9.BÖLÜM; YARDIM İSTEĞİ

979 54 12
                                    

9.BÖLÜM;
YARDIM İSTEĞİ:

Yaşayanlar seven sevene dünyada, biz öldüğümüzle kalmıştık.

Cemal Süreya...

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayınız lütfen benim hayalet okuyucularım.

İnstagram hesabım: Merdumgiriz.234

Keyifli okumalar!

.....
Usul usul esen rüzgarları izliyordu Poyraz. Düşünceleri arasında boğuluyordu. İstese bu evliliği oyun olmadan bitirebilirdi ama o Dicle ve ailesi için oyuna dahil olmak istiyordu. Ailesinin ne çevirdiğini öğrenmek istiyordu.

Bu kızı şans eseri tanımıştı ama arada düşünmüyor değildi: Bu kızı normalde tanımasaydı gerçekten o çıkan karardaki yaş sorununa karışıp araştırı mıydı? Yapardı, her şeyi netleştirirdi ama şu an bile çözemiyorken o an nasıl çözecekti bilemiyordu. Yani Dicle gerçekten küçük yaşında gelin olacaktı. İşte bu Dicle'nin şansıydı galiba. Kurtulmak için varla yok arasında olan şansı. Şu an her şeyi ortaya oyun olmasan dökmeyi çok istiyordu ama eğer tüm her şey ortaya çıkarsa bu sefer ailesinin gerçek yüzü de ortaya çıkacaktı.

Düşünemeden edemiyordu. Jiyan kimdi? Bu aile yine ne karıştırıyordu? Ne kadar araştırırsa araştırsın eline sonuçlarda hep hata verilen bir şekilde geliyordu. Her şeyi düğüne kadar halledecekti. Bulacak ve hem o kızı kurtaracak hem de o ailenin kirli çamaşırlarını ortaya dökecekti.

"Yine nereye daldın pedofili kuzenim?" Mem'in konuşması üzerine Poyraz ona döndü. İkisi de onun bu kızı sevmediğini biliyordu. O masum bir çocuktu ve bir insan çocuklara duygu besleyemezdi. Onlar çoktu!

Poyraz ona yardım etmek istiyordu hem çocuk diye hem istemiyor -isteseydi bile yaşından ötürü yine karışırdı- hem de geçmişi izin vermiyordu. Çocuklar sevilmeliydi hem de ayrım olmadan.

Yanına oturan Mem ile sıkıntıyla nefes verdi. "Bu Jiyan meselesi canımı sıkıyor. Ulan Dicle Akarsu diye biri nüfusta yok resmen ama kız gerçekte var," diyen Poyraz ile Mem gözlerini baydı.

"Sence tek sorun o mu kuzen? Jiyan, Mustafa Akarsu'nun değil, Hozan Akarsu'nun çocuğu diye geçiyor ama daha derine inince yani ikinci araştırmamızda Mustafa ağanın kızı diye geçiyor. Bu ne kardeşim resmen çorba oldu kafam. Bir taraflarımın ağaları."

"Ya kızı normalde o gün görmeseydim şimdi kız gerçekten evlenecekti. Çünkü planı ne kadar tutar belli değil." Poyraz sıkıntıyla nefes verirken Mem güldü. "Emin ol o kız senden de, benden de daha zeki. Planın tutacağına eminim ama kimse öğrenmezse tabii." Poyraz da güldü.

"Matematikçi olmasının nedeni belli, zeki." İkisi de boş boş dururken Mem konuşmadan edemedi.

"Abin ve annen hâlâ bilmiyor. Bence onlara demeliyiz," dediğinde Poyraz geriliyordu. Yıllardır onlarla görüşmemişti ve şimdi gitse elbette yardım ederlerdi ama kan çıkardı. Nedeni de belliydi...

"Sonuçlarını benden daha iyi bilirsin Mem. Bu olay geçmiş bağlarını açar hem kıza ne olacağı belli olmaz hem de kan çıkar. Tabii elbette kıza bir şey olursa hiçbiri umurumda olmaz ama şu anlık dursun. Elimde kalan yetilerle bir şey yapamayacağımı sanan canım ailem biraz beklesin çünkü oğulları onların düşündüğü gibi biri değil," diyerek yerine daha da sinip başını daha da geri itip sandalyeye yasladı. Boş boş gökyüzüne bakmaya başladı ikisi çünkü her ikisi de sonuçları ve nedenleri biliyordu.

URGANA GEÇİRİLEN DÜŞÜNCELERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin