"Bazı hikayeler mutsuz biten sondan başlar"
16.10.2024
Medya: Atlas
🍁
Yazar'dan;"İyi akşamlar herkese." Salonda oturup yemek yiyen aile fertlerine kısa bir şekilde görünüp odasına çıktı Atlas.
Annesi Seray hanım canı sıkkın bir şekilde çatal ve bıcağını tabağının içine bıraktı. Eşi Güven bey ile göz göze geldiğinde öfkeli bir şekilde baktı ona.
Sanki Atlas'ın başına gelenlerin tüm suçlusu babasıymış gibi. Oysa kim bilebilirdi ki Atlas'ın bu kadar çok severken böylesine canının yanacağını?
Daha üniversitede okurken aşık olmuştu Ilgaz'a. Ailesinin karşısına geçip ya Ilgaz ile olacağını ya da onunla beraber ülkeyi terkedeceğini söyleyince, ailesinin de eninde sonunda durumu kabullenmekten başka bir çaresi kalmamıştı.
İkisi aileler arasında yapılan minik bir kutlama ile hayatlarını birleştirmiş ve beraber yaşamaya başlamışlardı.
Ama gel gör ki iki sene süren bu mutlu birliktelik, Ilgaz'ın kansere yakalanması ile çok sürmemiş ve bu amansız hastalık bir sene içerisinde Ilgaz'ı, Atlas'tan koparmıştı.
Biliyordu böyle olacağını, en başından beri umut olmadığını söylemişti zaten doktorlar. Fakat hep bir mucize beklemişti işte..
Hani filmlerdeki o büyük aşklar sonsuza kadar sürer, tüm engelleri ve zorlukları yenerdi ya işte öyle bir mucize beklemişti Atlas da.
Aylar süren yoğun tedavi süreci, hastanelerde uykusuz geçen geceler, Ilgaz'ın geçirdiği ataklar Atlas'ın ona ait bir parçasını her geçen gün daha fazla öldürüyor gibiydi..Onunla beraber yavaş yavaş, farketmeden öldüğünü hissediyordu.
Fakat bu acı ne kadar büyükse bir şekilde sabrını da bulmuştu Atlas. Aylar süren depresyonların ardından bir gün Ilgaz'ı canlı bir şekilde karşısında görmüştü.
Ama canlı mıydı? Hayır. Çünkü Ilgaz gitmişti bir kere..Ama canından çok sevdiği o çocuğun bitmeyen gözyaşları, ettiği feryatlar Ilgaz'ın ruhunu bir kafese sıkıştırmış gibiydi.
Arafta kalan ruhu bir türlü huzur bulmamış, Atlas'ın gözyaşları dinmeden de bulamayacak gibiydi.
İşte bu yüzden kızgındı Seray hanım eşine. Çünkü Atlas'ın bazen karşısında biri varmış gibi konuşmasına, kendi kendine gülmesine onlar da şahit olmuş, fakat Güven bey çevresinin kulağına gider diye Atlas'ın bir ruh hastalıkları hastanesine yatıp, tedavi görmesi fikrini reddediyordu.
"Yine beni suçlayacaksan başlayabilirsin Seray, ortam gayet müsait."
"Seni suçlayacağım tabii ki. Oğlumuz iyi değil görmüyor musun sen? Beş senedir eriyip bitiyor gözümüzün önünde. Ya sen hiç mi düşünmüyorsun yarın bir gün biz ölüp gidince bu çocuk ne olacak diye?"
"Anne lütfen bak Atlas duyacak yine ve çok üzülecek. Zaten arada gelip burda kalması için zor ikna ediyoruz birde siz böyle tartışırsanız abim iyice kendine kapanacak. Bizim ona destek olmamız lazım kavga etmemiz değil." Deyip ortamı sakinleştirmeye çalıştı Atlas'ın kızkardeşi.
"Birtanem ben de zaten destek olalım diyorum. Babasının fikirlerine önem verir, saygı duyar. Beş yılın ardından Atlas'ı bu eve getirmedi mi? Aynı şekilde bir doktora görünmesi konusunda da onu ikna edebilir."
"Bunun olmayacağını bilmiyormuş gibi konuşma! Bizim her adımımız takip ediliyor Seray sen bunu neden anlamak istemiyorsun? Çevremizde Atlas'ın bir kliniğe yattığını duyarlarsa olabilecekleri tahmin ediyor musun hiç? Bu çocuk çıktı ben Ilgaz ile evleneceğim dedi, tüm tanıdıkların dilinden aylarca düşmedi bu evlilik hikayesi. Ben insan içine çıkarken ne kadar zorlandım senin haberin var mı?"
"Niye? Oğlun bir erkekle evlendi diye mi? Ee hani nerede şimdi o konuşanlar söylesene bana Güven. Yoklar değil mi? Çünkü Ilgaz öldüğünde artık konuşacak bir malzeme kalmadı ellerinde. Şimdi de konuşur konuşur susarlar merak etme."
"O işi unut Seray, tedavi olmaz! Ha sen illa istiyorsan Atlas'ı ikna edersin bir süre yurtdışına gider orada ne istiyorsa olur ama buradayken bu dediğin olmayacak. Ayrıca beni onunla karşı karşıya getirmezsen de çok sevinirim. Burada bizimle yaşaması için ikna ettim ama benden bu kadar." Dedi ağzını sildiği peçeteyi sert bir şekilde masaya bırakarak.
"Ayrıca ben ona olmaz demiştim! En başından bu iş yürümez, Ilgaz ile siz mutlu olamazsınız dedim ama o burnunun dikine dikine gidip istediğini yaptı. Siz ikiniz de ağzınızı açıp tek kelime etmediniz. O yüzden bir daha benim herhangi bir şey yapmamı beklemeyin sakın. Kararlarının sonucuna katlansın bir zahmet.."
Masadan kalkıp çalışma odasına gitmek için merdivenlerin olduğu yöne doğru yürüdüğünde orada öylece durup tüm konuşmalara şahit olan Atlas'ı gördü.
İkisinin bir an karşı karşıya gelişi Güven beyin yüzleşmekten kaçtığı o acıyı bir kez daha yüzüne vurmuştu sanki. Oğlunun gözlerinde gördüğü o acı, o keder bir baba olarak canını yakıyordu. Bu işin olmayacağını söylerken Atlas'ın onu dinlemeyip aşkının peşinden gitmesi ve onun yüzünden oğlunun bu hallerde olması kendine yedirebildiği bir şey değildi.
Atlas ise tam da bu yüzden babası ile yıllar sonra karşı karşıya konuştuğu gün eve gelip arada onlarla yaşamayı kabul etmişti. Çünkü içinde bir yerlerde babasını dinlemiş olsa belki de Ilgaz'ın hâlâ hayatta olabileceğine inanıyordu.
_
Haydi bakalım ilk bölümümüz hayırlı ve uğurlu olsun :)
Kurgumuzun ana karakteri Atlas olduğu için ilk on bölüm onun gecmişine ve geçmişteki acılarına odaklanacağız. Bu yüzden elimden geldiğince o ilk on bölüm hızlı geçsin diye erken bölüm salmaya çalışacağım.
Devamında love olaylarına tabii ki gireceğiz ndbndmdn
Yeni bölümde görüşürükk! 🍓
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk Körü [bxb]
General FictionAtlas, beş senedir ölen kocasının hayaleti ile konuşuyordu. Ailesi ise onun yeni bir hayata başlaması, yeniden sevip, acılarını unutması için görücü usulü bir buluşma ayarlamıştı..🥀