You were just too kind and I was young to know

91 9 2
                                    

Yavaşça eğildi Chan'ın üstüne, dudaklarını birleştirdiğinde daha farklı ve daha acımasızca öpüyordu. "Min...minho" dedi Chan öpüşleri arasında. Karşılık vermemek için zor tutuyordu kendini. Fakat bebeğe bir şey olursa diye ödü kopuyor feromonlarını yönetmeye çalışıyordu zihninin içinden.

"Emin misin?" Diye sordu zorlukla, Minho gülümseyip dudaklarından ayrıldığında beyaza yakın açık mavi gözlerinin parladığını görmüştü.

Başını salladığında dayanamadı Chan, bir anda tutup kendi yerine koydu Minho'yu. Yatakta boylu boyunca uzanıyordu ve ıslak saçları yayılmıştı. Chan onu öperken kollarını boynuna doladı, iyice bastırdı eşini kendisine. İhtiyaçla yapıyordu bunu bedeni alfasını deli gibi hissetmek istiyordu. Chan dudaklarından ayrıldığında durmamış ve yavaşça göğüslerine doğru yönelmişti. Dili göğüs ucunun etrafında dolanmış ve tepeciklerden birini emmişti. Bu sırada Minho yay gibi gerilen sırtı ile çarşafı sıkıyor, hassaslaşan bedeni titriyordu. Mutluydu da. Şuan onu tatmin eden ve daha zevki en uç noktalarda yaşamamalarına rağmen en güzel hissiyatı yaşatan eşini çok seviyordu. Dudakları göğsünden çekilmeden aşağı doğru inmiş, küçük bir harita çizmişti bedeninde. Karnındaki dudaklar aşağı doğru inerken yutkundu Minho, başını geriye yatırıp tavana baktı. Kasıklarında hissediyordu sıcak dudaklarını. Ürpermesi arttı, kasıklarından bacak aralarına doğru giden nemli dudaklarla bacakları karıncalandı.

Yavaş hareket ediyordu Chan, omegasına plan özlemini hıncını çıkararak değil de yavaş yavaş gideriyordu. Sonunda ayrıldığında Minho dirsekleri üzerine doğrulmuş, daha giyinik olan alfasına bakmıştı baygın gözlerle. Onu içine alıp almamakta kararsızdı ancak ağzıyla da halledebileceğini düşünüyordu. Dizlerinin üstüne oturduğunda Chan da ayağa kalkmıştı geriye. Titreyen parmakları pantolonunun düğmesini açtı, hafifçe dokunduğunda Chan'a bakmış ve kasılan çenesini görmüştü. Acele etmeden iç çamaşırını da indirdiğinde beklemek istemedi, başını kaldırarak alfasına baktı.

Akşam yemeğine kadar yaşanan birliktelik sonunda Chan'ın Minho'nun içinden çıkmasıyla biterken bitkin omega boşluğa düşmüş, göğsü inip kalkarken tavana bakmıştı. Chan ise tam karşıdaki makyaj aynasından ikisinin de çıplak bedenlerine bakıyordu. Normalde olsa çekinebilirdi ancak öyle güzel görünüyorlardı ki, "Minho" dedi boğuk sesiyle. Minho doğrulduğunda aynaya bakmış, çıplak vücutlarına karşın ufak bir gülümseme oluşmuştu dudaklarında. "Çok güzel görünüyoruz," diye fısıldadı Minho. Bir ara çığlık attığı için sesi kısılmıştı. Chan'ı kendisine çevirip dudaklarını öptü, Chan da bitkince karşılık verdi.

Halen göğsü hızlı hızlı inip kalkıyordu Minho'nun, bu yüzden kendini kontrol edemiyordu. Chan'ın yorulma sebebi ise kızgınlığından dolayı baskın olan omegasının yaklaşık bir saattir kendisini yemesiydi. Saç dipleri ikisinin de çekiştirildiği için acıyor, uyuşan bacakları ayağa kalkacak güç bulamıyordu. "Bu," diye mırıldandı Chan. "Bu çok fazla zevkliydi"

Zar zor ayağa kalktığında Minho'yu da kaldırmıştı. Küvetin içindeki ikili yavaşça yıkanıyor, hastalıklı gibi birbirlerini öpmeden duramıyorlardı. "Tamamen içine almadın ama yine de akşam doktor çağıralım mı? Nolur nolmaz diye"  Minho duraksamış ve sıcak suyun birazını elinde top haline getirmişti. "Doktora ne diyeceğiz? Kızgınlığım geldiği için eşimi yedim ve onu 4 kez içime ve 2 kez de ağzıma aldım mı? Chan da boynum ve göğüslerimi sömürdü, bebeğimize bir şey olmaz değil mi, diyeceğim?"

Kıkırdadı Chan, utanması geçen eşinin dudaklarına bir öpücük bıraktı. Küvetten çıktığında havluyu beline sarmış ve Minho'da doğrulmuştu küvetten. Ayağı kaymasın diye ona destek olup küvetten çıkaran Chan gülümsemeye devam etmiş havluyu omuzlarına bırakmış sıkıca sarmıştı eşini.

House of memories |minchan,banginhoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin