Paketi almak için yatağıma yaklaştım. Alıp baktığımda içinde bir elbise vardı, kırmızı renginde. Şaşırmıştım...bu neydi böyle? Ne demek oluyordu?
Elbiseye hayranlıkla bakıyordum resmen. Kan kırmızı rengindeydi, ve tam istediğim tarzda bir şeydi.
O sırada telefonumun zil sesi yankılandı odada. Arslan arıyordu..
"Beğendin mi?" diye sordu
"Beğendim, ama bunu neden aldın?"
"Doğum günün olduğunu unuttun mu? Yarın doğum günün. Kırmızıyı özel günlerde giydiğini söylemiştin, bence bundan daha özel bir gün olamaz" dedi
"Doğum günü?" Evet kendi doğum günümü unutmuştum...
"Hadi giy, daha sonra in bahçeye bekliyorum" dedi ve kapattı telefonu.
Nasıl yani? Doğum günümü mü kutlayacaktık?
Elimdeki elbiseye garip garip bakışlar attım. Şimdi ne yapmam gerekiyordu? Dediği gibi yapıp inmeli miydim?
Bence aramızdaki gerginliği uzatmaya gerek yoktu. Gerçi uzatan tek taraf bendim ama olsun..
Üzerimdekileri çıkarttım, elbiseyi giydim. Saçlarımı açık bıraktım..
Saçlarımı bu sabah topuz yaptığım için şimdi açtığımda kendiliğinden dalgalı bir şekil almıştı ve çok güzel duruyordu
Yüzüme makyaj yapmadım, sabah işe gittiğimde yaptığım sade makyaj vardı, yeterdi zaten. Bahçeye inecektim sonuçta..herhalde bir pasta kesip kutlayıp odama geri dönecektim.
Hazırlanıp odadan çıktım. Bahçeye çıktım, arka bahçeye doğru geçtiğimde kırmızı şarlarla, ve küçük küçük kalp şeklinde olan mumlar görünce şaşırmıştım. Bunları benim için mi yapmıştı?
Yaklaştığımda o da bana doğru geldi. Tam karşımda durmuştu. Gözlerini kırpmadan gözlerimin içine bakıyordu
Bakışlarımı etrafta gezdirdim, çok güzeldi..
Ortada masanın üzerinde küçük bir pasta vardı. Şimdiden canım çekmişti
"Beğendin mi?" diye sordu
"Beğendim" dedim gülümseyerek. Benim için yapmıştı...ama hâla aklımda olan sorular kalbime ve zihnime çok ağırlık veriyordu..değer verdiği biri vardı, sevdiği bir kadın vardı..
Yoksa ben mi çok düşünüyordum?
Belkide bahsettiği kadın annesidir.
Kolundaki saate baktı
"Daha 12 ye çok var" dedi
Kafamı sallamıştım sadece.
Elini bana doğru uzattı. Bir eline baktım, bide ona. Öylece kaldığımı görünce kendiside elimden tutup masaya doğru sürükledi. Beraber geçip oturduk
"Yakışmış" dedi elbiseyi işaret ederek
"Teşekkür ederim"
"Kırmızıyı neden sevdiğimi şimdi anlıyorum" dedi
"Neden?"
"Senin yüzünden" dedi
"Yalancı beni kırmızıda ilk kez görüyorsun" diyip güldüm
Benimle beraber o da gülmüştü
"Hep görmek isterim üzerinde, tenine çok yakışıyor Niran. Kırmızı ateşin rengi, yani senin rengin" dedi
Onun söylediği her kelimede benim kalbimi ateşler içinde yakıyorlardı sanki
Kor alevler içinde kül oluyordum sanki
"Neden böyle şeyler söylüyorsun?" sesim titreyerek sormuştum bunu
"Nasıl şeyler söylüyorum?" diye sordu sırıtarak
"Böyle şeyler işte" dedim gözlerimi kaçırarak
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Niran/ Berdel✔️(Ateş Serisi 2)
Romance"O zaman evlen benimle" dedi düz sesiyle. Bakışlarım anında onu buldu. Gözlerim gözlerine kenetlenmişti sanki.. İşte yine birileri berdele kurban gidiyordu.. Hayat onu bir şeylere zorluyordu Biz yine bir şeylere doğru sürükleniyorduk..
