Take my picture now

110 17 10
                                    

"Siktir..."

Omegayı kucağına aldığı an nabzını kontrol etmiş, eli istemsizce hafif şiş karnına ulaşmıştı. Soğukkanlı olmalıydı, kucağına aldı yerdeki bedeni. Taç kafasındayken güçleri artıyordu bu yüzden kalkan yaratmıştı anında. Bedenleme yapamıyordu, sarayın çıkışına kadar yürümesi lazımdı.

Tam kapıdan çıkacakken Kral bi anda kendine gelmiş, Minho'nun bilinci tamamen kapanmıştı. Baygın bedenine rağmen alfasını hissedene kadar Kralın kanını kontrol etmeye çalışmıştı omega. Sinirden deliye dönen Krala baktı çatılmış kaşlarıyla, "Bebeğim" diye fısıldadı. Rahatlaması için feromonlarını sadece ona doğru salmaya çalıştı, eski anıları hatırladığı için eli otomatik olarak sırtındaki ok yarasına gitti.

Kral ona ilerlerken kendisini nasıl görebildiğini anlayamamış, bir anda görülmez bir güçle geriye savrulmuştu. Neredeyse kucağından düşen bedeni göğsüne bastırmıştı. "Seni görebiliyorum Ateş Lordu~ Kucağındaki gebe omega ölene kadar vazgeçmeyeceğim"

Görünmeyen güç dalgasını alfa hissetmiş, bir anda Minho'ya kendini siper edip etrafını ateşle çevirmişti. Dolmaya başladı gözleri, sırtında bir acı hissettiği an acıyla inledi. Bileği zaten üşüyordu, alfası omegasından bir şey hissedemediği için deliriyordu. İki parmağını Minho'nun alnına koydu, ardından dudaklarını bastırdı alnına. "Yüce Gök ve Yeryüzü, lütfen bedenleme yapabileyim" diye fısıldadı çaresizce.

İki Lord da güçsüz düşmüşlerdi görünmeyen güç tarafından. Güçsüz kalmasına rağmen Chan'ı kurtarmıştı kanı kontrol ederek. Odaklanarak bedenleme yaptı, nereye geldiğini bile bilmiyordu. Gözleri kapanırken kendi saraylarının önünde olduğunu farkedince gülümsedi. Kendilerine doğru koşan muhafızları bekleyemeden bilinci kapandı, halen Minho'yu kucağında tutmaya devam etti.

"Kelvin! Chan çok soğuk, napacağım bilmiyorum ki!"

Kelvin sıcak suyun içindeki bezi alıp sıktı, zar zor da olsa Lordunun bileğine yerleştirdi. "Noldu ki acaba, Sen doktora Minhonun durumunu sor acaba minik yıldızın da durumu iyi mi?" Ember başını salladı, ardından minik kanatlarıyla odadan çıktı. Kelvin eğilip Lordu kokladığında Ay Krallığının kokusunu almış, şaşkınlıkla geriye çekilmişti.

Bildiği tüm tılsımları okumaya başladı, bir yandan da gökyüzünden inen tanrıçalar ona yardım ediyordu. Chan'ın kaşlarının çatıldığını görünce gülümsedi Kelvin, "Lordum!" Dedi heyecanla. Gözlerini aralayan Lord etrafında neşeyle uçan ve mutlulukla şarkı söyleyen periyi bir hamlede yakalamış, başı ağrırken yerinden doğrulmuştu. "Yine ve yine başımı şişirmekten vazgeçmeyeceksin değil mi?"

Etrafına baktığında minhonun olmaması endişelendirdi onu, Kelvin'i bırakıp başı dönse de ayağa kalktı. "Minho nerede?" Dedi korkuyla.

"Yan odada, doktorlar var yanında"

"Yanında kimse yok mu yani," hızla ayağa kalktı, acıyan sırtına rağmen ilerledi krallığının ezbere bildiği koridordan. "Ember yanındaydı aslında" dedi Kelvin yerdeki düşen bezi alırken.

Odaya dalan Lord, Gri Vadi'den getirilen doktorların gözlerinin kendisine çevrilmesine neden olmuştu. "Lordum," dedi bir tanesi, soluk soluğa olan Lord'un kolundan tutup dengede durmasını sağladı. "Eşiniz gayet iyi, bebeğinizin de. Halkınız endişeli sizin için, askerler Ay Krallığından gelebilecek herhangi bir saldırı için hazırlıklı bekliyorlar. Biraz dinlenin, her şey askeri lideriniz tarafından kontrol altında."

Bileğindeki kan donacak kadar soğuktu, Minho'nun en önemlisi karnındaki o minik canlarının kötü olduğuna emindi. "Değiller" diye fısıldadı. "İkisi de iyi değil"

House of memories |minchan,banginhoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin