Aşk Meşk

12

Selamlaarr.

Sizce kurgum nasıl gidiyor?
...

"Anlayamadım demir?" Dedi tamer şok olmuş bir şekilde.

"Neyi anlamadın tamer? Nişanlıma apaçık yürüyorsun"

Tamer sesli bir şekilde kahkaha atarak "senin nişanlına ben neden yürüyeyim?"

Demir eliyle şirket kapısını işaret ederek "çık dışarı bir daha da buraya adımını atma" dedi.

Ha bu arada bütün şirket bizi dinliyordu. Bense şok olmuş biçimde onları izliyordum. Resmen dilim tutulmuştu.

Tamer tabi demirin söylediklerine anlam verememişti "demir bak saçmalıyorsun"

"Tamer sana çıkmanı söyledim"

"Demi-"

"Tamer dışarı ÇIK!" Demir artık konuşmuyor düpedüz bağırıyordu!

Ve böyle bir tepki verebileceğini asla tahmin etmemiştim.

Tamer dışarı çıktınta sonra demir de odasına çekildi. Bende hala neler olduğunu anlamaya çalışıyordum.

Asena yanıma koşarak geldi "ay neler oldu az önce?" Diye sordu sanki ben olaylara çok anlam verebilmişim gibi.

"Bilmiyorum Asena ama Demirle konuşacağım" dedim.

Önce kendimi sakinleştirip sonra demirin odasına gittim. Hiçbirşey demeden lafa girdim "bunu neden yaptın?"

Beni pek umursamıyor gibiydi o yüzden tekrar sordum "sana diyorum bunu neden yaptın?"

En sonuda gözlerini bana çevirdi. İlk defa göz göze gelmiştik. Ve nedense çok tuhaf hissetmiştim.

"Sana daha kaç defa anlatıyım-" derken lafını bölüp "kesinlikle adın lekelenmesin diye değil mi?" Diye sordum.

"Evet çok iyi anlamışsın"

Sinirlerim iyice bozulmaya başlamıştı "madem sadece kendi ününü düşünüyorsun bana neden çiçek yolladın?"

"Herşeyin altından birşey arama! Sadece şirkettekiler görsün diyeydi"

Gülmeye başladım "sence de bu sahte nişan olayı biraz fazla büyümedi mi demir bey!?"

"Sadece sana söylediklerimi yapman bu kadar zor mu gerçekten?" Birde utanmadan soruyordu.

"Bak! Ben hergün her saniye birilerine yalan söylemekten, yaptığım her harekete dikkat etmek zorunda kalmaktan, sürekli birşeyler için bahane üretmeye çalışmaktan, ayrıca en çok ta senden-" ben motora bağlamış konuşurken demir beni kendine çekip ÖPTÜ!

Şuan demir bey beni öpüyordu!

Nedense içim bir tuhaf olmuştu. İyi mi kötü mü anlamıyordum. Ama hızlıca kendimi geri çektim.

"Sen ne yaptığını zannediyorsun?" Dedim.

Gülüyordu.

Ve onu gülerken ikinci görüşümdü "çok konuşuyordun"

Evet klasik bahane!

"Bana susmamı söylemen daha kolay bir seçenekti!" Dediğim esnada o bana bakıyordu. Bense gözlerimi ondan kaçırıyordum.

"Patronumsun diye her istediğini yapabileceğini mi zannediyorsun sen?!"

"Peki tamam şimdi işinin başına dönebilirsin. Ve lütfen aklın karışmasın. Bu sadece susman içindi."

Dalga falan mı geçiyordu acaba? Hem beni öpüp hem de aklımın karışmamasını söylemesi gerçek olamazdı herhalde.

Yok canım ben kabus falan görüyorum muhtemelem.