31:Eski Sevgili

443 41 25
                                    

Yazar'dan;

"Atlas! Atlas bekler misin lütfen?"

"Barış ne oluyor?"

Arzu'nun sorusuna hiç bir cevap vermeden ve bir açıklama yapmadan Atlas'ın peşinden çıktı Barış.

Atlas ise o kadar hızlı yürümüştü ki Barış henüz görünürde yoktu.

Rezidansın dışına çıkıp derin bir nefes verdi. Hiç beklemediği bu manzaraya karşı hem çok şaşırmış, hem de nedenini bilmediği bir şekilde üzülmüştü.

Sonuçta bekar bir adamdı Barış ve istediği kişiyle olabilirdi. Üstelik Atlas'a göre Barış yasını yaşamış ve bitirmişti ve Atlas da bunu biliyordu. Ama buna rağmen Barışı bir kadın ile görmüş olması farklı hissettiriyordu. Ve içinde adını koyamadığı bir sıkıntı vardı sanki..

Arabasına binmeye yeltendiğinde arkadan uzanan bir el kapıyı kapattı!

"Hiçbir yere gidemezsin!"

Arkasını dönmeden cevap verdi Atlas gelen sese.

"Elini çeker misin Barış?" Atlas'ın kolundan tutup yüz yüze gelmelerini sağladı Barış.

"Sana hiçbir yere gidemezsin dedim!"

"Kız arkadaşının yanına dön istersen bekletme ayıp oluyor."

"Benim kız arkadaşım falan yok!" Lafı evirip çevirmeden direkt olduğu gibi söyledi.

Duyduklarıyla gözlerini Barış'ın gözlerine sabitledi Atlas. Gerçekten yok muydu kız arkadaşı?

"Kimdi peki o- O kadın yani?"

"Arzu, Neval teyzenin yeğeni. Hani Jale ve bana sahip çıkan aile vardı ya anlatmıştım."

"Açıklama yapmana gerek yok gerçi. Çünkü beni ilgilendirmez ben sadece rahatsızlık vermemek için öyle çıktım aceleyle."

"Atlas gerçekten şuan ilk kez sinirleniyorum. Bak o benim sevgilim falan değil tamam mı? Tamam seni ilgilenirmiyorsa eyvallah ama yinede açıklamak zorunda hissediyorum kendimi çünkü sen benim için önemlisin. Biz Arzuyla sadece bir ara beraberdik ki bunu da sana söylemiştim."

Alaycı bir gülümseme çıktı Atlas'ın dudaklarından.

"Hâlâ evinde olduğuna göre ve kapıya çıplak çıktığına göre sadece o arada kalmamış demekki ilişkiniz."

"İyi de ben bunu senden saklamadım ki söyledim. Hatırlasana Jale'nin davetinde konuşmuştuk."

Flashback.

"Ben nişanlımı yedi yıl önce bir trafik kazasında kaybettim. Senden farklı olarak yeni ilişkilere kapalı değilim çünkü ben de acı çektim o acıları, o bunalımları ben de yaşadım ama bu şekilde sonsuza kadar yaşayamayacağımı da kabullendim bir süre sonra. Hatta yakın bir zamanda birkaç aylık bir ilişkim oldu ve bitti. Sana bunları anlatıyorum, çünkü niyetimin farklı olduğunu düşün istemiyorum! Benim tüm amacım iki arkadaş olarak konuşmak ve tüm bunların bir gün mutlaka son bulacağını anlatmaktı."

Günümüz.

"Üstsüz olmama gelince; Hani sana fotoğraf atmıştım ya masayı hazırladım seni bekliyorum diye.."

"Evet. Ama beni ekip eski sevgilinle buluştun.." Barış'ın açıklamalarından sonra ikisinin eski sevgili olduklarına ve şuan bir ilişkilerinin olmadığına inanmıştı fakat yine de içindeki o rahatsızlık hissinden kurtulamadığı için kontrol edemediği tavırlar sergiliyordu.

"Ekmedim. Sence ben böyle bir şey yapabilir miyim Atlas, hiç mi tanımadın sen beni?"

"Zorla kapıyı açıp içeri girmediğine göre? Eve almışsın işte."

"Evet aldım. Çünkü Arzu'yla ilişkimiz olsun veya olmasın o benim için önemli. Yani Neval teyzeden dolayı önemli..Arzu bugün dönmüş Türkiye'ye. Tam otele giriş yapacakken cüzdanını kaybetmiş. Kimliği, kartları vesaire gitmiş hepsi. Beni de lobiden aradı inip taksinin ücretini bile ben ödedim. Masayı görünce de zaten durumu anladı hatta romantik bir buluşma olacağını düşündü ve bana misafirin gelince rezidansın içinde bulunan restoranına iner, orada beklerim dedi. Senin gelmene de vardı daha o yüzden biraz konuştuk ve birer kahve içtik. O sırada kırk yılda bir tutan sakarlığım tuttu yine ve kahveyi üzerime döktüm. Tam odaya gittim, üzerimi değiştiriyordum kapı çaldı o da açmış işte. Ben de sesini duyunca aceleyle çıktım..Gömleğimi öyle ilikleyerek gelince yanlış anladın sanırım sen gördüklerini."

"Anladım. Ayrıca üzücüymüş Arzu hanımın başına gelenler."

"Eski sevgilimsin o yüzden seni eve alamam mı deseydim? Kaldı ki ona sevgililik bile denmez. Biz Jale'yle Amsterdam'a gittiğimiz sırada başlamıştı Arzu'yla olan ilişkimiz. O da teyzesini görmek için New York'dan gelmişti. Sonra Jale işleri dolayısıyla iki hafta kalıp döndü..Ben ise biraz daha kaldım. Bu sırada biraz vakit geçirdik Arzu'yla."

"Sonra?"

"Sonra bana benden hoşlandığını söyledi. Öyle durduk yere, pat diye. Çocukluktan beri hep beğeniyormuş..Çünkü bizim çocukluğumuz da beraber geçti hep gelirdi bize. O üniversite için Amerika'ya gittiğinde ben de zaten Hazan ile birlikteydim sonra da nişanlandığımızı duyunca o da kendi yoluna bakmış."

"Öncesinde niye söyleyememiş?"

"Bilmem cesaret edememiş herhalde. Birde o dönem önceliklerimiz okullarımızdı."

"Sonra ne oldu? 'Ben de senden hoşlanıyorum' mu dedin ona?"

"Hayır. Bir şans isteyen kendisiydi..
Hazan'ın ölümünden sonra kimseyle birlikte olmadığımı biliyordu ve kendisi de bir yıl önce uzun süreli bir ilişkisini sonlandırmıştı. O yüzden belki birbirimize iyi geliriz, bazı duyguları yeniden hatırlarız diye düşünerek beraber olduk."

"Neden bitti peki?"

"Onun acil New York'a dönmesi gerekiyordu ve gitti. Ben de İstanbul'a geri geldim ama bitmemişti ilişkimiz. Ha ona aşık mıydım? Değildim. Zaten bir daha o şekilde aşık olabileceğimi de düşünmüyordum ama bir aile kurarsam bu kişi Arzu olsun istedim. Çünkü gayet iyi anlaşıyorduk, kavgamız yoktu, her konuda anlayış gösteriyordu bana. Ve ona evlenme teklifi ettim."

"Şaşırdım. Bu kadar ciddi olduğunu bilmiyordum."

"Dedim ya tamamen mantığımla hareket etmiştim. Ama zaten Arzu kabul etmedi bu teklifimi."

"Neden? Bir şans isteyen kendisi değil miydi?"

"Onun istediği ciddi bir ilişki değilmiş.   Ciddi ilişki hayalleri kurduğu adamla son anda ayrılınca uzun bir süre bu konulara girmeme kararı almış."

"Seni yara bandı olarak kullanmış yani?"

"Öylede denebilir. Ama bu benim için sorun değildi çünkü sonradan düşündüm de belkide evlenmiş olsak daha çok mutsuz olacaktık. Ben mantığımla hareket etmek istedim ama Allah bir şekilde bana hayırlısının bu olmadığını gösterdi. Yeniden sevmem, o duyguları yeniden hatırlamam için uygun zamanın bu olmadığına, o günün gelmesi için beklemem gerektiğine inandım ben de."

"Sonra o duyguları tekrar hissetmişsin gibi konuştun."

Atlas'ın bu cevabına sessiz kalmayı seçti Barış. Nasıl söyleyebilirdi ki tekrar hissettiğini? Kalbinin Atlas için deliler gibi attığını? Hatta 'İyi ki Arzu'yla olmadık' Deyip şükrettiğini? Tüm bunları itiraf etmek için ise biraz daha zaman lazımdı..Şimdi sorusuna evet deseydi bu sefer de başka birini sevdiğini düşünebilirdi Atlas. Ve Barış bunun olmasını istemediği için sustu..

Çünkü Atlas'ın, tavırlarından, söylediklerinden fazlasıyla rahatsız olduğunu hatta kıskandığını anlamıştı. Ama onun kendisinin bile içine yavaştan düşen bu duyguların varlığından habersiz olduğunu görebiliyordu.

Bu yüzden ihtiyaçları olan tek şeyin sadece biraz daha zaman olduğunu düşünüyordu Barış.

Aşk Körü [bxb]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin