11.BÖLÜM;BİR DÜŞÜNCENİN ÖLÜMÜ:
Öncelikle selamlar. Sizi çok özledim ve şu an buradayım. Uzun süredir hesabımdan çıkış yaptığım için giremiyordum. Şimdi buradayım.Bu sürecin bir an önce bitmesini bekliyorum. Umarım sizin iyiliğiniz adı altında bunun bir özgürlük kısıtlaması olduğunu anlarlar.
Şimdi sizi sonunda o bölümle buluşturuyoruz. Yalan yok yazmama neredeyse bir ayımı aldı. Uzun bir bölüm tadını çıkararak okuyun.
Unutmayın her birisin bir nedeni yoktur, her birisin bir ölümü vardır.
Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayınız lütfen.
Keyifli okumalar🍁
(Müzik ekleyemedim ama isterseniz xeriba beyani-rojda- ya da zeynebim-nazli öksüz'den- dinleyebilirsiniz.)
Hani benim sevincim nerede?
Bilyelerim, topacım...
Kiraz ağcında yırtılan gömleğim?
Çaldılar çocukluğumu habersiz.Ahmet Kaya...
.....“Ya kuzen, manyaksın onu anladım da, yav niye sabah gitmiyoruz? Gece kuşu olan baykuş muyuz biz?”
Poyraz hemen yan tarafında oturan Mem’in konuşması ile sakince bir nefes verdi ama bir şey demeden arabayı sürmeye devam etti. Mem ise Poyraz’ın konuşmamasını fırsat bilerek tekrardan konuşmaya hazırlandı.
“Yani tamam, kızın morali bozulmuştur, sonuçta zorla evleniyor, istemediği bir evlilik ama ben Dicle’yi az da olsa tanımışsam bizim gitmemize gerek yok. Yani gitsen bile ne işine yarayacaksın sorması ayıptır canım kuzenim? Kıza sen nasıl bir moral verebilir anlamıyorum...”
“Kes ulan! Sabahtandır dırdır, ne çene var be arkadaş. Belli ki moral olabileceğimi biliyorum ki gidiyorum. Ne abi? Sabahtandır, yok sana ne, yok bilmem neden gidiyoruz? Sabah zaten gideceksin toplantını niye iptal ediyorsun? Kardeşim ben şimdi gitmek istiyorum ve şimdi gideceğim. Bu cevap yeterli mi?”
Mem aniden daha fazla dayanamamış ve patlamış olan Poyraz’a baktı dikkatlice. Kahveleri Poyraz’a gergince bakarken güldü.
“Sırf kızın moralinin bozuk olduğunu düşündüğün için tüm toplantılarını iptal edip özel uçakla Rize’ye gelmen, bu saatte, tabii ki de bin tane soru sormama neden olur. Sonuçta zaten sabah gelecektik benim zeki kuzenim,” diyen Mem ile Poyraz kaşlarını çattı.
“Ama ben şimdi gitmek istiyorum ve bunda bir sorun görmüyorum.”
Hafif gülen Mem ona döndü. “Belki sabahtandır susmak yerine bunu deseydin şimdiye susmuştum. Hem itiraf et, gitmek istediğin için değil, kızın moralinin bozuk olduğunu düşündüğün için ve kızın nasıl olduğunu merak ettiğin için gidiyorsun. Hatta için içini kemiriyor,” sesli nefes alınıp veriliyordu bu ortamda. Gerginlik ikisinde de çok net vardı ve bu hissediliyordu.
Tuhaftır ki gerçekten de Poyraz bunun için gidiyordu. Elbette kızın güvenliğini de önemsiyordu ve bunu da hesaba katıyor, düğüne yetişememe imkanını düşünüyordu. Gerçekten de onun mutsuz olduğu düşüncesi bile kendisini yiyip bitirmesine neden oluyordu. Nasıl olduğunu merak ediyordu. O çocuk hâliyle giydiği bindallı ona nasıl olmuş diye düşünürken sinir oluyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
URGANA GEÇİRİLEN DÜŞÜNCELER
Teen FictionHikayede kan, şiddet, vahşet, töre ve berdel gibi türlü şeyler mevcuttur!!! Direniş vardır hayatımızda. Her şeyin ne olduğunu bile bile direnmektir yaşamak bazen. 15 yaşında hayatı mahvolan bir insandı dicle. Töre adı altında umudu öldürülen insanl...