.

Ona bakıp gözlerimi devirdim. Oda sinsice güldü ve sonra yine kaşlarını çatıp bağırmaya başladı. "Aptal, hatırlamıyorsansa, çok iyi şekilde gözüne s*ka bilirimmm! Bize saldırdıklarında korkmuş kedi gibi arkamda saklanmıştın! Ben söylemesem silahın olduğunu unutuyordun!" Diye isyan edince kendimi tutamadım.

~İntikam Acıdan Doğar~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin