Gözlerini açtığın anda yerinden doğrulmuş, üstünde onunla ilgilenen Kelvin'i yanlışlıkla yere düşürmüştü. "Ah!" Diye yerden gelen sese doğru baktı, periyi avuç içine aldı. "Minho nerede?" Diye sordu kızarık gözleriyle.
Kelvin elini ağrıyan başına götürdü. Yaklaşık 3 saattir baygın olan adamla uğraşmıyormuş gibi şimdi de soru yağmuruna tutulması canını sıkmıştı. Alt tarafı krallığın varisi doğuyordu, Minho ölmeyecekti ya?
"Sanki Minho ölecekmiş gibi niye endişelisin? Bebeğiniz doğuyor biraz mutlu olsana"
"Çünkü Minho ölebilir!"
Yerinden fırladığında Kelvin'in gözleri büyümüştü. Bilmiyordu böyle bir şey olma ihtimalini, çünkü lordlar ölümsüz olurlardı. Koridorda koşan Ateş Lordunun arkasına takılmıştı.
Minho'nun kahkahasıyla yemek salonundan uçup gelmişti, yerdeki baygın bedeni gördüğünde şaşırmıştı. "Chan'a noldu?!" Diye sormuştu dehşetle.
O ise gülmeye devam ederken "Doğuruyorum" demişti, sakindi baygın olan Chan'a göre.
Kapının önündeki görevlilerin Chan'ı dışarıda beklettiğini gördü, gözleri kızarık lord çıldırmış gibiydi. "Niye içeri giremiyormuşum? Üç saat olmuş, niye halen içeride?"
Çıldırmış gibi ellerini saçını geçirdi, bu sırada hemşirenin yaptığı açıklamayı dinliyordu. "Kralım erkek omegalarda doğum altı saati bulabilir, sakin olun lütfen"
"Nasıl sakin olsun sizce?" Kalbi delicesine atsa bile yüzünü stabil tutmaya çalışıyordu Kelvin. İçerideki Ember'dan bilgi almak için canını verebilirdi ancak doktor sadece Minho'nun yanında hangi perinin olacağını sormuştu, Kelvin ise Ember'ı öne sürmüştü.
"Kralım siz de dinlenin zaten burada dursanız bile bir şey yapamazsınız lütfen kapının önünden gidin, size bir şey olursa haber vereceğiz"
Normalde doğum esnasında alfalar omegalarına feromon verirlerdi rahat hissetsinler diye ancak şuan içeriye alınmaması iyice kuşkulanmasına sebep olmuştu. "Hadi Chan," onu kalın hırkasından çekiştiren Kelvin'i omzuna koymuştu.
Bebek odasına gitti adımları, koltuğa kendini attığında dolu gözleri boşluğa kilitlenmişti. Kelvin onunla konuşmaya çalışsa da cevap veremiyordu ağzına kilit vurulmuş gibi.
"Minho Lord olduğu için ölümsüz olması gerekiyor, aklım almıyor ya!"
Chan baktığı boşluktan gözlerini odada dört dönen periye çevirdi. "Tarihteki tek omega lord, istisna var işte. Ve erkek omegalarda ölüm oranı daha fazla olduğundan bu ölümsüzlük kavramı doğum sırasında kırılıyor" Kısa açıklamasından sonra saate baktı yarım saat kadar geçmişti ancak alfası zihninin içinde delirmişti.
"Delireceğim" diye mırıldandı odanın içinde. Dakikalar geçmiyordu, alfası omegasından bir işaret alamadıkça Chan'ın beynini yiyordu.
"Yeryüzü lütfen bana yardım et" dedi bir anda. Kelvin ona bakmıştı kaşlarını kaldırarak çünkü yeryüzünden yardım isterken göğe bakıyordu.
Chan'ın bir anda odadan çıkmasıyla endişelenmiş ancak "Sakın peşimden gelme Kelvin!" Sesini duyunca koltukta oturmaya devam etmişti. Onu tutamazdı elbette, acı çekiyordu ancak biraz nefes almayı hakettiğini düşünüyordu. Ancak Chan kendine görünmezlik kalkanı yaratarak içeriye bedenleme yapmaya çalışıyordu.
Bir duvar tarafından itildiğinde geriye savruldu, şaşkınlıkla baktı. İçerideki tanrıçalar her ne yaptılarsa bedenleme yapamıyordu. Sinirle dişlerini sıkıp kalkanı kapattığında hemşireler irkilmişlerdi. Duvar dibine çöküp küçük bir çocuk gibi ağlayan Yıldız Kralı iki hemşireyi de bozguna uğratmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
House of memories |minchan,banginho
FanfictionOmegaların da özgürlükleri için savaş çıkaran baş omega Lee Minho, ve onun düşmanı Bang Christopher Chan. Alevler içinde doğan Lord buz içinde acı çekebilir miydi? Veya Su içinde doğan Lord'un kalbi alevlerin arasında kalabilir miydi? !!!Erkek hamil...