20. Bölüm Part 2

60 5 6
                                    

Karsu polisin tutumu nedeniyle gergindir. Eve geçer. Irmak, Türkan, İpek ve Filiz merakla Karsu'yu beklemektedirler. İçeri girer girmez tavrından iyi geçmediğini anlarlar.

Filiz: Suratının güleçliğine bakılırsa pek iyi gitmemiş işler anlaşılan...

Karsu: Bu konu hakkında tek kelime bile konuşmak istiyorum.

Filiz: Dedim ben sana di mi? 

Karsu: Anne cidden hiç havamda değilim. 

Filiz: İyi tamam sustum. 

Karsu koltuğa oturur. 

Karsu: Siz n'apıyorsunuz peki?

Türkan: Hiç öyle oturuyoruz... Konuşuyoruz öyle havadan, sudan... 

Ortam sessizleşir. Daha fazla dayanamayan İpek, Karsu'ya yönelir. 

İpek: Şimdi ne yapmayı düşünüyorsun peki?

Karsu: Bilmiyorum...

Filiz: Bilmediğinden mi yoksa gururuna mı yediremiyorsun? Karsu, niye bu kadar gerildiğinin farkındayım ama başka bir seçeneğin mi var? 

Türkan: Annen haklı. Reha bi adamın ölümüne sebep oldu, isteyerek ya da kazara farketmez. Hiçbir şey olmamış gibi hayatına devam ediyor. İleride, iyice mafyaya girdiğinde ne yapacaksın? Çocuklarını alır elinden!

Türkan yükselince herkes şaşırır. Bu çıkışı anlamlandıramazlar. Filiz odağı tekrar Karsu'ya getirir.

Filiz: Sözün özü şu: Atilla'nın müdahale etmesine izin vermek zorundasın, özellikle de çocukların için.

İpek: Katılıyorum. Sadece sen olsaydın bu kadar ısrar etmezdik ama çocukları da düşünmelisin.

Başından beri dalgın olan Irmak'a desteklemesi için dönerler. Irmak Karsu'nun geldiğini anlar hemen ortama adapte olur.

Irmak: Haklı olduklarını biliyorsun.

Karsu: Sizin neden toplandığınız şimdi anlaşıldı.

İpek:  Doğum gününde aldığın hediye, o ilanı aşk... Hiç mi içinde bir şeyleri kıpırdatmadı? Atilla seni gerçekten çok seviyor Karsu. Seni mutlu edeceğine inandığımız için konuşuyoruz.

Filiz: Onunlayken kendini bi görebilseydin, işte o zaman anlardın neden bu kadar ısrar ettiğimizi. Atilla 'yı oğlum gibi severim o ayrı. Benim için önemli olan yegane şey sensin. Ayrıldığınızdan beri sevimli hayalet Casper misali dolanıyordun ortalıkta. Yüzüne kan geldi dans ederken. 

Türkan: Bazen ne kadar uğraşsan da değiştiremeyeceğin şeyler olur. Bunlar yüzünden kendi mutluluğunu bi kenara atma...

Karsu baskılara daha fazla dayanamayıp dışarı çıkar. 

Filiz: Aha, kaçtı yine gördünüz mü? Kime çekti anlamıyorum ki.

Türkan: Sana.

Filiz Türkan'a bir bakış atar, Türkan hiç umursamaz.

Türkan: Atilla demişken.. O nasıl bir itiraftı öyle. Kalakaldım.

İpek: Duyduğum en romantik itiraf buydu.

Filiz: İçten oluşu böyle bir etki yarattı aslında.

Irmak: Muhtemelen.

İpek: Açıkçası başta hiç yakıştırmıyordum Karsu 'nun yanına ama şimdi... Sanki Karsu için yaratılmış hissi veriyor. Tam da ihtiyacı olduğu kişi o çünkü... 

Irmak'ın yüzü düşer. Filiz , Türkan ve İpek niye bu halde olduğunu anlayamazlar. Bu sırada Karsu da konuşmak için Atilla'nın yanına gider. Atilla kapıyı yüzünde bir tebessümle açar.

Karsu : İçeri girebilir miyim?

Atilla: Elbette.

Karsu kanepeye oturur. Atilla da yanı başına geçer. İkilinin yüzü birbirlerine dönüktür.

Karsu: Ben bugün, Reha meselesi için polise gittim ve onlar da-

Atilla: Şimdilik müdahale edemeyeceklerini söylediler.

Karsu: Sen nereden-

Atilla: Sen araya girme dediğin için müdahale etmedim ama elimi tam üzerinden çekmedim bu konunun. Gözlemci gibi düşünebilirsin. Ki zaten bu Reha'nın anlaştığı adamları da babam tanır. Er geç öğrenirdim anlayacağın, iç karışıklıkların olduğunu. 

Karsu Cevdet'in söylemediğini anlayınca biraz olsun rahatlar.

Atilla: İşin kötüsü şu ki, bunlar maddi bir çıkmazın içine düştüler.

Karsu: Nasıl yani? Atilla: Rıza Bey vekaletini iki oğluna da değil, sağ koluna vermiş. O da çatışmayı bitirebilmek için fonlarına el koymuş.

Karsu: Demek istediğin yoksa... Reha'yı tehdit edip para mı alacaklar?

Atilla: Yüksek ihtimal. 

Karsu: Reha da cimrinin teki olduğundan sadece para vermek yerine iş yapmak isteyecek.

Atilla: Kesin yapar. Bak Karsu, gerekirse barışmayalım ama izin ver duruma el koyayım. Kimse beni karşısına almak istemez. Reha'yı mafyaya çekmelerine engel  olabilirim. N'olur, fazla zamanımız da yok.

Karsu:: Aslında ben de müdahele etmeni istemek için gelmiştim...

Atilla: Gerçekten mi?

Karsu başını sallar.

Karsu: Ne yaparsam yapayım, bütün yollar sana çıkıyor, ben... Ben başka bir yol bulamıyorum.

Atilla: Niye bırakamıyorsun kendini bana? Bu kadar uğraşmanın nedeni ne? İnanmıyor musun artık bana? Tekrar yalan söylerim diye çekiniyorsan-

Karsu: Ondan değil.

Atilla: O zaman neden?

Karsu: Çünkü kimseye minnet duymak istemiyorum. Sana, hatta anneme bile. Minnetlık öyle bir zehirdir ki insanın ruhunu parçalar. Deniz kaybolduktan sonra Reha'ya karşı duyduğum minnet  benim gözümün önünde yaşanan olayları görmemi engelledi. Ondan öncesinde de hep minnet yüzünden sürdürdüm evliliğimi. Beni annemden uzaklara götürdüğü için minnettardım, Irmak olayını bilmesine rağmen benimle evlendiği için minnettardım... Daha fazla kimseye karşı böyle hissetmek istemiyorum. Yanlış anlama, yaptıklarını başıma kakacak biri olmadığını biliyorum, korktuğum minnet duygusunun altında ezilip yok olmak...

Atilla: Böyle bir şey için minnettar olmana gerek yok, bu benim sorumluluğum. Elini tutarken ben sadece mutluluğu değil, zorluğu paylaşmayı da kabul ediyorum. Benim yerimde sen olsaydın, kurtarsaydın beni, bir iyilikmiş gibi mi düşünürdün?

Karsu: Elbette hayır. 

Atilla: Çünkü bütün bunları bilerek yanımdasın, benim için de öyle işte. Her şeyin far olmama rağmen seninle olmak istiyorsam, sorumluluğu kabul etmişim demektir. Yanılıyor muyum?

Karsu: Hiç bu açıdan bakmamıştım açıkçası... Şimdi tamamen hazır hissediyorum.

Atilla heyecanla Karsu'ya bakar. 

Karsu: Barışalım...


Sandık Kokusu Fan kurgu Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin