2

127 5 0
                                    

"yemekten sonra hemen hazırlanırım unutmadım merak etme aşkım". Dedim Aylin'in içini rahatlatmak için.

"Tamamdır hadi tutma beni hazırlanıyorum davette görüşürüz bebeğim"diyip kapattı.

Akşam beraber çalıştığımız bir markanın daveti vardı.

İşin Zor kısmı bunu nasıl ateşe kabul ettirmekti.kendisi pek sosyalleşmemi istemiyor bir yere gitmeden önce muhakkak kavga ediyorduk.

Salonun girişinde durup yemek odasına doğru yürüdüm.birazdan
Oraya geçecektik zaten erkenden geçsem sorun olmazdı.

Elif ablanın masayı kurmasına yardım etmek istiyordum ama bunu yaptığımda ne olduğunu bildiğim için vazgeçtim.

Ateş kimsenin işine karışmamı istemiyordu.

Elif ablanın sofrayı kurmasını beklerken odaya ateş geldi bela geliyor demez.

Ona bakmıyordum ama bakışlarını üzerimden hissediyordum aslında onunla konuşmam lazım ya çünkü akşamki davette beni asla göndermeyeceğini biliyordum ikna etmem lazım.

Başımı kaldırıp o'na baktığımda zaten koyulaşmış gözleriyle bana baktığını gördüğümde irkildim öyle bir bakıyordu ki dünyanın en aşık insanı gibiydi kendisi ama yaptıklarıyla bana bunu asla hissettirmiyordu.

"Akşam anlaşma yaptığım bir markanın daveti var 8 gibi başlı..."

"Gidemezsin"diyerek sözümü kesti.

"Anlaşma yaptım diyorum Ateş iş ile alakalı bir durum keyif değil işim ile ilgili"dediğimde masadaki yerine oturup gözlerini bana dikti.

"Bitti mi konuşman"şerefsiz.

Kaşlarımı çatıp savaştan nefret ettiğimi söylemiş miydim.

"Ateş önemli bir davet rica ediyorum bak başka bir şey için sana ısrar ettim mi?."derken aklımda oluşan destan liste.

"Etmiş olabilirim belki hatırlamıyorum ama bu başka iş ile ilgili ve herkes katılmak zorunda sadece bir saat"dediğimde hala yüzüme bakıyordu.

Elif ablanın odaya gelmesiyle bakışlarımı ateşten çektim yemekleri masaya koyan Elif ablayla beraber yemeklere baktım benim en sevdiğim yemekleri yaptırmıştı.

"Afiyet olsun."Elif ablaya bakıp gülümsedim.

"Ellerine sağlık teşekkür ederiz."dediğimde o da başıyla selam verip çıktı.

Ateşe tekrar baktığımda yine bana bakıyordu yüzümdeki gülümsemeyi silip cevap vermesini ister gibi yüzüne baktım.

"Bir şey söylemeyecek misin şu sinir bozucu ifadeni boz ve bir cevap ver ateş!."sesimin sınırı yüksek çıkmıştı.

Eline çatal ve bıçağı aldı işaret parmağıyla tutup bıçağı bana doğru hizalayıp tabağımı işaret etti.

"Yemeğini ye."sakin çıkan sesiyle sinirim daha çok artmıştı ama belli etmemeye çalıştım.

Eğer ben de eylemsem o davete gidecektim.

Derin bir nefes alarak konuştum"bak ateş o davete gitmek zorundayım anlamıyor musun beni!"diyerek bağırdım.

"Kes sesini yemeğini ye!."diyerek yüksek sesle bağırdı.

Ağlamak istiyordum ama onun yanında asla ağlamamam lazımdı.

Dolu dolu olan gözlerimle elime çatalımı aldım.

Aptal.

Zaten hala davetlere katılan bir insan değildim ama işimle alakalı olanlara katılmak zorundaydım o da buna izin vermek zorundaydı!.

SÖZLEŞME Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin