3:Kader Gayrete Aşıktır

346 24 27
                                    

Yazar'dan;

"Bu konunun ilk ve son açılışı olsun lütfen anne. Bir daha bu doktor mevzusu yada Ilgaz ile ilgili herhangi bir konu açılırsa eğer yemin ederim çeker giderim ve hatta öyle bir yere taşınırım ki adresimi dahi bulamazsınız." Dedi sinirli çıkan sesiyle. Oysa ikisi de biliyordu bunun mümkün olmayacağını.

Şuan çocukluğunun geçtiği eve bile sığamıyordu Atlas. Bir an önce ailesiyle ve en önemlisi onu çok özleyen kardeşi İrem ile zaman geçirip en kısa zamanda mutlu yuvalarına dönmek istiyordu.

"Bir gün baba olduğunda beni anlayacaksın oğlum. Canından bile çok sevdiğin evladının gözlerinin önünde eriyip gitmesinin nasıl bir acı olduğunu umarım hiç yaşamazsın. Ama biz de senin düşmanın değiliz! Ilgaz'ı kaybetmenin suçlusu da biz değiliz. Hastalık bu herkesin başına gelebilir mukadderat hayatımıza devam etmek zorundayız.."

"Evet ben o dediğini asla yaşamayacağım anne. Neden biliyor musun? Çünkü hiçbir zaman baba olmayacağım. Çünkü ben hayallerimi de Ilgaz ile beraber toprağa verdim. Benim hayallerim, sevinçlerim, dileklerim hepsi yarım kaldı anne. Benim hayallerim gerçekleşemedi ve asla da gerçekleşmeyecek. O yüzden lütfen beni artık bir salın! Kaldıramıyorum artık anlıyor musun? Sevdiğim adamı kaybetmenin acısıyla birlikte sizin de üstüme gelmenizi kal dı ra mı yo rum!"

Annesinden gelecek cevabı beklemeden evden ayrıldı Atlas. Kendisini sokaklara atıp, Ilgaz ile her zaman gittiği bir mekanda aldı soluğu.

Burası Ilgaz'ın, Atlas ile tanışmadan önce sürekli geldiği küçük bir köfteci dükkanıydı. Sahibi Ilgaz'ın daha önce yardım ettiği ve sonrasında hiç bağlarının kopmadığı orta yaşlı, kendi halinde bir amca idi.

"Gel otur Hamit amca yorma kendini."

"Yok oğlum ne yorması. Köftenin üzerine şöyle demli bir çay içmeyelim mi?"

Çaylar hazır olduğunda Atlas'ın oturduğu masaya bırakıp kendisi de karşı sandalyeye oturdu.

"Bayadır uğramadın aklım sende kaldı Atlas oğlum. Nasılsın?"

"Bu ara uğrayamadım kusura bakma. Aslında numaram var ama- keşke arasaydın."

"Ne bileyim oğlum rahatsız etmek istemedim sanırım. Nasılsa gelmek isteyince gelirsin diye düşündüm."

"İşe başladım. Birde bizimkilerin yanına taşındım bir süreliğine..Gerçi taşınmak dediysem ufak bir valiz yaptım sadece. Annemler sürekli söyleyip duruyordu ama en çok kardeşim tabii. Beni çok özlüyor, ben de onu özlüyorum ve kırmakta istemiyorum bu yüzden."

Hamit amcanın duyduklarından sonra gözlerinde beliren mutluluğu görmemek mümkün değildi. Uzun zaman sonra ilk kez Atlas da olumlu bir gelişme görmüştü.

"Çok sevindim oğlum. İnan ne kadar mutlu oldum anlatamam. Ilgaz oğlum da isterdi tüm bunların olmasını biliyorsun değil mi?"

"Yıllardır o da bunu istiyordu zaten"

"Nasıl yani?"

"Şey- yani rüyama gelirdi de bazen onu söylemeye çalışıyorum. Bana devam etmem gerektiğini söylemişti bir kaç kez. Bu halime üzüldüğünü hissettim o yüzden ben de bir yerden ufak ufak başlayayım dedim."

"İyidir yeni başlangıçlar. Hiç bir şey için çok kesin konuşmamak gerek bu hayatta zaten. Bak ne demiş Hazreti Mevlana? Olmaz dediğin ne varsa hepsi olur. Düşmem dersin düşersin, şaşmam dersin şaşarsın. Öldüm der durur, yinede yaşarsın"

"Yaşıyor muyum? Emin değilim.."

"Yaşıyorsun. Hayattasın bir kere ve her şeye rağmen nefes alıyorsun, sağlıklısın, sevdiklerin yanında."

"Ama en sevdiğim yok be Hamit amca."

"Kalbinde ya oğlum. Yaşamaya devam ettiğin sürece de kalbinde olmaya devam edecek..Biliyorum bunlar öyle boş sözler gibi geliyor şimdi sana. Çünkü Kaybı en iyi yaşayan bilir. Özlemi çeken, o yatağa girip gözyaşı akıtan bilir. Ben de yaşadım..Uzun zaman oldu belki ama Füsun teyzeni kaybettiğim günün o acısı zaman aşımına uğramadı hiç. Neden biliyor musun? Çünkü acılar zaman aşımına uğramaz. Ayrılık acısı uğrar, arkadaşlık acısı uğrar, ihanet acısı bile uğrar. Bir tek ölüm acısı zaman aşımına uğramaz Atlas oğlum."

".............."

"Ama o acıyla yaşamayı biliyorsak işte o zaman bu hayattan bir şeyler öğrenmişiz demektir. Hele senin gibi hayatının en güzel çağındaysa bu acıyı yaşayan, ayağa kalkmalı bir şekilde! Ömür akıp gidiyor çünkü evlat. Bundan yirmi sene sonra acın aynı kalacak zannediyorsun ya.. Öyle olmayacak işte. Yaş alacak, yaşlanacaksın..Bir bakacaksın ömür geçmiş, sen ise o acı ile büyümeyi öğrenmişsin ama geride bomboş bir hayat bırakarak. İşte bu olsun istemiyorum ben! Çünkü şuan en iyi bildiğim bir yerden konuşuyorum sana."

"Herkes öyle söylüyor ama beş sene geçmesine rağmen azalacağına daha da artıyor bu acı. İyi olmak için çabalamadım mı zannediyorsun? Ama olmuyor, onsuz bir hayat fikri rüzgarlı ve soğuk bir havada incecik bir şekilde dışarı çıkmak gibi hissettiriyor. Üşütüyor, içine içine işliyor o soğuk senin."

"İnsanın dili neyi söylerse kaderi de onu yaşatır Atlas oğlum. Bazıları kader der geçer ama o kader birazda bizim elimizde. İşte tam da bu yüzden kader gayrete aşıktır demişler. Sen gayret edeceksin, olmuyor, yapamıyorum, mutsuzum demeyi yavaş yavaş bırakacaksın ki güzel günleri hayatına çekesin. Korkuyorsun biliyorum..Çünkü ben de korkardım. Bir gün bir yerde içten bir kahkaha atıp yaşadığını hissedersin diye korkuyorsun. Yaşamaya devam edersen Ilgaz oğlumu unutmaktan korkuyorsun. Sen aslında kendi mutsuzluğunu kendin yaratmışsın da farkında değilsin."

Hamit amcanın söylediklerinden sonra derin bir sessizlik çöktü ortama..

Aşk Körü [bxb]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin