17:Sır

483 45 20
                                    

Yazar'dan;

"Bir dakika- O gün cafe'de söylediklerin..Yanlış anladığın için beni kendinden uzaklaştırmak amaçlı değil miydi yani?"

"Değildi ve söylediğim her şey gerçekti. Şey- kalksak mı artık? Yemekler için tekrar çok teşekkür ederim ama eğer vaktin varsa ve tabii ki istersen sahilde biraz yürüyelim. Ben de daha detaylı anlatırım sana bu konuyu."

"Olur- olur kalkalım." Restoran'dan çıkıp Barış'ın arabasına geçerek sahile doğru yola çıktılar. Vardıklarında ikisi de kemerlerini çözüp arabadan indi ve beraber yürümüye başladılar sahil boyunca.

"Her şey aslında beş yıl önce başladı. Ilgaz'a hastanede veda ettikten sonra bir daha hiç toparlanamadım. Ve toparlanamayacağımı düşündüm.."

"O hissi o kadar iyi biliyorumki."

"Ben cenzaye falan hiç katılmadım. Herkes, ona olan son görevini yerine getir dedi ama ben veda etmeyi reddettim hep. Hâlâ daha mezarına gitmeyi kabul edemiyorum..Sanki gidersem, ona veda edersem ölümünü kabullenecekmişim gibi. Biliyorum çok sağlıklı bir durum değil ama ailemin ve özellikle annemin düşündüğünün aksine aklımı kaybetmedim ben. Öldüğünü ben de biliyorum ama bilmek ve kabullenmek aynı olmayabiliyor bazen."

"Peki onunla nasıl ve ne zamandan beri konuşuyorsun? Bu uykuda oluyor olabilir mi acaba? Benzer rahatsızlıklar yaşayan hastalarım olmuştu daha önce. Gerçi bunlar daha çok psikyatristlerin alanı ama yine de tanık olduğum durumlar olmuştu mesleğimi yaparken."

"Hayır uyku anında değil. Beş yıldır devam ediyor bu..Uyku anında olmuş olsa veya ne bileyim kafamdan uydurduğum bir şey olsa illa ki anlardım. Ayrıca sen bir psikologsun ve biliyorsunki eğer psikolojim bozulduğu için Ilgaz'ın hayalini görüyor olsam illa ki başka konularda da kafamın bozuk olduğunu belli ederim insanlara. Ama öyle değil işte! Günlük hayatımda her insan gibi normal davranıyorum."

"Beni en çok şaşırtan tarafı da bu ya zaten. Benzer durumlar yaşayan hastalarımın ciddi sorunları vardı ve bunu bariz belli ediyorlardı. Ama sen öyle değilsin. Bunu anlatmamış olsan bu çocuğun bir sorunu var demem."

"Bir sorunum yok zaten."

"Evet yok yanlış anlama beni ne olursun. Ama durum o kadar doğa üstü sesleniyorki."

"Doğa üstü, mucize, periler, ruhlar..Adına ne dersen de, nasıl kabul etmek istersen o şekilde et ama bu bir gerçek. Ayrıca bunların zihnimin bir oyunu olmadığına eminim çünkü onu gören bir tek ben değilim!"

"Nasıl yani bir başkasıda mı var?"

"Öyle değil. Yani onu benim dışımda gören başka bir insan yok ama köpeğimiz onun gelişini hissediyor ve sürekli garip sesler çıkartıyor. Sevildiğinde yada oynamak, okşanmam istediğinde çıkardığı o tatlı garip sesler gibi."

".............."

"Daha çok Ilgaz'dan bana emanet Oğluş. İsmi Oğluş bu arada..Ilgaz onu yağmurda ıslanırken bulmuştu. O kadar ürkek, tatlı, simsiyah ve o kadar minik duruyorduki. Tabii ben kedi ve köpeklere biraz mesafeli yaklaşıyordum ama Ilgaz sayesinde bu korkumu da yenmiştim. Ve onun gidişinden sonra da bakmaya devam ediyorum. Annemler verelim dediler ama asla kabul etmedim! Komşumuz var Özge..Zor zamanlarımda hep o baktı Oğluş'a."

"Bu dediğin daha mantıklı gelmeye başladı. Yanlış anlama ben sana da inandım ama köpekler ve kediler bu tür durumlarda doğa üstü varlıkları falan çabuk farkederler onların algıları bizimkinden kat kat daha açık."

"Öyle. Hatta biliyor musun? Ilgaz, seninle buluşmam ve tanışmam konusunda çok ısrar etti. Çünkü o, yeni bir hayata başlamamı, yeniden arkadaşlıklar kurmamı, hatta aşık olmamı çok istiyor."

"Bu yüzden de gidemiyor değil mi? Sen de gitmesini istemediğin için ruhu sıkışıp kaldı bu dünyaya."

"Biliyorum kulağa acımasızca belki bencilce geliyor ama onsuz bir hayatın düşüncesi beni o kadar korkutuyor ki hayalet olarak bile olsa yanımda olsun istiyorum yıllardır. Ne olursa olsun günün sonunda eve gittiğimde onu göreceğimin düşüncesi beni hayata bağlıyor."

"Ya göremezsen? Yani bir gün gittiğinde orada olmazsa? Çünkü bu sonsuza kadar devam edemez biliyorsun değil mi? Belki de sıkışıp kalan ruhu ait olduğu yere geri dönmek isteyecektir bir süre sonra. Çünkü o buraya ait değil Atlas. Buraya ait olan parçası mezarlıkta..Ruhu ait olduğu yere geri dönmeli ve sen sürekli erteleyerek hem kendini, hem onu üzüyorsun. O yüzden şansın ve vaktin varken ona veda et derim ben! Veda et ki ruhunun huzur bulacağı yere yolculuk yapsın, huzura ersin."

"Keşke söylemesi kadar yapması da kolay olsaydı Barış. Ama ben henüz buna hazır olduğumu düşünmüyorum. Bu arada hava iyice serin olmaya başladı artık dönelim mi?"

"Peki sen nasıl istersen." Geldikleri yolu sessizce geri dönüp arabaya geçtiler. Yine sessizce geçen yolculuk, Atlas'ın evinin olduğu sitenin kapısı önünde son buldu.

"Bu arada konuştuklarımızı-" Atlas'ın meraklı ve endişeli bakışlarına karşı gülümseyip, hafifçe koluna dokundu Barış.

"Konuştuklarımız aramızda bundan hiç şüphen olmasın. Ne ablama, ne bir başkasına tek kelime söylemem. Ayrıca güvenip anlatmayı seçtiğin için de teşekkür ederim."

"Dinlediğin ve anladığın için asıl ben teşekkür ederim. Biliyor musun? Yıllar sonra ilk kez kendimi rahatlamış hissediyorum. Bunu bir doktora anlatmış olsam muhtemelen yoğun bir tedavi süreci beklerdi beni çünkü aklımı kaybettiğim düşünülürdü. Ama sen aksine destek bile oluyorsun bana ve birine bahsetmiş olmak beni inanılmaz rahatlattı."

"Bence de başka birine, hele hele bir doktora anlatmamalısın. Benim gözlemlediğim kadarıyla fikrini açıkca söyleyebilen, olgunca düşünen ve normal davranan birisin. Gerçi bazı insanlar genelde çok iyi rol yapabiliyor ama ben bunu anlarım genelde. Hadi anlamadım diyelim..Yine de senden bir zarar gelmez diyor içimdeki ses. Çünkü sen iyi birisin, öyle hissediyorum ve sırrın anlatmak istemediğin sürece benimle, güvende olacak."

"Sen de çok iyi birisin. Hakkında yanlış düşündüğüm için-"

"Aa kızacağım ama bak! Ne dedik? Hani kapatacaktık bu konuyu? Oldu ve bitti o mevzu..şimdiye bak sen."

"Peki o zaman gece için tekrar teşekkür ederim. İş konusunda boşluk yaranır yaranmaz seni mutlaka arayacağım. İyi geceler.."

"İyi geceler Atlas, dikkat et kendine."

Arabadan inip sitenin kapısından içeri girdi Atlas. Evine doğru yürürken babası Güven beyin merdivenlerde oturup kendisini beklediğini farketti.

"Baba?" Dedi oldukça şaşırmış bir yüz ifadesiyle.

_

Minik bir aranın ardından kaldığımız yerden devam ediyoruzz!

Her akşam düzenli şekilde bir yeni bölüm  gelecektir.
Sıradaki bölümde görüşmek üzere :)

Aşk Körü [bxb]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin