Nane hatun?" Hatun mu?
"Sen kimsin adem? Ne işin var buralarda? En esası da adımı nerden bilirsin?" Genç kızın sert, soluksuz sorularına güldü yabancı.
"Nacizane sorularınıza cevab alacaksınız elbet. Size eşlik ede bilir miyim?" Yabancı adamın ist...
Bu bölümü iki bölümü ayırdım mecburen. Düzenleyemedim ve düzenlenen kısmını atayım dedim. Aksilikler hep benim bulur demiş miydim? Bölüm düzenlerken telefon gözümün içine düştü ksksksksl. Hâlâ bir gözü kapalıyım. Telefonumun şarj aleti bozukşarj 8 ve bölüm fotosu hazırlayamadım.
Neyse, tüm aksilikler rağmen, evrenin uapma demesine de rağmen bölümü yayımladımm.
Aşklar bu kadar emek verdim bol bol yorum ve vote istemem çok mu? Hadi vote 100+ olsun.
Neyse aşklar iyi okumalarrr.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
*
Nane gözlerini sıkıca kapatıp, dudaklarına kapanacak olan dudaklara, "Uzaklaş!" diye fısıldadı. Zordu dudaklara kapılmamak ama içindeki sızlama onu kaçındırdı. Kendine mahrum bırakacaktı, kokusunu dahi aldırmayacaktı adama. O kadar ucuz değildi Nane! İhaneti göz ardı edecek kadar kör değildi Nane.
Ferit onu fısıltıları ile durduran karısına fısıltılar ile cevap verdi.
"Yapma Nane'm. Bırak da yaralarımızı birlikte saralım. Onlara koz vermeyelim! Anlamsız küslüğe son verelim." Deyip gözlerini kapadı.
Nane kafasını salladı 'hayır!' dercesine. "Git Ferit. Zorlaştırma! Yanına yamak yaptığın karına git!" Dedi Ferit'in dudaklarına fısıldarken. Gözleri kapalıydı, kapılmak istemiyordu karşısında ki kocasının gözlerine.
Ferit sertçe yutkunup, karısının çenesinde olan elini dahada sıkıp, yaklaştırdı kendine. Alnını karısının alnına dayayıp, sert soluğu ile fısıldadı. "Yok! Benim senden başka karım yok! Olmaz! Olamaz! Hiç bir zaman olmayacak! Senden başkasına gözüm kör, gönlüm taş! Benim yamağım falan yok Nane'm! Bir tane civelek karım var benim! Sende etme bana bu tavrı! Çok yaralıyım Nane'm. Sende yaralısın biliyorum. Hadi gel! Gel birlikte saralım tüm yaralarımızı. Beni sana, senli hayata hasret bırakma! Beni kendinden mahrum etme! Ben ölürüm de ihanet etmem. Hele sana, civelek karıma hiç bir zaman!"
Nane kocasının dudaklarına sıcak nefeslerini yolladı. Kapılmamak imkansızdı sanki kocasının dalgasına. Kapılmamak için zorlanması lazımdı.
Uzaklaşmak istese de, çenesine kenetli olan eller yüzünden ayrılamadı. "Ferit bırak!" Dese de nafile. "Ferit bırak dedim!" Tısladı adeta Nane. Böyle biraz daha dursa yapışacaktı büyülü dudaklara.
"Bırakmam! Karımsın sen benim!" Gözlerini açtı Ferit. Hâlâ gözleri kapalı olan Nane'sine uzun uzun baktı. Yaklaştı... Nane bu yaklaşımı hissettiği için gerim gerim gerildi. Ferit ise durmadı, duramadı. Küçük bir buse bıraktı Nane'nin küçük ve kızarmış burnunun ucuna.
