Shake it 'til you see it

90 10 1
                                    


Bahçede askerleri ile çalışan Chan'ı seyrediyordu. Eli karnındaydı, iç güdüsel olarak yapıyordu bunu. Elinde zar zor oluşturduğu su topunu inceledi. Chan en azından kendini biraz daha iyi hissedene kadar güçlerini kullanmamasını söylemişti ancak bu onun için zor geliyordu. Meraklı bi çocuk gibi güçlerinin ne kadar kaldığını görmek istiyordu.

"Salak," diye fısıldayıp ayağa kalktı. "Sırtı kötü halen çalışıyor"

İçeriye girip üstüne şalını aldı ardından sarayın koridorlarında yürümeye başladı. Üst kattaki kütüphaneye çıkan merdivenlerin önüne geldiğinde korkuluklara tutundu. Yavaş adımlarla çıkarken karnındaki sancı yüzünden kaşlarını çatmıştı. Doktor fazla hareket etmemesini söylemişti fakat zaten sabahtan beri odasından çıkmamıştı.

"Hadi ama ya," diye sinirlendi. Merdivenleri çıkmaya başladı. Kütüphanenin kapıları muhafızlar tarafından açılmıştı. İçeriye geçtiğinde geniş masalardan birinde oturan omega hemen ayağa kalkmış, kaçmaya çalışmıştı.

"Hey," dedi Minho şaşkınlıkla. Ay Krallığının köylerinden bir omega olmalıydı. Nasıl buraya girdiğini bilmiyordu ancak muhafızlar bile farketmemiş olmalıydı. "Dur!" Diye bağırdı. Omega kitaplığın üst tarafına çıkmıştı. Omega gri saçlarını peleriniyle kapatmıştı. Sakinleşmesi için feromonlarını yaydı Minho. Omega yavaşladığında kaşlarını çattı, kollarını göğsünde bağladı. "Ay Krallığından mı kaçtın sen?"

Omega başını önüne eğdi, yavaşça indi aşağı. Lordun önüne çöktüğünde "Evet Kralım, izinsiz kütüphanenize girdiğim için beni bağışlamanızı diliyorum"

"Ayağa kalk." Çöktüğü yerden kalktı omega, Lordun gözlerine baktı. "Seni tanıyorum" dedi Minho gözlerini kısarak. Pelerininin şapkasını indirdi. Boynuna baktığında şaşırdı. Güneş simgesi vardı. "Saçların niye gri? Güneş Krallığındansın sen"

Sandalyelerden birini çekip oturdu. Eli karnındaydı. Başı ağrıyordu. "Ay Kralı sizin saçlarınızı mı boyattı zorla?"

Tanıyordu aslında omegayı, görmüştü daha önce. O cevap vermeyince ve başını önüne eğince hatırlayabildi zar zor da olsa. "Sen Güneş Krallığı yok olduktan sonra verilen partideki titreyen omega değil misin? En arkadaydın, biraz uzağındaydık biz de Ateş Lorduyla."

"Evet Kralım o kişi bendim, tekrardan özür dilerim"

"Otur," dedi karşısını göstererek. "Ve saçlarını saklamana gerek yok"

Korkakça oturdu omega, güzelliğine güzellik katan Lordu inceledi. "Sana ne yaptılar da kaçtın?" Elini tuttu zayıf omeganın. "Çekinmeden anlatabilirsin" dedi sıcak bir gülümseme sunarak.

"Saçlarım sarı ve turuncu karışımıydı," diye başladı söze. "Ay Krallığında sevmedi bizi Kral, herkesin zorla saçını boyattı. Sizin yaptığınız anlaşmayı da farklı şekillerde bozuyorlar. Hamile bırakmaya çalışıyorlar bizi"

"Ne?" Şaşırdı Minho, eli refleks olarak karnına gitti yine. "Nasıl, eğer uymuyorlarsa direkt ölürler zaten"

"Bilmiyorum, bizi hastane gibi bir yere götürüyorlar. İlişkiye zorlamasalar da bir şeyler oluyor" utandığı belliydi. Üstelemedi Minho, ne kadar iğrenç şeyler yaşandığını tahmin edebiliyordu. "Peki niye saraya girdin? Köylerden birine gitsen zaten sana hemen bir ev verirler, her şeyi geçtim niye kütüphane?"

"Şehrinizin merkezindeki kütüphanede araştırma yapacaktım, gereği kadar bilgi bulamadım." Yutkundu. "Saray kütüphanesinde daha fazla bilgi bulabilirsin dedi birisi o yüzden geldim, askerleriniz gözümü korkutunca içeriye girmekten çekindim"

House of memories |minchan,banginhoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin