20. Bölüm Part 5

44 3 6
                                    

Sabah olur. Irmak hiçkimseye haber vermeden eşyalarını toplar. Yalıya geri döner. Adnan sevinçle karşılar. Biraz dinlenip toparlandıktan sonra Adnan'la konuşmak ister. Karşılıklı otururlar.

Irmak: Bunu sana nasıl anlatsam... Gerçekten bilemiyorum... 

Adnan: Neyi hayatım?

Irmak: Ben buraya temelli gelmedim Adnan... Sadece bebek doğana dek... Burada olmamın daha doğru olacağını düşündüm...

Adnan: Bu da ne demek şimdi?

Irmak: Ben boşanmak istiyorum Adnan... Ama annemle barışmak için falan değil,  seni sevmediğimden...

Adnan: Ne?!

Irmak: Bizim aramızdaki şey... Hiçbir zaman aşk değildi zaten...  Bunu bu kadar geç fark ettiğim için kendimden nefret ediyorum... Üzgünüm... Çok üzgünüm... Ama sana söz veriyorum bu bebeğimize asla yansımayacak.

Adnan: Yeter!

Irmak: Anlıyorum senin için -

Adnan: Kes! Kapa çeneni! Anneme inanmadım, peşine taktığım o adamların dediğine , çektikleri fotoğraflara, gönderdikleri videolara bile! Bugün karşıma geçip seni sevmiyorum boşanmak istiyorum mavalları okumasaydın yine inanmazdım onlara... Ben ne gerizekalıyım ya!

Irmak: Neden bahsediyorsun sen?

Adnan: Ne zamandır aldatıyorsun beni?

Irmak: Ne?

Adnan: Bebek de o adamdan mı yoksa? Söyle!

Irmak: Doğru konuş benimle!

Adnan: Ben de kime soruyorsam... Bana bak! Benden öyle kolay kurtulamazsın anladın mı? Hiçbir yere gitmeyeceksin! Dışarı adımını bile atmak yasak sana!

Mert'i sürekli takip ettiren başından beri Adnan'dır, annesinin dolduruşuna gelmiş, Irmak'a güvenini yitirmiştir. Artık onu kesinlikle aldattığına inanmıştır, bu yüzden öfke krizi geçiri.Önce Irmak'ın telefonunu kırar. Sonra zorla Irmak'ı odasına kilitler. Irmak direnmeye çalışınca da şiddete başvurur ve Irmak, neye uğradığını şaşırır. Korkudan tir tir titremeye başlar. Bu sırada Filiz Hasan'la pikniğe hazırlanırken Türkan telaşla gelir.

Filiz: N'oldu abla bu ne telaş?

Türkan: Filiz, Irmak yok!

Filiz: Ne demek Irmak yok?

Türkan: Sabah kalktığımda bi bakayım dedim yok, eşyalarını alıp çekip gitmiş.

Filiz: Nereye?

Karsu: Yalıya.

Karsu eve geri döner.Filiz ve Türkan'ın yanına gelir.

Karsu: Bunu telaşlandırmayın diye anlatmadım ama... Irmak'ın düşük tehlikesi sandığımızdan da riskli. O yüzden döndü yalıya. 

Filiz: Bu yüzden mi tartıştınız siz?

Karsu başını sallar. Irmak'ın boşanma niyetine inanmadığından o konuya girmek istemez.

Filiz'in modu düşer yine de Hasan'ın yanına gitmeye kararlıdır.  Annesinin üzüldüğünü fark eden Karsu, konuyu değiştirmek ister.

Karsu: Yarın Mert'in çıktığı mekana gidelim mi hep beraber? Bayadır bekliyor hepimizi  çocuk.

Türkan: Doğru, ayıp oldu çocuğa. Hatta bugün gidelim isterseniz.

Karsu: Olmaz.

Filiz: Niye ayol? Yoksa bugün için de mi sözleştiniz dün Atilla'yla?

Karsu: Ben senin için demiştim aslında... Malum bugün, Hasan Bey'le randevun var.

Karsu gülmeye başlar. Türkan imalı bakışlarla Filiz'e bakar .

Filiz: Alt tarafı bi iki saat oturup konuşacağız iki arkadaş gibi ne abartıyorsunuz siz de?

Karsu: Kesin öyledir...

Filiz Karsu'ya yastık fırlatır. Türkan gülmeye başlar Filiz biraz kızgın bir bakış atsa da yumuşar.

Karsu: Şaka bir yana.... Anne ben senin de tekrardan aşık olmanı, bi adama güvenebilmeni çok istiyorum. Yüzünde tekrar güller açmasını.. Ve ne zaman Hasan Bey'le randevun olsa seni böyle buluyorum... Anne... Hasan Bey gerçekten de iyi bir adam... Başına gelen felaketin mutluluğuna gölge düşürmesine izin verme olur mu?

Türkan: Ben de Karsu'yla aynı fikirdeyim Filiz. Pek fazla vakit geçirmemiş olsak da iyi bir adam olduğu kanaatindeyim. 

Filiz önce duraksar. Sonra Karsu'yla Türkan'a yönelir 

Filiz: Biraz yumuşayınca sizin çeneniz de durmuyor bir türlü. Ben kalkmayı artık .

Filiz eşyalarını alıp çıkar. Türkan ve Karsu sohbete devam ederler.

Türkan: Siz nasıl tanışmıştınız Hasan Bey'le?

Karsu: Yalıya gittiğim gün... Sinirden ne yapacağımı bilemezken yardım etti bana sağolsun, eve kadar getirdi beni. Biraz dertleşip sohbet de ettik. Sizin sıra gecesi nasıl geçti peki teyze? Annem biraz anlattı ama objektif olacağını hiç sanmıyorum....

İkili gülmeye başlar.

Türkan: İyiydi ya. Özlemiştik bu ortamları.

Karsu: O da ne demek şimdi? Siz hep İstanbul'daydınız?

Türkan ağzından laf kaçırmıştır. Toparlamaya çalışır.

Türkan: Arada giderdik çocukken, tatilde. Onu kast ettim ben 

Karsu: Ha, anladım.

Türkan: Neyse ne canım. Sen ne yapacaksın kızım bugün?

Karsu: İşe gideceğim. Çocukları Reha alacak bugün, ona bıraktıktan sonra. Eve gelirim herhalde sonra. Annemle biraz beraber vakit geçirelim dedim. Irmak'a canı çok sıkıldı malum.

Türkan: İyi düşünmüşsün. Biz de gelelim bi yemek yiyelim beraber. 

Karsu: Güzel olur. Aslında Mert'e gitsek de dikkati dağılır diye düşünmüştüm ama sonra içine sinmez Irmak'sız diye vazgeçtim.

Türkan: Doğru. Açıkçası habersiz gitmesi ve hala aramaması canımı sıktı benim de 

Karsu: Hormonlardan herhalde.

Türkan: Olabilir. Akşamüstü biz ararız olmadı.

Karsu: Aynen.

Türkan: Ben eve geçeyim o zaman. Görüşürüz canım.

Karsu: Görüşürüz.

Karsu ve Türkan vedalaşır, bir süre sonra Reha gelir. Karsu hiç muhatap olmadan çocukları ona verip işe geçer.

Sandık Kokusu Fan kurgu Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin