.2.

70 4 0
                                    

Karakolun içine girerken gelen bağırış sesleriyle yüzümü buruşturdum.

"Cadoloz karı sen eziyordun beni!" Evet bu kesinlikle Özgür'ün sesiydi. Ardından tiz bir kız sesi geldi.

"Mal gibi kullanırsan öyle olur kaplumbağa! ABİM NERDE BENİM!"

"Hanımefendi sakin olun lütfen abinize haber verdik."

Kolidorda birkaç adım attıktan sonra köşeyi döndüğümde birbirine girmek üzere olan Özgürle yanındaki siyah kısa saçlı kızı gördüm. Özgür beni görünce kurtarıcı meleğini görmüş gibi gülümsedi. "Batu! Canım kardeşim!"
Başı sıkışınca birden arkadaşı olduğumuzu hatırlıyordu göt.

"Kurtar beni şu cadının elinden!" Bunu dediği gibi kız polislerin elinden kurtulup ellerini Özgür'ün saçlarına attı ve çekti.

"Sen kime cadı diyorsun!"

"AHH! BIRAK LAN SAÇIMI!"

Ben bu duruma düşmek için nasil bir günah işlemiş olabilirim ki! Kız Özgür'ün saçını çekmeye devam ederken girişten neredeyse karakolu yıkacak kadar sert bir ses yankılandı.

"İrem!"

Adının İrem olduğunu düşündüğüm siyah saçlı kız sesi duyunca Özgür'ün saçını bıraktı ve kolidorun sonuna koştu.

"Abii!"

Kafamı çevirip kolidorun sonuna baktım. Gördüğüm adamla gözlerim şaşkınlıkla açıldı. Adam utanmasa tavana değicekti.
İrem abisine sarıldı. "Bana çarpıyordu!"

Karşımızdaki adam kardeşine sarılıp kafasını hafifçe kaldırdı ve gözlerini bize dikti. Buz mavi gözlerinin sinirli bakışlarını görünce ürperdim. Bu adam kesinlikle hepimizi öldürücekti.

Arkamdan bir düşme sesiyle arkama baktım. Özgür baygın bir şekilde yerde yatıyordu. Şuan tam olarak korktuğunda ölü taklidi yapan sıçanlara benziyordu.
Salak herif. Ortalığın içine sıçıp bırakmıştı.

---

Alnımı ovuşturarak derin bir nefes aldım ve doğruldum. Memur ofisinde Koray, Uğur ve İrem ikili koltukta bende tekli koltukta oturuyordum. Özgür odanın diğer ikili koltuğunda baygın bir şekilde yatıyordu. Karşımda iremin abisi vardı ki adının Cihan olduğunu öğrenmiştim.
Yanımızdaki polis memuru bilgisayardan mobeseleri kontrol ediyordu.

"İrem hanım olay tam olarak saat kaçta yaşandı"

İrem omuz silkerek gözlerini kaçırdı "Bilmiyorum saat altı, altı buçuk falandı"

Karşımdaki adam birşey fark etmiş gibi kaşlarını çattı ve sahte bir öksürükle arkasına yaslandı.

İrem anında oturuşunu dikleştirti. "A-altı buçukta."

Kaşlarımı çatıp İrem'e baktım. Sadece abisinin sesiyle mi bu kadar gerilmişti? Gerçi haklıydı adam korkulmayacak gibi değildi ki.

Polis memuru mobese kamerasını saat altı buçuğa ayarladı ve monitörü bize çevirdi. Kamera kaydında görüntü açısına ilk önce Özgür motoruyla girmişti. Beklediğimden yavaş sürüyordu aslında. Birkaç saniye sonra başka bir motor hızla kamera açısına girip Özgür'ün motorunun yanından geçti.
Özgür dengesini kaybedip yavaşlamış ve bariyerlere tutunup durmuştu. Birkaç dakika sonra kendini toparlayıp gaza basmış ve diğer motorun peşinden gitmişti.

Cihan'ın verdiği nefesten sinirli olduğu belliydi. İrem kafasını eğmiş elleriyle oynamaya başlamıştı.

"İrem hanım, Özgür beye neredeyse çarpıyormuşsunuz."

Cihana baktığımda sinirle elini saçlarına attığını fark ettim. "Yalan mı söyledin İrem?"

İrem olduğu yerde iyice küçülürken ağzından küçük bir hıçkırıp kaçtı.
"Ö-özür dilerim. Ben ceza yersem bana kızarsın sandım"

"Şimdi kızmadım mı peki İrem"

Belli etmeden derin bir nefes verdim en azından Özgür sorun çıkartmadığı için rahatlamıştım. "Çık dışarıya."

"A-abi" Cihan gözlerini İrem'e diktiğinde İrem hıçkırıp ayağa kalktı ve odadan çıktı. Cihan'ın gözleri bi anlık benimle buluşup polis memuruna döndü.

"İrem'in kusuruma bakmayın, onu ben halledicem. Kazada maddi veya tıbbı hasar geldiyse karşılayacağım."

"Teşekkür ederiz buna gerek yok. Motoru kontrol ettik herhangi bir hasarı yoktu. Özgür de korkudan bayıldı zaten"

Cihan onaylar şekilde kafasını salladı. "Öyle diyorsan."

Onaylayıp ayağa kalktım polisin masasındaki suyu görünce aklıma gelen şeyle suyu gösterdim "Şunu alabilir miyim acaba?"

Adam gülümsedi "Tabiki ama ne yapıcaksınız" suyu kapağını açtım ve koltuktan yatan Özgür'ün kafasına döktüm.

"HİĞĞ!" Yerinden fırlayıp uyandı ve etrafına baktıktan sonra kafasını kaldırdı. "Ne yapıyorsun manyak herif!"

Suyu masaya koydum "Kalk eve gidiyoruz."

"O azrail adam gitti mi?" Gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırıp kafamı çevirdim ve Cihan'a baktım. Özgür Cihan'ın hala burda olduğunu fark edince "Hassiktiyy" tekrar bayıldı.

---

@UğurlarEfm; Ayıl artık amk ayıl!

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

@UğurlarEfm; Ayıl artık amk ayıl!

---

Karakoldan çıkarken dudaklarımın arasına bir sigara yerleştirdim ve motoruma doğru yürüdüm.

"Ufaklık."

Bana mı söylendi bilmiyorum ama ses çok tanıdık olduğu için kafamı kaldırıp otoparka baktım. Cihan arabasına yaslanmış kolları bağlı bir bana bakıyordu. Sanırım bana seslenmişti. Ağzımdaki sigarayı yaktım ve yavaş adımlarla yanına yürüdüm. Yanına yaklaştığımda ilk fark ettiğim şey arkasındaki siyah arabaydı. Nedense çok tanıdık gelmişti.

"Sigara içebilecek yaşta mısın?"

Sigarayı parmaklarımın arasına aldım ve ağzımdaki dumanı üfledim. "O kadar küçük mü gösteriyorum?"

"Evet. Sana bir teklifim var." Şaşkınlıkla kaşlarım kalktı sigarayı söndürüp yandaki çöpe attım. Bu adamın bana ne gibi bir teklifi olabilirdi?

Kollarımı bağladım ve gözlerine baktım.
"Nedir?"

"Diğer barlarda satış yaptığını biliyorum"

Evet bu beni baya şaşırtmıştı. Etrafıma ufak bir göz gezdirip tekrar gözlerine baktım. Kimse yoktu.

Gözlerine baktım "Nerden öğrendiğini sormicam. Devam et"

"Benim barım da satış yapmanı istiyorum."

"Senin barın?"

"Yıldız tepsinin yakınlarında büyük bir bar. Açılmasına birkaç gün var."

Onaylar şekilde kafamı salladım. "Hm peki bunu neden benden istiyorsun?"

Yaslandığı yerden kalktı "Bunu yakında hatırlayacaksın ufaklık." Diyerek arabanın kapısını açtı ve bindi.

Arabayı çalıştırıp uzaklaştırırken düşündüm. Hatırlacak mıydım?

İyide neyi?

---

•İkigai•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin