Uyandığında ormanın içinde olduğunu farketmiş, yankılanan sesin rahatsızlığından kulaklarını kapatmıştı.
Cennet ve Ay Krallığı
Onun biricik ishâsı
Kendini kaybetme
Kolyenin etkisine kapılma
Ateş Lordu yalancı
Yalancı
Etkisine kapılma
Diyar oyunbazlarla dolmuş
Sana oyunlar kurulmuş
Dinleme onları
DinlemeKalp kolyesini etkisine kapılma
Kapıldıkça bir yılan onu saracak
İstediğin şeyleri unutacaksın
Kaç
Saklan
Onun etkisi altına girme
Eğer girersen
Amaçlarını unutacaksın
Krallığını unutacaksın
Güçlerini unutacaksın
Ve en önemlisi
Kendini unutacaksın
Kaybedeceksin"Bu ses de ne böyle?"
Şarkı gibi ulaşıyordu kulaklarına. Üstünde balodan kalma elbisesi vardı, tacı halen kafasındaydı. Sarmaşıklarla dolu yoldan geçerken bir sarmaşığı kafasının üstünden çekmiş, gördüğü manzara ile dili tutulmuştu.
Bir at derenin etrafında geziniyordu. Minhoyu görünce ona doğru ilerlemeye başlamış, minho atın sudan oluştuğunu görmüştü.
At önüne gelip eğildiğinde minhonun şaşkınlıktan eli ağzına gitmiş, atın yelesinde parlayan dalga işaretini görmüştü. "Lordum"
Atın kendisini etkisine alan bir aurası vardı. Ruh hayvanına dokunup aralarındaki ruh bağını düğümlemesi lazımdı. Elini sudan oluşan yelesinde koydu, kalbinin hızının arttığını hissetti. Tanrıçalar ruh hayvanının ismini fısıldıyordu kulağına. "Morgan" dedi yutkunarak. Öyle garip hissediyordu ki ruhunun havalanması ve rahatlaması kadar enterasandı.
Tanrıçalar ona 'Deniz savaşçısı' anlamına gelen 'Morgan' ismini vermişti.
"Sizin gibi zarif biriyle ruhlarımızın aynı olduğu içim minnettarım,Lordum."
At o kadar zarifti ki, ona 'at' olarak hitap etmek bile kabalıkmış gibi geliyordu minhoya.
"Bende Morgan." Eli sanki bozulacak bir tabloymuş gibi atın burnunda gezindi. "Saraya dönmek isterseniz yelemdeki dalga sembolüne dokunup odaklanın lordum. Size yardımcı olacağım için her şeyi çekinmeden sorabilirsiniz"
Dediği gibi yaptı, dalga sembolüne dokunup gözlerini kapadı. Bir çekimin kendisini yakaladığını hissettiğinde gözlerini açtı. Odasındaydı. Penceresine yaklaştığında Morganı aşağıda görmüş, ikisi de başıyla aynı anda selam vermişti birbirlerine.
"Lordum neredeydinizzzz!"
Kelvin'in bir anda omzuna sarılıp omzunu dişlemesiyle Minho kahkaha atmış, avucundan biraz daha büyük olan periyi kanatlarına dikkat ederek yakalamıştı.
"Niye omzumu ısırıyorsun bakayım?"
"Çok kızdırdın çünkü beni! O alfayla dans ettikten hemen sonra kayboldun!"
"Özür dilerim ama ben bile nasıl gittiğimi bilmiyorum""İyi en azından özür diledin. Seni ben büyüttüm sayılır benden habersiz kaybolamazsın"
"Bondon hoborsoz koybolomozson"Bunu dediği an Kelvin minhoya yastık fırlatmış, minho havada tutmuştu. "Ben ılık bi duş alayım. Ayaklarım kopuyor bu topuklulardan dolayı"
"Ben giyeceğin geceliği çıkarayım. İyi geceler"
Minho başındaki tacı çıkarıp banyoya girmiş elbisenin kopçasını açıp omuzlarından düşmesine izin vermişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
House of memories |minchan,banginho
FanfictionOmegaların da özgürlükleri için savaş çıkaran baş omega Lee Minho, ve onun düşmanı Bang Christopher Chan. Alevler içinde doğan Lord buz içinde acı çekebilir miydi? Veya Su içinde doğan Lord'un kalbi alevlerin arasında kalabilir miydi? !!!Erkek hamil...