13.BÖLÜM:
"MEYUS"
Merhaba.
Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayınız lütfen.
Keyifli okumalar.
İnsanlardan korkarım ben. Kalbi, vicdanı ve adaleti olmayan insandan.
Turgut Uyar...
Yaşanılan çok şey vardır, ki zaten budur insanı en çok ya üzen, ya mutlu eden ya da bir çıkmaza sokan.
Hepsi bir karmaşadan ibarettir. Hayat karmaşası gibi. Bazen bir yolu olan, bazense hiç bir yolu olmayan, bizi sonsuz bir kara deliğe iten. Uçsuz bucaksız.
Bende öyleydim. Bir kara deliğe itilmiş gibiydim. Ne yapacağımı, neye güveneceğimi bilmiyordum.
Sanki hareket etmeyi unutmuş gibiydim. Düşünemiyor, olayları kavrayamıyordum. Şu an bir kaç kişi yangını söndürmek için Halil'e yardıma gelmişti ve sanırsam, eğer bir yanlışım yoksa ailesini de aramıştı ama benim şu an tek düşündüğüm evi yakan oysa neden hâlâ bana yardım edecek birini göndermedi?
Oysaki en büyük yangın benim içimde kopuyordu. Bir volkan gibi durmadan lavlarını patlatıyordu ve o lavlar içimde geri dönülmez bir acıya dönüyordu.
Yangını söndürmek için gelen adamların buradakilerin eşleri, kardeşleri veya anneleri olan kişilerin akrabaları tarafından, ‘üzülme kızım kader.’ Denile denile teselli edilip duruyorlardı. Ben ise ayakta bekliyordum. Yangın neredeyse sönmüştü.
Onlar yukarıdayken ve hâlâ oradalarken şimdiye kadar çoktan bir şey yapmış olmalıydı. Peki bu adam neden bir şey yapmıyordu?
Onlara bakarken kadınların yanından ayrıldım ve konağa doğru ilerledim. Düşüncelerle savaşmak zordur, eğer senin istediğin yönde gitmiyorsa. Yavaş yavaş kapıya yaklaştım.
Kapıdaki korumalar bir şey diyordu ama ben anlamıyorum. Bu sefer düşünce dolu halimle onlara döndüm ama onlar bana bakmıyor ve sessizce konuşuyorlardı. Hatta beni fark etmemiş gibilerdi.
Başımı geri Halil’e çevirdim ve geri sokağa baktım. Bekledim ama hâlâ gelen yoktu. O yapmamış mıydı yoksa?
Her tarafta tur atan gözlerim daha yaşadıklarımı sindiremezken bu sefer merceğine apayrı bir şey takıldı.
Kapıdaki adamlar niye kavga ediyordu? Normalde olsa dikkat etmezdim ama onlar niye yardım yerine kapıda dikiliyorlardı ki? Onlara yavaş yavaş biraz daha yaklaştım.
Beni hâlâ fark etmemişlerdi ama ben onları az da olsa duyuyordum. Neden ilgimi çektiler bilmiyorum ama hareketleri tuhaftı.
Orada durup kulak kabarttım. “Ya hâlâ beni anlamıyorsun. Kızım manyak mısın? Bende biliyorum kıza yazık, bu yaşta gelin olmuş ama kafan anlamıyor mu?”
İki kişinin kapıda durmasıyla birini kapatmışlardı ve kızdı galiba, ama şu an ondan daha çok şaşırtan benden bahsetmeleriydi. Ben olduğum muammaydı diyemem çünkü şu an evlenen bendim. İyide ben bir yardım görmedim ki hâlâ. Ben ne alaka şimdi?
İçimde tuhaf bir korku belirirken sakin kalamıyordum. Bir süre sessiz kaldıralar ve sonra tekrar konuştu adam. “Bende onu diyorum ya zeki kız. Biz zaten bu düğünün olması dahilinde buradaydık ve farkındaysan kızın ailesi için diğerleri de Rize’de ama ya sen mesajı yok sayıp almayıp nasıl ağanın sözüne karşı geliyorsun?”
ŞİMDİ OKUDUĞUN
URGANA GEÇİRİLEN DÜŞÜNCELER
Teen FictionHikayede kan, şiddet, vahşet, töre ve berdel gibi türlü şeyler mevcuttur!!! Direniş vardır hayatımızda. Her şeyin ne olduğunu bile bile direnmektir yaşamak bazen. 15 yaşında hayatı mahvolan bir insandı dicle. Töre adı altında umudu öldürülen insanl...