48

533 75 74
                                    

Felix güneş ışıklarının vurduğu yerde uzanıyordu. Hyunjin, Felix'in karnına yavaş hareketlerle kremi sürüp masaj yapıyordu. Felix, Hyunjin'in sıcak hareketlerine mayışmıştı, gözleri uykudan açılmıyordu. Hamileliğin 6. Ayı dolmuş 7'ye merdiven dayamışlardı.

Ve günler geçtikçe Felix biraz daha zorlanır olmuştu. Karnı ağırlaşıyordu, minik oğlunu taşırken beli ağrıyordu. Ama yine de katlanılmayacak gibi değildi, Felix bu ağrılara bile aşıktı. Oğlundan gelen her şeye aşıktı, hayrandı Felix.

Hyunjin bu süreçte ona sürekli yardımcı oluyordu, gece diken üstünde yatıyordu. Canıdan bir şeyler kopuyordu sanki Felix acı çektiğinde, onun zerre acısını bile omuzlarına almak istiyordu.

Hyunjin kremi yavaşça komodinin üstüne koydu. Felix'in karnına dudaklarını bastırdı, birkaç kere nazikçe öpüp çekildi. Kalbinde bayramlar vardı, yüzünde hiç solmayan gülüşü yine belirirken derin bir iç çekti. Tanrıya şükredip Felix'in yanına uzandı.

Güzel bebeği gün geçtikçe daha da güzelleşiyordu. Hamilelik ona çok yaramıştı, yanakları şişmişti, beli hâlâ inceydi ama karnı şiş olduğundan çok belirgin değildi. Kalçaları da oldukça dolgundu, Hyunjin de en çok bunu seviyordu avucunu dolduran kalçalarına bayılıyordu.

Aralık dudakları arasından kesik kesik nefesleri Hyunjin'in kalp atışları, nefesi oluyordu.

Dirseğinin üstüne yükselip dudağının kenarından öptü ve kalktı. Sessizce yataktan inip odadan çıktı. Miyavlayan kedilerin yanına gitti hızlıca mamalarını verdikten sonra kapıyı üstlerine kapatıp çıktı salondan.

Felix uyurken biraz alt kata inmek isedi, anahtarı alıp çıktı evden. Changbin'in evinden yükselen sesler ile herkesin orada olduğunu anlaması uzun sürmemişti. Alt kata inip kapıyı çaldı. Dakika geçmeden de açıldı kapı.

"Aa hoşgeldin Hyunjin, Felix nerede?"

"Uyuyor", deyip içeri geçti. Direkt salona çıkan kapıdan herkes ona doğru dönmüştü. "Oo hoş geldin taze baba!", Chan'ın zevk dolu eğlencesi başlamıştı, sürekli Hyunjin ile uğraşmak en büyük eğlencesi olabilirdi kesinlikle. Hâlâ Felix ile evlenmesine alışmamıştı, sinir oluyordu bazen.

"Çok yoruldum ihtiyar"

"Oğlum nerede sırık?"

Hyunjin duyduğu sesle balkona baktı direkt, görmeyi ummadığı Denis, diğer günlere nazaran rahat kıyafetlerle elinde kahveyle evde dolanıyordu.

"Evde Felix, uyuyor"

"Beli ağrıyor mu hâlâ?"

"Bazen, krem sürdüm ama iyi olur herhalde"

Sıkıntıyla çenesini kaşıdı Denis. Oğlunun böyle acı çekmesi elbette ki hoşuna gitmiyordu. Ancak yapacak bir şey yoktu ve sadece yardımcı olmak için elinden geleni yapıyordu.

"Ya biz Jeongin ile Kenya'ya gitmek istiyoruz. Sizde gelsenize, Felix içinde değişiklik olur"

Changbin'in ilginç teklifi ile gözler ona döndü. Chan yüzünü buruştururken Denis ilginç bulmuş ve yüzüne bakıyordu. Hyunjin ise hayır demek için hazırlanıyordu.

"Hayır demeyin Felix'e sorun önce o isterse karşı gelemezsiniz", dedi Jeongin sırıtırken. Çünkü biliyordu Felix aklına bir şey koyduğu zaman durumlar zıtlık içinde olsa bile illaki yapardı o aklındakini.

"İyi sorarım ben gece"

"Hyunjin bir şey içer misin?"

Hyunjin kolundaki saate baktı. Buraya geleli 25 dakika oluyordu, Felix'in sancıları olacaktı birazdan, belki de olmuştur diye düşünüyordu. Uzun zamandır titizlikle takip ediyordu Hyunjin. Uyuduktan kaç dakika sonra, ya da ne sıklıkla sancıları oluyordu bunları %85 tam tahmin edebiliyordu.

Hyunjin'in Bebeği Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin