Ayağımı ritim tutturmuş bir şekilde yere vuruyordum sinirden, içimden sürekli 10'a kadar sayıp derin nefes alıyordum ama olmuyordu sinirim dinmiyordu. Oflayıp ayağa kalktım biraz zorlansam da başarabilmiştim sonunda.
"Felix, otur bebeğim yorma kendini"
"Konuşma Hyunjin! Senin yüzünden neredeyiz farkında mısın! Benim karnımda bir bebek var! Ve ben açım", dedim dudağımı büzerek.
Akşam; canım balık ekmek çekmişti diye Hyunjin'lw birlikte çıkmıştık, sahil kenarında bir yere gelmiştik oldukça güzeldi. Siparişlerimizi verdikten sonra sohbet ederek beklemeye başladık, huzurlu geçen akşam oraya kadardı işte. Birkaç adam ve kadının yakınımıza oturmasıyla başladı. Kadın karnıma tuhaf tuhaf bakıyordu, bu beni rahatsız etmişti ama Hyunjin'e söyleyememiştim. Sandalyemi biraz Hyunjin'e doğru çektim, sırtımı onlara doğru döndüm.
Biz Hyunjin ve sohbet etmeye devam ederken bu sefer adamların sesi gelmişti bize, yüksek sesle: 'ibnelik yaptıkları yetmiyor bir de canavar mı peydahlamışlardı', demesiyle Hyunjin onlara döndü. Bize söyleyip söylemediğini sordu onay alınca altındaki sandalyeyi alıp adamın kafasında kırdı. Diğer adam Hyunjin'i dövmek için kalktığında güçlü kocacığım onu da dövmüştü o sırada uyuz yellozlar da polise haber vermişlerdi. O iki adamı da bizi de içeri almışlardı, ve şimdi nezarette bekliyorduk.
"Yavrum benim bebeğime kimse laf edemez. Sikerim belasını ki siktim de hastanede derdine yansın yavşak"
"Ama ben acıktım Hyunjin!"
"Hallederiz bebeğ gel sen", dediğinde yanına gidip kucağına oturdum. Kimseden sakınacak değildim, o benim kocamdı. Kollarımı boynuma doladım başımı omzuna yerleştirdim. Hyunjin'in de bir eli belimi diğer eli karnımı bulmuştu. Bebeğimiz artık 5.5 aylık olmuştu, karnım da git gide büyüyordu ve heyecanımız da artıyordu.
"Felix"
"Efendim kocacım"
"İyi misin bebeğim?"
"İyiyim"
Kısa bir süre polisler geldiğinde ikimizde ayaklandık, ardından babam girmişti. Kaşları çatıktı, sinirli görünüyordu fazlasıyla. Kapı açıldıktan sonra, polisin serbestsiniz demesiyle çıktık. Binadan çıkana kadar babam bir şey dememişti, Hyunjin de elimi tutup yaylana yaylana yürüyordu. Canına susamıştı.
Arabaya bindiğimizde nihayet babam konuşmuştu:
"Gecenin bu saatinde sizi böyle yerlerden neden topluyorum üstelik benim oğlum hamile"
"Babacığım benim suçum yok o yavşaklar bebeğime laf söyledi, dayanamadım. Eşime ve çocuğuma kimse laf edemez efendim!",= Hyunjin kendinden emin bir şekilde konuştuğunda sırıtmıştım. Babam da gülmüştü, biraz şaşırmıştım ama çok kızmayacağını biliyordum zaten.
"İyi yapmışsın, fakat bir dahakine tek gir oralara. Benim oğlum-"
Hyunjin babamın lafını kesip, "Evet hamile biliyorum, hem de benden hamile. Benim çocuğumu taşıyor", dediğinde öksürmüştüm. Çok terbiyesizdi bu adam!
"O bebek olmasaydı 40 yaşına kadar evlenemezdin de neyse."
Babamın söylediğiyle gülmüştüm. Hyunjin fark ettiğinde burnumu tutup sıkmıştı.
~~
Karnımın guruldamasıyla açmıştım gözlerimi. Akşam bir sürü şey yememe rağmen yine de acıkıyordum, canım sürekli bir şeyler çekiyordu. Başımı kaldırıp etrafa baktım, henüz karanlıktı etraf. Kalkmadan önce belime yapışmış olan kocamın ellerini yavaşça üstümden attım ve kalktım. Terliklerimi giymeden odadan çıkıp mutfağa gittim bu sırada duyduğum kedilerin miyavlamasıyla salona gittim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hyunjin'in Bebeği
FanfictionBebeksi koku, sarı tutamlar, kalp şeklindeki dudaklar ve yıldızları anımsatan çilleri; benim hayatım bundan ibaretti. [Texting - Düz yazı]