1

562 33 37
                                    

Herkese merhabalar. Bugün yeni kurgum ile karşınızdayım. Ben bu kurguyu hazırlarken çok eğlendim umarım siz de okurken aynı şekilde eğlenirsiniz.

Başlama tarihleriniz->

Öyleyse iyi okumalar.
...

Sabah alarmın sesi ile uyandım. Daha doğrusu uyanmaya çalıştım. Komodinde duran telefonu alıp alarmı kapattım.  Uykulu olduğum için gözlerimi tam açamıyordum. Tam telefonu geri yerine koyarken saate bakmak aklıma geldi. Kısık olan gözlerim saati görünce faltaşı gibi açılmıştı çünkü işe yaklaşık olarak bir buçuk saatçik kadar geç kalmıştım.

Bir buçuk saat!

Yataktan fırladığım gibi banyoya koşup dişlerimi fırçaladım. Kahvaltı etmeye bile vaktim olmadığından hızlıca üzerimi değiştirip hızlıca makyaj yaptım. Daha doğrusu kahvaltı için olan vaktimi makyaj yaparak değerlendirdim de diyebiliriz.

Evdeki herşeyi kontrol edip hızlıca evden ayrıldım. Ve işe gitmek için otobüs durağına gittim. Evim ile iş arası otobüsle çok uzak olmadığından rahatlıkla gidip gelebiliyordum.

Gelen ilk otobüse binip, şirkette indim.

Koşa koşa içeriye girerken kapıda patronum doruk bey ile çarpışıp elindeki dosyaları yere düşürmesine sebep oldum.

"Hey hey dikkat et" dedi gülümserken.

Bende yere düşürdüğüm dosyaları toplayıp geri verdim.

"Çok özür dilerim doruk bey" dedim ve ekledim "ayrıca geç kaldığım için özür dilerim".

Her ne kadar doruk 'bey' desemde aslında aramız çok iyidi. Birkaç kez konuşup dertleştiğimiz bile olmuştu.

İyi insandır doruk 'bey' severim kendisini.

"Önemli değil. Çok sık tekrarlanmasın" dedi yine gülümseyerek.

"O zaman ben işimin başına"

"Pekala kolay gelsin dora hanım"

Konuşmamız bitince şirkete girip koltuğuma oturdum. Diğer çalışanlara göre daha üst bir kademede olduğumdan herkesten ayrı bir masam vardı. Ne yazık ki hala ofisim yok.

Oturup bir süre soluklandıktan sonra bugüne yetiştirmem gereken sunumları yapmaya başladım.

Yarım saat bir saat sonra artık açlıktan kendimi kemirmeye başlayacağım noktaya ulaştım. O yüzden oturduğum yerden kalkıp bir bardak kahve ile sandivç aldım.

Tam masaya geri dönecekken gökçe yanıma gelip konuşmaya başladı.

"Kaç saat oldu dora neredeydin?"

"Sorma ya uyuya kalmışım" dedim aldıklarımı yerken.

"Her zamanki gibi"

Gökçeyle birlikte masama geçip koltuğuma oturdum. O da hemen karşımdaki koltuğa oturdu.

Elindeki telefonuna bir süre bakındıktan sonra gözlerini bana doğru çevirdi "bugün önemli bir toplantı varmış anlaşılan" dedi.

"Evet bu sunumu bitirmeye çalışıyordum bende"

Ben böyle söyleyince gökçe yardım etmeyi teklif etmişti. Ama ben reddetmiştim çünkü genelde tek çalışınca daha hızlı bitiriyordum.

Gökçe yanımdan ayrıldıktan sonra hızla işlerimi hallettim. Doruk bey de oradan oraya koşturup duruyordu.

Dosyaları güzelce hazırlayıp doruk beye teslim ettim. İşim bittiği için üzerimden koca bir yük kalkmıştı resmen.

O rahatlıkla kendimi sandaleyeme attım. Tam o esnada masada ters bir şekilde duran telefonuma bildirim geldi.

Aşk MeşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin