Herkesee merhabaa
...Sabah yine kalkıp işe gittim. Zaten bunu belirtmeme bile gerek yok.
Düne kıyasla ortalık daha sessizdi. Bu sessizlikten yararlanıp bilgisayarımdaki mailleri cevapladım. Hava da yağmurlu olduğundan içimi mutluluk kaplamıştı.
Tam işime odaklanmışken Seda yanıma gelip "Dora hanım, Demir bey sizi odasına çağırıyor" dedi.
Doruk olsaydı o benim yanıma gelirdi bu ise ayağına çağırıyor.
Derin bir nefes alıp ayağa kalktım ve Sedanın peşinden gittim. Ve sonunda bir kapıya geldik. Kapıyı iki kez tıklattıktan sonra "gir" diye bir ses duydum.
Kapıyı açıp içeri girdim. İçerisi çok lüks ve güzeldi. Sanki şirketten ayrılıp başka biryere ışınlanmış gibi hissettiriyordu.
"Beni çağırmışsınız Demir bey" dedim.
Bilgisayar ekranından gözlerini ayırmayarak "birkaç gün sonra çok önemli bir toplantı olacak bu yüzden senden sunum hazırlamanı istiyorum" dedi ve ekledi "sunum kusursuz olmak zorunda"
Oldu paşam başka?
"Tamam Demir bey" dedim ve odasından ayrılmak için kapıya doğru yönelirken kendi kendime göz döndürmüştüm.
Tam odadan dışarı çıkacağım esnada "seni görebiliyorum" dedi.
Ne dediğine anlam veremeyip arkamı döndüm. O ise hala bilgisayara bakıyordu.
"Anlayamadım?" Dedim.
Allaha şükür kafasını ekrandan kaldırıp bana baktı. Gözleriyle beni baştan aşağıya süzdükten sonra "göz döndürdüğünü görebiliyorum" dedi.
Niyeyse içimi korku ve panik kaplamıştı.
Ayrıca arkam dönükken göz döndürdüğümü nerden görmüştü?
"Size göz döndürmedim Demir bey yanlış anlaşılma olmasın lüt-" tam konuşurken lafımı bölüp "bana açıklama yapmana gerek yok" dedi
Çok sinir bozucuydu!
Çok
Hiçbirşey söylemeden odadan ayrıldım. Masama geçip şu 'çok önemli' sunumu hazırlamaya başladım. Muhtemelen iki gün boyunca bu sunum üzerinde çalışacaktım ama yapacak birşey yok.
İki saat gözümü kırpmadan ekrana bakarken yanıma gelen Batu ile kendime geldim. Resmen dalmıştım.
"Geldiğini fark etmemişim" diyince güldü
"Ee ne oldu?" Diye sordum meraklanıp.
"Birşey olmadı da senden bir konuda yardım isteyecektim" dedi.
Keşke demeseydi
"Anlıyorum ama şuan çok meşgulüm"
Birden yüzü düşünce bu seferde ben üzüldüm.
"Gelen bir metni çevirmemiz lazım ancak çeviriden pek güvenli olmuyor bu yüzden senin çevirmen lazım"
Maksimum beş sayfalık bir metin olduğunu düşünüp ona yardım etmeyi kabul ettim ve eğer ona yardım etmeseydim vicdan azabı çekecektim. Ama bu metinin elli sayfalık olabileceğini hesaba katmamıştım.
Yer yarılsa da dibine girsem.
Daha kendi sunumumu yarılayamamışken Batunun yolladıklarını çevirmeye başladım. Bu da yaklaşık olarak bir buçuk saatimi almıştı!
Batu efendinin metni bitince çoktan hava karardığından işten çıkıp eve gittim.
Bugün Adada yoktu yani tekbaşıma kalacaktım. Yanlızlığın tadını tek başıma korku filmi izleyerek çıkarttım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk Meşk
Teen Fiction"Ben onunla evlenemem çünkü-" lafını yarıda kesip bir bana bir de babasına bakıyordu. Babası da "çünkü?" Diyip tek kaşını kaldırdı. "Çünkü ben" "Çünkü ben onunla ile nişanlandım" dedi ve eliyle beni işaret etti. //6. Bölümden bir kesit//