Minho babasının bağırmasıyla iyice köşeye büzülmüştü. "Buraya hangi alfa geliyor?!"
Minho cevap vermeyince minhonun saçlarını tutarak ona yaklşmıştı. "Kızgınlığa falan mı girdin de odana alfa alıyorsun? Çekmecende bir sürü yatıştırıcı var zaten! Güçsüz bir lord olmana rağmen iyice kendini eziklettiriyor musun? Ah yüce Gökyüzü ve Yeryüzü, zaten başımı omega olduğu için yerden kaldıramıyordum iyice yüz karası oldun!"
"SEN DE PİS BİR ALFA BOZUNTUSUSUN BE! ALFALARDAN NEFRET ETTİĞİMİ BİLDİĞİN HALDE NE CÜRRETLE BU İTHAMLARDA BULUNUYORSUN?!"
"Ne cürretle ha?"
Babası kapıdaki muhafıza döndü. "10 dakikaya kadar Cehennem ve Güneş Krallığından alfa bulun bir kaç tane yaşı farketmez"
Minho şaşkınlıkla gözlerini aralarken babasının düşündüğü şeyi anlamış, içi titremişti.
10 dakikası vardı, kaçmalı mıydı?
Evet
Babasının muhafıza dönmesiyle yakaladığı boşlukla balkona doğru koşmuş, içinden Gökyüzü tanrıçalarına dua etmeye başlamıştı.
Hiç düşünmeden kendini balkondan attığında kalbi yerinden çıkacak gibi atıyordu. Öyle ki, bir an öleceğini bile düşünmüş, gözlerini kapatmıştı. Fakat hava elementinin ulaşamadığı taşı onu koruyordu.
"Morgan yardım et yalvarırım" diye ne zaman fısıldadığını bile bilmiyordu fakat gözlerini açtığında morganın üstünde olduğunu farketmişti. Gözlerini kapattı sımsıkı. İçinden fısıldadığı tılsımlarla kendini avutuyordu sadece.
Gözlerini açtı, karşısında gördüğü krallık kaşlarını çatmasına neden oldu. Korkuyordu halen, kalbi deli gibi atıyordu ama kaşlarını çatmaktan kendini alıkoyamamıştı. "Morgan neden buraya geldik?"
"Lordum bizim ruhlarımız birbirimize eşit biliyorsunuz ki. Eğer benle bir yere gidecekseniz zihninize göre hareket ederim ve siz burayı düşünüyorsunuz"
"Ah özür dilerim zihnimi kontrol edememişim. Gri vadiye gidelim mi? Biraz uzak ama bedenleme yapmak istemiyorum. Ama yorulduğun an benim emrimi beklemeden bedenleme yap olur mu?"
"Tamam Lordum, siz keyfinize bakın. Sakinleşmeniz için yapabileceğim bir şey olursa bana söyleyin lütfen"
Minho Morgana tekrar sarıldığında gözlerini kapattı, feromonlarını yayarak kendini sakinleştirmeye başladı. Fakat burnuna gelen alfa kokusu ve Morganın hızlanmasıyla gözlerini açıp atın yelesini okşamış, bir su baloncuğuyla kalkan yaratıp geri sarılmıştı. Biraz düşüncelerini toparlamak istiyordu.
Biraz önce kaçmasaydı yaşayacaklar aklına gelince midesinin bulandığını hissetti, kaşlarını çattı. Kızgınlıkta olmadığına emindi, sadece Chanın onun rahatlatmak için kullandığı feromonları yanlış anlaşılmıştı.
Peki neden Cehennem ve Güneş Krallığını düşünmüştü ki? Gri vadideki kütüphaneye gidip iyi bir araştırma yapması lazımdı, eskiden onlara ait yıldızların nasıl çalındığını ve nasıl geri alınacağını bulması lazımdı, savaş için plan hazırlamalıydı.
Duyduğu melodik sesle irkilmiş, gözlerini açmıştı. "Lordum izninizle ben gidiyorum. İhtiyacınız olursa adımı seslenmeniz yeterli." Morgan geriye doğru koşmaya başladığında minho bir süre arkasından bakmış sonra önüne dönmüştü.
Gri Vadi.
Bu diyarda siyah kötülüğü, beyaz ise iyiliği yansıttığı öğretilirdi. Oysaki minho beyaz tarafta olan Krallığından bile kötülük görmüştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
House of memories |minchan,banginho
FanfictionOmegaların da özgürlükleri için savaş çıkaran baş omega Lee Minho, ve onun düşmanı Bang Christopher Chan. Alevler içinde doğan Lord buz içinde acı çekebilir miydi? Veya Su içinde doğan Lord'un kalbi alevlerin arasında kalabilir miydi? !!!Erkek hamil...