Arslan. İsmi bile kalbimi hızlandırmaya yetiyordu. Ne ara bu kadar tutulmuşdum ona?
Hiç anlamadan çalmıştı beni benden.
Ama hırsız o olunca gıkım çıkmıyordu
Hırsız memnun, ben memnun.
Polise ne gerek var dimi?
Arslan gittikten sonra evi köşe bucak temizlemiştim. Artık Türkan abla çalışmıyordu, sağlığında problem olduğu için evlatları izin vermemiş çalışmasına. Bence en önceden yapmalıydılar bunu, sağlığımızı kaybettikten sonra endişelenmenin ne faydası vardı.
Tabii biz Arslan'la sık sık arar sorardık halini hatrını. Çünkü Türkan ablanın Arslan'ın üzerinde emeği çoktu, Arslan burada yaşadığı andan onun çalışanıydı, her işini yapardı
Evin temizliği bittikten sonra kendime yorgunluk kahvesi yaptım. Salona geçip bir film seçtim, böyle yorgun anlarda en iyi seçim film izlemekti. En güzel çözümdü..
Bir romantik film açıp kahvemi içerek izledim. Tabii filmi bitiremeden kapattım televizyonu. Çok nadir hallarda bir filmi sona kadar izlemişimdir..
Yol yorgunu, temizlik yorgunluğu hepsi bir arada olunca uykum gelmişti. En iyisi odama geçip uyumak olacaktı
Ve kendimi yatağa atar atmaz kısa sürede uykuya dalmıştım..
~
Aradan kaç saat geçtiğinden habersizdim ama camdan havanın karardığı görünce çok uyuduğumu anlamıştım. Elimle yüzümü sıvazladım, karnım çok kötü sancılanıyordu.
Elime yüzüme su varmak için banyoya geçtim. Hâla uyku sersemiydim. Aynadaki yansımamdan kendim bile korkmuştum, Arslan görse beni boşardı herhalde..ama o kurban olsun bana. Benim gibi hayat arkadaşı bulmuş.
Aklımda dönen sesleri susturup işimi halletmeye çalıştım.
Ve işte daha vaktime 4 gün varken özel dönemime giriş yapmıştım..
Aynada bakıp kendi kendime sırıtıyordum pis pis. O sırada karnıma giren sancıyla yüzümü buruşturdum
"Gel bakalım Arslan efendi" dedim pis pis gülerek
Sıcak bir duş aldım, karnımın ağrısı geçsin diye. Temizlenip işlerimi hallettikten sonra banyodan çıktım. Üzerime şort ve bol tişört giydim.
Aşağıya inip yemek hazırlamaya başladım. En azından bir anlamdada olsa doyurabilelim adamı...
Makarna, patates kızartması ve salata yapmıştım. Bide karnımız ısınsın diye çorba. Epey vakit harcamıştım bunlara. Elim hızlı değildi..
Zaten ben yemekleri hazır etmeden gelmişdi Arslan. O da gelip salataya yardım etmişti. Beraber sofrayı kurduktan sonra geçip oturduk
"Yüzünün hali ne senin?" diye sordu masaya geçip oturduğumuz zaman
"Ne varmış?" diye sordum. Herhalde reglden dolayı diye düşündüm
"Halsiz gibisin" dedi elini alnıma, yüzüme koyarken
"İyiyim, meraketme" dedim gülümseyerek
Hâla endişeli bakışlarını yüzümden çekmiyordu. Daha önce hiç mi dikkat etmedi regl olduğum zamanlardaki halime. Sonuçta kaç aydır aynı evde yaşıyoruz dimi?
"Hadi başlayalım yemeğe, kurt gibi acıktım" dedim yemeklere iştahla bakarken. Çorbayı içtikten sonra karnımın ağrısı durmuştu, iyi gelmişti her zamanki gibi.
Yemeği bitirdikten sonra bulaşıkları mutfağa taşıdık. Arslan yardım etmek istesede onu salona gönderdim, zaten ben değil makine yıkayacaktı, ne yardımı?
İkimizde sıcak çay alıp salona geçtim. Bardağın birini Arslan'a doğru uzattım
"Ellerine sağlık, hem yemek için, hemde çay için" dedi elimin üzerine öpücük kondururken
Kocaman gülümsedim. Böyle yaparak beni daha fazla aşık ediyordu kendine
"Afiyet olsun" dedim diğer koltuğa taraf yönelirken. Kolumdan tutup beni durdurdu
"Düşman mıyız o kadar uzağa gidiyorsun? Hadi gel göğsüme" dedi kollarını açarak
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Niran/ Berdel✔️(Ateş Serisi 2)
Romance"O zaman evlen benimle" dedi düz sesiyle. Bakışlarım anında onu buldu. Gözlerim gözlerine kenetlenmişti sanki.. İşte yine birileri berdele kurban gidiyordu.. Hayat onu bir şeylere zorluyordu Biz yine bir şeylere doğru sürükleniyorduk..
