Hoş geldiniz, nasılsınız?
Sizi çok bekletmedim umarım.
Aşklar instagram hesabıma takip edip, hikaye alıntılarından haberdar ola bilirsiniz.
Hesap: eyunse_yazar
Beğenmeyi ve yorum yapmayı unutmayın.
*
Nane karılara, karılan Nane'ye baktılar. Sanki Nane bunların ecabetten hasımları imiş de, kinleri haklı yere imiş.
Körpecik gelinin taşı ağır oldu bu köylülere. Ferit varken alttan-alttan yaparlarken, Ferit gidince açılıp, saçıldılar. Körpe sabiye de piç dediler ya, daha deyilecek, ağızdan dökülecek iki kelam bile olamaz.
Karılar burun kıvırarak, "Boklarımın üstü açıldı, işi ölüme getirdim, demiyo da. Ahanda yedik bizde!" Derken eli beline kıvrılmış, bir ayağını büyük taşın üzerine koymuştu karı.
Karılar da onu desteklediler, Nane'ye karşı uzun, dikenli bir duvar ördüler. Nane ise acı bir tebessüm ile, başını salladı, 'yazık' dermiş gibi.
"Allah'a bırakıyorum sizi. Ederse o affeder, ederse o merhamet eder. Lakin benim hakkım haram olsun!" Derken gözü doldu yavaştan. Kollarını açıp, "Bu güne kadar bana ettikleriniz, hakkımda söylediğiniz olur olmaz laflar, günahsız bana attığınız iftiralar, ağzınızdan dökülen beddualar, sel gibi yıkasın götürsün sizi! Allah sizi bana muhtaç etsin! Bu Allah'ın gününde bana ettiğiniz her ayıp, sizi bulsun be zebaniler! Kafirler! Allah'tan korkmazlar! O gün olsun ki, ciğeriniz yana dursun be Allah'sızlar! Be kitapsızlar! Allah size sormaz mı? 'Ne istediniz bu analı babalı yetimden' diye? Ha? Korkmaz mısınız Allah'ın gücünden, görünmeyen kudretinden?" Dökülüverdi inciler birer-birer. Sesi titredi inceden, fark ettirmedi gururundan. "Acımadınız mı, yoldaşsız garibana? Acımadınız mı, babasız yetime? Be insaf yoksunları! Acımadınız mı, şen günü kara gününden az olan bana? Allah sınav diye vermiş, sizde vurun birer kötek. Durmayasınız, vurasınız birer tekmede sizler. Ama o tekmenin bin misli, size atılacak vicdandan bihaberler!" Dedi haykırmak istediklerini.
Gözlerini karşıdan görülen tepeye odakladı. İçinde ki yangını körüklendi, gözlerine sular doldu, çağlayan misali aktı. Dudağı efil efil esti, kaşları titredi, çenesi bir yaprak misali dalgalandı. Öylesine bir ah çekti ki, dağa taşa değindi. Gözleri bu defa etrafına toplanmış, yeni hadise bekleyen sırtlanlara döndü, "İnanın ki Ferit'im ölümüne inansaydım, ümidimi yitirse idim, bir dakika bile beklemez, yuvam bellediğim yerden arkama bile bakmadan giderdim. Aha o tepede bir kulübe yaptırır, karnımda ki sabi ile yaşar giderdim. Lakin içimde ki derin kuşku, tomurcuklanmış ümitler, bana onun nefesini yolluyorlar. Bir yerlerde atıyor kalbi, bunu his ediyorum. Gelecek... Benim sevgili yarim gelecek, beni çıkaracak bu derin hüzünden. Buna adım gibi, Ferit'ime duyduğum aşk gibi eminim." dedi, ardını dönüp ağır ağır evine, yuvası bellediği meskene yüz tuttu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Köy Nanesi (Tamamlandı)
RomansaNane hatun?" Hatun mu? "Sen kimsin adem? Ne işin var buralarda? En esası da adımı nerden bilirsin?" Genç kızın sert, soluksuz sorularına güldü yabancı. "Nacizane sorularınıza cevab alacaksınız elbet. Size eşlik ede bilir miyim?" Yabancı adamın ist...