16. Bölüm Part 7 (Bölüm Sonu)

63 3 8
                                    

Atilla şaşkın bir ifadeyle Hasan'a bakar.

Atilla: O mu yaptırmış?

Hasan: Evet, bizim eski ahbapların birinin adamlarıyla anlaşmış. Onun yakasını bırakmazlar oğlum birkaç seneye bi bakmışsın, o da mafya babası olmuş. Bu aleme giriş kolay, çıkışsa imkansız. Bir süredir mafyadan elini eteğini çekmek için hazırlık yaptığını biliyorum. Şuanda da buna güveniyorsun, sen mafyayı bırakacaksın, Karsu seni kabul edecek mutlu mesut hayatınızı idame ettirmeye devam edeceksiniz. Ah gençlik işte cahillik... Hadi her şeyi bir kenara bırakalım, diyelim ki başardın mafyayla bağını kopardın... Reha'yı ne yapacaksın?

Atilla ne diyeceğini bilemez.

Hasan: İlişkinize karşı çıkmamın nedeni kan bağıyla bağlı olmadığım çocuklarla akraba olmayı reddetmek değildi, o çocukların güvenliğini hiçbir aşk riske atamaz, atmamalı. Her ne kadar korumak için elinden geleni yapacak olsan da, zarar görme ihtimali bile, Karsu'yu delirtecektir, ilişkiniz boyunca ama tabi zaten tehlikede olmaları her şeyi değiştirir.

Atilla: Bunu benim iyiliğim için mi yapıyorsun yoksa Atilla Başkaya'yı, varisini korumak için mi yapıyorsun?

Hasan: Senin için desem inanır mısın bana?

Atilla: Bilemiyorum.

Atilla çiftlikten çıkar, Mert'in yanına gider.  Mert kapıyı açar, Atilla'yı görünce sevinir. Atilla da Mert'in daha iyi olduğunu görünce mutlu olur. Beraber karşılıklı otururlar.

Atilla: Düşündüğümden daha iyisin. Sevindim.

Mert: Karsu'yla konuşmak bana çok iyi geldi.

Atilla: Karsu buraya mı geldi?

Mert: Evet, geçen ziyarete geldi öyle konuştuk havadan sudan.  Senden, babandan.

Atilla: Siz o kadar yakın mıydınız ya?

Mert: Öyleyiz, biz kardeş gibiyiz Karsu'yla. Hatta yarın akşam sahneye çıkışımı izlemeye gelecek, tek başına.

Atilla: Konuşmak için uygun ortam diyorsun yani?

Mert: Aynen abi.

Atilla: Olmaz, senden şüphelenebilir.

Mert: Sanmam. En kötü ihtimalle senin takip ettiğirdiğini falan sanar.

Atilla: Çok iyi moral veriyorsun ya .

Mert: Vazifemiz...

Atilla: Şaka bir yana ben daha önce de konuşmayı deneyeyim, son çare senin mekana gelirim.

Mert: Nasıl istersen.

Atilla: Bu arada, sana af çıktı. Artık rahat rahat gidebilirsin istediğin yere.

Mert: Babanla mı konuştun?

Atilla: Evet. Sana Kadir'in mirasını vermek istiyor.

Mert: Ben o herifin bir kuruşunu bile almam.

Atilla: Hasan Ağa da Cengizhan'ın parası o, ne dokundururum ne dokunurum diyor.

Mert bu konuyu daha fazla konuşmak istemez, sohbet konusunu değiştirmeye çalışır.

Mert: Onu boşver de Lale ve Reha'ya ne yapacağına karar verdin mi?

Atilla: Sana olanları anlatmadım , bugün Reha'yı kenara çekip biraz haşladım. Sabah sabah dayanmıştı Karsu'nun kapısına hıyar herif.

Mert: Neyse için soğumuştur biraz.

Atilla: Aksine, sonradan yaptıklarını da öğrenince iyice uyuz oldum.

Mert: N'apmış?

Atilla: Deniz'in baba bildiği bi adam vardı, Ozan; onu ölesiye dövdürtmüş. Bizim alemden adamlarla takılıyor anlayacağın.

Mert: Abi sen ciddi misin?

Atilla: Maalesef.

Mert: Mafyadan ayrıldığın an bu herif senin üzerine çöker abi ben sana diyeyim.

Atilla: Farkındayım kardeşim.

Mert: Karanlık dünyaya veda hayalleri siyah poşete o zaman?

Atilla: Karsu'yla olabildiğim sürece gerisi umrumda değil.

Mert: Orası belli canım. Asıl mesele Karsu'nun buna ne tepki vereceği?

Atilla: Tahmin bile edemiyorum. Her şeyi yapabilir; kızıp ortalığı da dağıtabilir, sessizce kabullenmeye de çalışabilir. Bilemiyorum.

Mert: İşi çok zor valla yukarı tükürse sakal, aşağı tükürse bıyık...

Atilla: Öyle.

Mert: Yine de bu... Sanki kadermiş gibi hissettirmiyor mu?

Atilla: Nasıl yani?

Mert: Sen mafyadan kurtulamıyorsun derken Karsu'nun da sadece senin sağlayabileceğin bi güvenliğe ihtiyacı oluyor. Sanki kader sizi birbirinize sıkı sıkıya bağlıyor gibi.

Atilla tebessüm eder.

Atilla: Ben de öyle hissediyorum.

Mert: O zaman umudunu kaybetme lütfen. En kötü ihtimalle atar sırtına kaçırırsın kızı.

Atilla: Yok artık.

Mert ve Atilla gülmeye başlarlar. Bi süre sonra Atilla kalkar evine geçer. Reha hastaneden çıkıp Lale'nin yanına gitmiş, olanları anlatmıştır. Lale de bu konuyla ilgili Atilla'yla konuşmak için evin önünde beklemektedir.

Atilla: Senin ne işin var burada?

Lale: Konuşmamız gerekiyor.

Atilla: Benim seninle konuşacak hiçbir şeyim yok .

Lale: Benim var ama. Abimin kolunu kırmışsın!

Atilla: O dua etsin kafasını kırmadım.

Lale: Sana inanamıyorum ya, kardeşim ne yaptı da ondan bu kadar nefret ediyorsun? Yoksa sırf Karsu'nun eski kocası diye mi bu kin?

Atilla: Daha doğrusu Karsu'yu üzdü diye nefret ediyorum, oldu mu? Tatmin olabildin mi cevabımdan?

Lale: Oldum. Bi hiç uğruna neler yapıyorsun? Bu kadar mı gözün kör senin? Karsu sana niye baksın be! Kadının üç çocuğu var, senin gibi bir mafyayla ne işi olur?

Atilla: Beni o oğlu kayıpken karısının en yakın arkadaşıyla yatan erkek kardeşinle karıştırma! Karsu'nun beni sevmesi ya da benden nefret etmesi benim ona duyduğum aşkı değiştirmez anladın mı? Çünkü bu benimle ilgili bir şey. Hiç uğruna diyorsun ya, Karsu'nun yüzünde oluşacak ufak bir tebessüm bile benim için fazlasıyla yeterli olur. Ben hep onun için çabalamaya devam edeceğim. Ölene dek...

Sandık Kokusu Fan kurgu Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin