Than if you were alone

266 37 104
                                    

Minho aniden uyandığında eli dudağına gitmişti. Dudaklarında dünkü geceden bir baskı hissediyordu.

'Biri yanıma mı geldi?'

Yatağının yanındaki boşluğa baktı, çarşaf kırışmıştı.

Aniden gelen iç güdüyle yastığı alıp koklamış, alfa feromonunu içine çekmişti.

O feromon kurdunun delirmesine neden oluyordu.

Gözlerini kapatmış, içine çekmişti iyice. Neden koktuğunu bilmiyordu, sadece bu ağır kokunun onu sakinleştirdiğini hissediyor, daha fazla kokmak istiyordu.

Kapının açıldığını duymasına rağmen umursamadı, başını yastıktan kaldırmadı. Taa ki Kelvinin sesini duyana kadar.

"Yüce Yeryüzü ve Gökyüzü! Lordum napıyorsunuz?!"

"Kelvin" dedi başını yastıktan kaldırıp. Gözlerinin rengi değişmişti. "Kahvaltıya inmeyeceğim. Babama söyle"

"Lordum.." dedi endişeyle. "İyi misiniz?"

"İyiyim Kelvin. Şimdi çıkar mısın odadan?"

"Tamam Lordum."

Kelvin odadan çıktığında üstüne deri bir pantolon ve ipekten yapılma beyaz bir gömlek giymişti. Elbise giymek istemiyordu.

Merdivenlerden ağır ağır aşağı inerken göğsünde kolyenin acısını hissetmiş, dişlerini sıkarak dışarı çıkmıştı.

Bahçede Morgan vardı.

"Morgan" dedi bitkin bir sesle. At onu duyar duymaz yanına gelmiş, eğilerek yemesini okşamasına izin vermişti. "Lordum, iyi misiniz?"

"Beni Cehennem ve Güneş Krallığına götürür müsün?"

✫✫✫

Bacakları titriyordu.

Saraya adım atamamış, kapısındaki askerlere görünmeden sarayın arka tarafındaki, lav denizine açılan, siyah kumlardan oluşan sahile gitmişti.

Çok sıcaktı lavlardan dolayı, yorgun gözlerle uzağında duran lava bakıyordu. Dizlerini kendine çekmiş, kollarını bacaklarına dolamıştı. Neden geldiğini bilmiyordu

Onu görmek istiyorsun

Duyduğu sesle irkildi, tüylerinin ürperdiğini hissetti. Ensesinde sıcak bir nefes hissettiğinde arkasına dönmüş, burnu Ateş Lordunun burnuna sürtmüştü.

Aniden yüzüne vurduğunda kendine hakim olamayıp bağırmıştı. "BENİ Mİ KOKLUYORSUN SEN"

Chan burnunu ovuşturup Minhoya bakmıştı dikkatlice. "Feromonlarını kontrol edemediğinin farkında mısın sen? Sarayın etrafı full senin feromonların dolu. Buradaki Alfaların %90'ı sapıktır"

"Peki" demişti minho. "Sen?"

"Ben de sapığım" dedi sırıtarak. Bunu dediği an karnına yumruk yemiş, acıyla inlemişti. Narin görünmesine rağmen eli çok ağırdı.

"Sapık alfa bozuntusu" diye mırıldandığında chan onu duymazlıktan geldi.
"Niye geldin buraya"

'Bilmiyorum'
"Dün ben uyurken bir şey oldu" dedi hafızasını zorlayarak. Sadece dudağında bir iz var gibi hissediyordu. Emin bile değildi.
"Çok garipti"

"Ne oldu?"

"Hatırlamıyorum" dedi hızlıca. "Çok garip bir histi aynı şey gibi-"

"Aynı bunun gibi mi?"

Chan dudaklarını hafifçe öptüğünde şaşkınlıkla gözleri açılmış, kalbi yerinden çıkacak gibi atarken kendisine gelebilmek için onu göğsünden itmişti. "NİYE ÖPÜYORSUN YA BENİ!"

House of memories |minchan,banginhoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin