13. Bölüm Part 5

79 4 4
                                    

Filiz ve Türkan evde sohbetlerine devam etmektedir.

Türkan: Ay Mert'in ev işinin hallolmasına çok sevindim ya.

Filiz: Ben de ben de.

Türkan: Biraz şey gibi ama iyi çocuk ya.

Filiz: Öyle gerçekten. Şansımıza bi süredir hep iyi insanlara denk geliyoruz, şans yüzümüze gülüyor mu ne?

İki kardeş gülerler.

Türkan: Abisi bir yıllık kirayı ödediğine göre varlıklı bir ailenin çocuğu herhalde.

Filiz: Aman öyle olsalar n'olur? Ağzı var dili yok çocuğun bezdirmişler hayattan konuşmuyormuş  ailesiyle falan duymadın mı?

Türkan: Haklısın

Filiz: Yani.

Türkan: Bu doğum partisi işi nereden çıktı bu arada?

Filiz: Sabah Tılsım yine huysuzluk çıkardı, Karsu onunla konuşuyordu işte tesadüfen ben de konuşmalarını duydum.

Türkan: Kapı dinledin yani?

Filiz: Kulak misafiri oldum diyelim. Tılsım'a ne dedi biliyor musun? Beni hala affedememiş.

Türkan: Ne? Hala mı?

Filiz: Maalesef. Ben de dedim ki şöyle güzel bir doğum günü organize edeyim belki yumuşar biraz daha.

Türkan: İyi düşünmüşsün.

Filiz: Di mi? Abla, doğruyu söylemek gerekirse ben, Karsu olmasa ne Irmak'ın gidişini atlatabilirdim, ne de Irmak'ı eve alabilirdim. Karsu benim en büyük gücüm, dayanağım. Ben bir daha onu kaybetmek istemiyorum, aramıza bi küslük daha girerse ben ne yapacağımı bilemiyorum.

Türkan: Girmez girmez, korkma sen. Hem Karsu'nun da en büyük gücü dayanağı sensin. Onun için hiç yapmayacağın şeylere giriştin. Karsu da farkında durumun. Ne sen o zamanlardaki Filizsin ne de Karsu o zamanlardaki Karsu. İkiniz de değiştiniz, en çok da birbiriniz için. Karsu bu evde senin için kalıyor biliyorsun di mi?

Filiz: Biliyorum... Biliyorum da abla korkmadan edemiyorum.

Türkan Filiz'i teselli eder.

Karsu kitapçıda, kitapları düzenlemektedir. Cevdet içeri girer.

Cevdet: Kolay gelsin Karsu Hanım.

Karsu: Sağolun, hoşgeldiniz Cevdet Bey.

Cevdet: Valla oldukça hoş buldum, Karsu Hanım, sizi Allah gönderdi bana ya sayenizde aklım hiç kalmıyor burada. Dükkan derli toplu, düzenli, temiz, sürekli müşterisi de var daha ne isterim. Çok memnunum sizden umarım siz de memnunsunuzdur; benden, işinizden, bi sorununuz falan yoktur, eğer varsa çözmek için elimden geleni yaparım.

Karsu: Çok teşekkür ederim. Biliyor musunuz bazen burası sanki benim için açılmış gibi hissediyorum. Biçilmiş kaftan gibi bu iş; çocukların okuluna yakın, evime yakın, maaşı çok iyi, patronum daha da iyi. Kısaca ben de çok memnumun anlayacağınız.

Cevdet yarı korkmuş bir şekilde konuşmaya devam eder

Cevdet: Ne güzel ne güzel, böyle hissetmenize çok sevindim. Ama olur da hani ileride bi şey olur beni aramaktan çekinmeyin lütfen. Eğer yardımcı olabileceğim bir iş falan yoksa ben gideyim.

Karsu:  Aslında Cevdet Bey bir süredir size sormak istediğim bir durum var hazır buradayken sorsam...

Cevdet: Tabi ki, buyrun mesele nedir?

Karsu: Şimdi ben lisedeyken çok kitap okurdum, kitapçı sahaf gezer dururdum.

Cevdet: Ne güzel, ne güzel.

Karsu: Bu yüzden az buçuk bi müşteri profili oluşmuştu kafamda ama gelenlerin hiçbiri beklediğim gibi değildi.

Cevdet: Nasıl yani?

Karsu: Hımmm size şöyle tarif edeyim; sanki biri müşterilere dülkandan kitap almaları için para vermiş.

Cevdet: Yok artık

Karsu: Ben hissettiğimi söylüyorum. Tamam düzenli geliyorlar ama gözlerinde kitap okuma şevki yok. Bakın mesela size baktığımda kitaplara ilginiz olduğunu net görebiliyorum. Ama işte müşterilere baktığımda bu hissi bir türlü alamıyorum. Şimdi siz uzun süredir kitapçı işletiyorsunuz, o yüzden daha iyi bilirsiniz ben fazla mı kuruyorum kafamda?

Cevdet bi süre ne diyeceğini bilemez. Kekeler durur.

Cevdet: Estağfurullah, Karsu ye- Hanım, valla sebebini ben de bilmiyorum ama dediğiniz gibi uzun zamandır bu işle uğraşıyorum müşterilerimin hepsi böyle maalesef ki. Artık n'oldu da o şevki kaybettiler Allah bilir. Siz takılmayın böyle şeylere.

Karsu: Öyle diyorsanız...

Cevdet: Öyle diyorum... Başka bir sorunuz yoksa ben gideyim.

Karsu hayır anlamında kafasını sallar.
Cevdet hızlıca kitapçıyı terk eder. Atilla'nın yanına gitmek için hazırlanır. Kurye gibi siteye gider. Atilla şaşırarak kapıyı açar. Cevdet çabucak içeri girer.

Atilla: Oğlum ben size habersiz gelmeyin denedim mi?

Cevdet: Abi çok büyük bir sorunumuz var.

Atilla: Nedir problem?

Cevdet: Karsu-

Atilla: N'oldu Karsu'ya?!

Cevdet: Sakin ol abi. Yengenin bi şeyi yok, gayet iyi. Hatta biraz fazla iyi

Atilla: Anlamadım?

Cevdet: Kafası zehir gibi abi ya ya da içine mi doğuyor bilmiyorum artık orasını ama bugün bana neler dedi biliyor musun? Yok bu iş sanki benim için açılmış gibi hissediyorum yok gelen müşteriler parayla tutulmuş gibi. Valla abi yenge her an çakabilir işin aslını. Bi şekilde onu aksine ikna etmemiz lazım.

Atilla ne diyeceğini bilemez.

Atilla: Offfff bi bu eksikti gerçekten. Nasıl adamlar tuttun oğlum sen?

Cevdet: Abi sordum soruşturdum en iyi figuranları yolladım yengenin yanına.

Atilla: Lale'yi de araştırmıştın, gördük. Neyse ben bi şekilde ikna ederim kısa süreliğine Karsu'yu artık nasıl yapacaksam... Bu arada Dilaver işi n'oldu?

Cevdet: Takipteyim abi. Son zamanlarda çok sık konuşuyor Hasan Baba'yla ama meselenin ne olduğunu bi türlü öğrenemedim.

Atilla: Boşuna uğraşma öğrenemezsin. Eğer babama bilgi sızdırıyorsa yakın zamanda çıkar kokusu. Bırak peşini.

Cevdet: Tamamdır abi. Ha bi de Kadir meselesini n'apacağız? Adam fellik fellik seni arıyor uzun süre saklayamayız seni.

Atilla: Onunla ilgili bir planım var. Şimdi sana yapman gerekenleri anlatacağım.

Sahne tam da bu anda kesilir. 👀




Sandık Kokusu Fan kurgu Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin