"Hidayet abi bu yaptığın adam alıkoymak ben arkadaşımı alıp dışarıya çıkmayacak mıyım?"
"Yaptığım en küçük iş adam alıkoymak olsun sus amına koyayım ya!"
İstemsizce güldüm ve hemen yan tarafımda tartışan Uğur ve Hidayet'e baktım. Uğur sahte bir alınganlıkla elini göğsüne koydu.
"Abi ayıp oluyo-"
Hidayet abi Uğur'un yakasını tuttu. "Bak çocuk! Seni alır o motorunu götüne sokup içinde çalıştırırım sonra akşama kadar vrom vromm diye gezersin ortalıkta!" Evi tamamen sessizlik kaplarken Uğur'un yakasını bıraktıp kaçıyı sertçe kapattı. "Hayret birşey anasını satayım!" Sesi dışarıdan bile duyuluyordu.
Uğur olduğu yerde kaldırken kaşlarım çatıldı. "İyi misin lan?"
"Sanırım altıma sıçtım paçamdan akmasını bekliyorum" istemsizce tekrar güldüm. Artık çok az gülmeye başlamıştım ama bizimkiler yanımdaylen gülmemek imkansızdı.
Cihan'ın evini öğrenci evine çevirmiştik resmen. İrem, evde kalmak yerine sözde Cihan'la beni yanlız bırakmak için bizim evde kalıyordu. Bense Özgür'ü görmek için bizde kaldığını düşünüyorum.
Elimdeki konsolu masaya bırakıp kafamı koltuğa yasladım. Gözlerimi kapatmış baş ağrımın geçmesini beklerken burnumdan akan kanı hissedince hızla gözlemi açtım ve tuvalete koşup peçete aldım. "Hay sikeyim" homurdanıp burnumdan akan kanı sildim ve aynaya baktım.
Saçlarım dağılmış, göz altlarım kıpkırmızıydı. Berbat gözüküyordum. Önemsememeye çalışıp kafamı eğdim ellerimi yıkamak için musluğa uzanırken ellerimin titrediğini gördüm. Sinirim gittikçe artıyordu. Titreyen elimi yumruk haline getirdim ve durması için sıktım ama hala titriyordu.
Elimi aynaya geçirdim. Ayna paramparça olurken derin nefesler aldım. Nefret ediyorum, ölü gibi etrafta dolaşmaktan, sürekli başımın ağrımasından, dalgın olmaktan, sürekli ellerimin titremesinden.
"Batu iyi misin birşey mı kırı- Hİİ!" İrem banyonun kapısından koşarak yanıma geldi ve elimi avucuna aldı. "Deli misin her yerin kesilmiş!" İç çektim. Evet sanırım delirmiş olabilirim.
İrem beni banyodan çıkarttı ve salona getirip koltuğa oturttu ve ilk yardım malzemelerini almaya gitti. Koray ve Uğur'un bana endişeyle baktığını görünce "O siktiğimin bakışını atma." diye homurdanıp kafamı koltuğa yasladım. Siktiğimin 'kendisini kontrol edemiyor' bakışı.
Sinirle elimi saçlarıma attım. İrem elindeki küçük çantayla geri döndüğünde elimi kucağına geçti ve parmak eklemlerimdeki yaraları temizledi. Kafamı koltuğa yaslamış gözlerim kapalı bir şekilde dururken evin kapısı açıldı.
"Hoşgeldin abi"
Cihan gelmişti. Sanırım birazdan azar yiyecektim. Özgür gibi ölü taklidi yapsam işten yırtar mıydım? Tek gözümü açıp başımda kaşları çatık bir şekilde duran Cihan'a baktım. "Bu hal ne böyle?" Evet sesinden anlaşıldığı üzere kesinlikle azar yiyecektim.
Gözlerimi tekrar kapattım. "Elimi kestim."
"Nasıl?"
"Önemli değil kesildi işte"
"Batu."
Yemin ederim kesicem kendimi amk. "Aynaya yumruk attım."
Birşey demedi, aksine saçlarımı okşadı ve eğilip saçlarımı öptü. Şaşkınlıkla gözlerim açılmıştı, hayır kızmaması garip, başkasının yanında böyle davranması daha da garipti. Yüzüne baktım, yüzü ifadesiz ve soğuktu ama buz mavisi gözlerinde biraz şevkat vardı. "Senden önemli değil." Son kez saçlarımı karıştırdı ve merdivenden çıktı. Herkes suskun bir şekilde arkasından bakarken neredeyse yanaklarımın kızardığını hissediyordum.