21. Bölüm Part 1

45 1 2
                                    

Keepnote: Eveet yeni karakterlerinin var. Konuk olacaklar ama arada gelip gidebilirler bilemiyorum orasını pek 😅 Neyse tanıtalım karakterleri, öncelikle Ayça Tekin. Türkan'ın en büyük kızı. Ailesinin geçmişinden haberdar. Kocası da iş adamı ama mafyayla ilişiği de var. Karakter için düşündüğüm oyuncu da Nergis Öztürk. Eşi, Orhan Tekin için de Cemal Toktaş geldi aklıma.


Irmak'ın düşük yaptığını anlayan Adnan, onu özel hastaneye götürür. Şiddetin anlaşılmaması için önlemler alır, Irmak dengesini tamamen yitirmiştir. Bu sırada Adnan'la baş edemeyeceğini anlayan Türkan ne yapacağını bilemez. Filiz ve Karsu'yu bi çıkmazın içine sürüklemeyecek yolun ne olduğu konusunda uzun uzun düşünür. Aklına kızı Ayça'dan başka çare gelmez. Arayıp acilen eşiyle birlikte  İstanbul'a gelmesini ister.  Karsu'nun modunu düzeltmek isteyen Atilla çocuklarla birlikte yemek yemeyi önerir. Karsu Filiz'in iyi olmadığını bildiğinden evden çok da uzakta olmak istemez, yemek için Atilla'ya gitmeye karar verirler. Atilla çocukları okuldan alır. Hepsi sevinçle Atilla'ya sarılırlar.

Tılsım: Bizi okuldan alacağını bilmiyorduk, bi şey mi oldu?

Atilla: Hayır, sadece sürpriz yapmak istedim.

Selin: Ben sürprizlere bayılırım.

Deniz: Ben de öyle 

Tılsım: Sürprizleri herkes sever sonuçta...

Atilla tebessüm eder.

Tılsım: Son zamanlarda o kadar meşgulsün ki annemle bile görüşmüyordunuz. O yüzden şaşırdım aslında.

Atilla: Evet bazı işlerim vardı onları halletmekle uğraşıyordum. Ama artık bitti.

Tılsım: Nasıl yani?

Atilla: Bundan sonra bütün vaktim sizin.

Tılsım Selin ve Deniz aynı anda: Gerçekten mi!

Atilla: Gerçekten. Şimdiden yaz için plan yapmaya başlasanız iyi olur.

Çocuklar hep bir ağızdan: Yaşasın!

Hepsi tebessüm ederek eve geçerler. Karsu çocuklara mutfakta yardımcı olmak isteyip istemediklerini sorar. Onlar da sevinçle onaylarlar. Hep beraber yemek hazırlayıp sofrayı kurarlar. Yemek  yiyip masayı topladıktan sonra çocuklar ağaç eve geçerler, Karsu camdan onlara bakmaktadır. Telefonla görüşmesini bitiren Atilla da Karsu'nun yanına gelir, belinden sıkıca sarılıp yanağından öper.

Atilla: Aklın Filiz'de kaldı di mi?

Karsu: Evet. Sabaha nazaran biraz daha iyi ama hala karamsar. Irmak'ın gidişi çok etkiledi onu. Onca şeye rağmen evlat hasretini atamadı yüreğinden, gözünün önünde olması acı verdiği kadar iyi de geliyordu... Yine de tahmin ettiğimden daha iyi olması umut verici.

Atilla: Filiz çok güçlü bir kadındır, sen de yanında olduğun sürece üstesinden geleceğine eminim.

Karsu: Öyle umuyorum. Bu arada çocuklar sandığımdan da fazla bağlılar sana. Bayadır gülmüyorlardı bu kadar.

Atilla: Ben de öyle. Eminim buraya taşındığında çok fazla tepki vermeyecekler.

Karsu:  Sen hala oradasın di mi?

Atilla: Elimde değil. Seni tekrar kaybetmekten o kadar korkuyorum ki... Tahmin bile edemezsin.

Karsu gülmeye başlar.  Atilla anlam veremez. 

Karsu: Bi mafya babasının böyle bir şeyden korkması... Komik geldi.

Atilla cevap verecekken Karsu'nun telefonu çalar. Arayan Ayça'dır Karsu endişeli bir şekilde telefona cevap verir.

Karsu: Ayça... Bi sorun yoktur umarım.

Ayça: Annem acilen İstanbul'a çağırdı beni.  Orhan'la beraber.

Karsu: Ne? Niye?

Ayça: Hiçbir fikrim yok. Ben seninle ilgili bir mesele olduğunu düşündüğüm için aramıştım.

Karsu: Benlik bir sıkıntı yok ama... Teyzem durup dururken  ne senin ne de eniştemin, özellikle eniştemin gelmesini istemez. İpek'le görüştün mü?

Ayça: İlk onu aradım ne var ne yok diye ağzını aramak için ama gayet iyilermiş. Irmak'ın gidişi dışında...

Karsu bi süre sessiz kalır. Türkan'ın Adnan-Ayvaz meselesinden dolayı Ayça 'yı çağırdığından şüphelenir ama bunu öğrenmesine de imkan yoktur. Ne diyeceğini bilemez.

Ayça: Anlaşılan gelince öğreneceğim. Seni de tedirgin etmiş oldum boşu boşuna. Kusura bakma canım. İyi akşamlar.

Karsu: Sana da.

Telefon kapanır. Atilla merakla Karsu'ya döner. 

Atilla: Ciddi bir durum mu var?

Kars: Teyzem, Ayça'yla Orhan'ı İstanbul'a çağırmış, alelacele.

Atilla: Sebep?

Karsu: İşte orası muamma...

Karsu'nun yüzü düşer. Hasan'la vakit geçirdikten sonra kendini daha iyi hisseden Filiz yine de mutsuzdur. Mert de bunu tahmin ettiğinden Filiz'e moral olsun diye yanında olmaya karar verir.

Filiz: Nasıl gidiyor işler güçler? Bi türlü de fırsat bulup gelemedik çıktığın mekana. Kusura bakma.

Mert: Ne kusuru canım, son zamanlarda ne kadar başının kalabalık olduğunu en iyi ben bilirim. Sen iyi ol da Filiz Abla, mekan da ben de duruyoruz bi köşede kapımız sana her zaman açık.

Filiz tebessüm eder. 

Filiz: Teşekkür ederim. İyi ki varsın.

Mert: Sen de öyle.

Filiz: Mert yanlış anlamazsan eğer, bi şey soracağım sana.

Mert: Tabi, sor.

Filiz: Annen kötü bir anne miydi?

Mert iyice düşünür. Ortam sessizleşir. 

Mert: Başlarda iyi bir anne olduğunu düşünürdüm... Zamanla, onu tanıdıkça ve... Gerçekleri öğrenince kötü bir insan ama iyi bir anne diye düşündüm... Ve en sonunda.... Berbat olduğunu kabullenmek zorunda kaldım.

Filiz: Çok zor olmalı. Böyle bir soru sorup yaranı deştiğim için özür dilerim.

Mert:İnan problem değil. Bunu kendi annelik muhakemen için soruyorsun di mi?

Filiz başını sallar. 

Mert: Bu dünyada iyi annelerin iyi çocukları vardır, iyi annelerin kötü çocukları da vardır tıpkı kötü annelerin kötü çocukları ve kötü annelerin iyi çocukları olduğu gibi. Her ne yaşanırsa yaşansın birinin iyi olup olmayışını yalnızca kişinin kendisi belirler. Elinde olmayan şeyler için kendini yıpratma lütfen. Ayrıca Filiz... Bana biraz olsun güveniyorsan eğer, şunu aklından asla çıkarma.: Sen iyi bir annesin.

Sandık Kokusu Fan kurgu Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin