15. Bölüm Part 4

44 3 4
                                    

Sabah olmuştur. Filiz erkenden çiçekçiye giderek iki buket kiraz çiçeği buketi alır. Bunlardan biri Karsu biri de kendisi içindir. Bayadır Atilla'nın sessiz olmasından kuşkulanan Hasan da kontrol maksatlı siteye gelmiştir. Arabadan inerken Filiz'e çarpar. Çiçekler mahvolur. Filiz çok sinirlenir.

Filiz: Dağdan yeni indin herhalde insan sağına soluna bakmadan site ortasında yol üzerinde iner mi ya!

Hasan: Hanfendi ayıp oluyor ama dağdan mı indin falan? Kaza oldu işte insanlık hali.

Filiz: İnsan olsan yaşanmazdı işte mesele de bu ya! Mahvoldu çiçeklerim!

Hasan: Alt tarafı iki buket çiçek... Ne diye bu kadar yaygara koparırsınız anlamadım gitti.

Filiz iyice öfkelenir.

Filiz: Bana bak mağara adamı! Senin alt tarafı iki buket diye küçümsediğin, kiraz çiçekleri! Benim için oldukça değerliydi! Bu çiçekler yeni başlangıçların, umudun, baharın sembolü, uğurdur.  Tabi sen bunu nereden bileceksin! Çiçek dilinden anlamak centilmen işidir. Allah'ın ayısı bile geldi beni buldu şansa bak!

Hasan da artık sinirlenmeye başlamıştır ama tam konuşurken Filiz lafı ağzına tıkar.

Filiz: Hadi yoluna hadi! Bi daha en azından siteye girerken sağına soluna bakarsın inşallah!

Filiz söz saya saya içeri girer. Hasan öylece kalakalır. Bi süre sonra arabaya biner siteden uzaklaşırlar.

Hasan: Çattık ha. Nereden denk geldiysek... Dilaver, kimmiş bu hanım bi araştır bakalım.

Dilaver: Filiz Hanım, Karsu Hanım'ın annesi patron.

Hasan: Ne? Ciddi misin sen? Hiç benzemiyorlar birbirlerine. Bi sor soruştur. En küçük ayrıntıyı bile öğrenmek istiyorum.

Dilaver: Peki patron. Abiyi kontrol etme işi-

Hasan: Bu gürültüye dışarı çıkmadığına göre evde değil. Sabahın köründe baskına gidecek hali de yok. Karsu'yladır kesin. Sen nereye gitmişler onu öğren yeter.

Dilaver: Peki patron.

Bunlar yaşanırken Atilla ve Karsu da kahvaltı yapmaktadır.

Karsu: Ayy saat çoktan sekiz olmuş ya bizim bir an önce çıkmamız lazım.

Atilla: Niye? Bi şey mi oldu?

Karsu: Tılsım, baleye gitmeyi çok istiyordu da kursla konuşacaktım bugün tamamen çıkmış aklımdan.

Atilla: Ben çoktan hallettim onu.

Karsu elindeki kaşık çatalı bırakır. Şaşırmıştır.

Karsu: Sana söylememiştim bile nasıl ne ara hallettin?

Atilla: Geçen Tılsım söyledi de lunaparkta. Ben de partiden önce aradım kursu kimliğiyle pazartesi kayda götürmen yeterli. Saatleri de uygun, okul sonrası.

Karsu iyice kalakalır.

Karsu: Tılsım'la siz sadece beraber hız trenine binmekle kalmayıp, sohbet de mi ettiniz?

Atilla: Evet?

Karsu ne diyeceğini bilemez.

Atilla: Sevinmedin mi iyi anlaşmamıza?

Karsu: Tabi ki çok sevindim.

Atilla: O zaman asma suratını öyle, bi sıkıntı varmış gibi.

Karsu: Yoo. Sadece şaşırdım o kadar.

Atilla: Karsu, ben senin bakışından bile ne hissettiğini anlıyorum. Şuanda basbaya ne oldu da birden değişti bi sorun mu var diyorsun gerek gözlerinle gerek yüz ifadenle.

Karsu: Gözünden de hiçbir şey kaçmıyor.

Atilla: Seninle ilgiliyse evet. Pür dikkat kesiliyorum.

Karsu duraksar. Yüzünde hafif bir tebessüm oluşur sonra tekrar sıkıntılı bir yüz ifadesine bürünür.

Karsu: Ama bu ani değişim pek normal değil. Beni rahatsız eden bir şeyler var.

Atilla: Tılsım'la çok fazla vakit geçiremedik daha yeni yeni bir araya geliyoruz. Beni tanımaya başladıkça sevmeye de başlamıştır.

Karsu: Birden?

Atilla: Eh tabi önceden ağaç evde konuşmamızın etkisi vardır...

Karsu: Ne? Ne zaman oldu bu? Bana niye söylemedin?

Atilla: İkimizin sırrı da ondan.

Karsu: Ne konuştu -

Atilla: Sorma bile, onun yerine kahvaltına devam et, dün de doğru dürüst bir şey yemedin.

Karsu gülümseyerek kahvaltıya devam eder. Dilaver de araştırmasını bitirip Hasan'a rapor etmektedir.

Dilaver: Baba, Atilla abi Karsu Hanım'la kahvaltıya gitmişler uzak bir mekana.

Hasan: Tamam, diğer iş n'oldu peki?

Dilaver: Hallettim baba, isterseniz hemen size bilgi vereyim.

Hasan anlat der gibi bir işaret yapar.

Dilaver: Filiz Hanım aslen Hatay'lı.

Hasan: Bizim yörenin insanı yani... Gerçi cesaretinden, dik duruşundan belliydi, devam et.

Dilaver: İlk eşini bir trafik kazasında kaybetmiş, sonra uzun zaman kendini çocuklarına adamış. Yaklaşık on yıl sonra da Adnan Harunzade'yle evlenmiş.

Hasan şok olur.

Hasan: Kim dedin?

Dilaver: Adnan Harunzade. Sosyetede dalga konusu oluyormuş sürekli. Filiz Hanım'la evlendikten sonra itibarı artmış sosyal çevrelerde. Davetler yemekler dillere pelesenk olmuş.

Hasan: Çıkar ilişkisi diyorsun yani?

Dilaver: Emin olamam ama öyle görünüyor. Filiz Hanım da Karsu Hanım'ı sosyeteye tanıtmış O dönem fazlaca nişan teklifi gelmiş Karsu Hanım için.

Hasan: Düpedüz çıkar ilişkisi Dilaver emin olunacak bir tarafı yok. Peki n'oldu da boşandılar?

Dilaver: İşte orası biraz...

Hasan: Devam et!

Dilaver: Adnan Bey... Filiz Hanım'ın büyük kızıyla kaçmış efendim... Bir süre sonra da evlenmişler, hatta ız şuanda hamileymiş.

Hasan'ın şoktan dili tutulur.





Sandık Kokusu Fan kurgu Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin